Türk sporunun yıldızları, genellikle sahalarda parlayan isimlerle tanınır. Ancak sahne arkasında, gözden kaçan bir gerçek vardır: alt yapılarda kaybolan sayısız yetenek. Genç yaşta keşfedilen sporcuların bir kısmı, ne yazık ki destek yetersizliği, yanlış yönlendirme veya maddi imkânsızlıklar yüzünden hayallerini gerçekleştiremeden kaybolur.
Alt yapı kulüpleri ve spor okulları, geleceğin şampiyonlarını yetiştirme potansiyeline sahiptir. Ancak çoğu zaman, yönetimsel hatalar, yetersiz tesisler ve kalifiye antrenör eksikliği genç yeteneklerin önünü tıkar. Sporcular yeteneklerine rağmen doğru yönlendirilmediğinde, bir anda gözden kaybolur; sadece birkaç istisna, başarıya ulaşabilir.
Bir diğer önemli sorun ise mental ve fiziksel destek eksikliği. Genç sporcular sadece teknik eğitimle değil, psikolojik rehberlik, beslenme danışmanlığı ve motivasyon desteği ile de güçlendirilmelidir. Aksi halde yetenekleri, doğru zamanda ve doğru ortamda gelişemeden sönüp gider.
Ülkemizde spora yapılan yatırımlar çoğunlukla üst düzey takımlar ve profesyonel liglerle sınırlıdır. Oysa gerçek başarı, alt yapıdan başlar. Bir yeteneği keşfetmek kadar onu uzun vadeli desteklemek de önemlidir. Alt yapı sistemine yapılacak bilinçli ve sürdürülebilir yatırım, hem ulusal hem de uluslararası başarıyı beraberinde getirir.
Unutulmamalıdır ki, bir milletin spor başarıları sadece sahadaki şampiyonlarla ölçülmez; gizli kahramanlar alt yapılarda yetişir. Eğer Türk sporunun geleceğini gerçekten parlak kılmak istiyorsak, kaybolan yeteneklere gözümüzü kapatmamalı, onları desteklemeli ve değerini bilmeli, sadece sonuç odaklı olmamalıyız.