Kumluca’nın içme suyu meselesi artık ötelenemez bir hale geldi. Her yıl benzer şikâyetler, aynı tepkiler ve birbirine benzeyen geçici müdahaleler… Oysa ortada geçici çözümlerle kapatılamayacak kadar derin ve yapısal bir sorun var: Kumluca’nın içme suyu altyapısı miadını doldurdu.
İçme suyu hattında yaşanan arızalar, boru patlamaları, su kesintileri artık sıradan haber haline geldi. Ancak bu sıradanlaşmanın arkasında, sıradan olmayan bir kayıp yatıyor. Çünkü bu sadece bir altyapı problemi değil, aynı zamanda bir çevre, ekonomi ve halk sağlığı sorunudur.
Yıllardır yapılan “nokta tamirler” sadece günü kurtarıyor. Ancak her onarılan noktanın birkaç hafta sonra tekrar arızalanması, sistemin topyekûn iflas ettiğini gösteriyor. Artık herkesin kabul ettiği bir gerçek var: Kumluca’nın içme suyu hattı baştan sona yenilenmelidir.
Kayıp-kaçak oranları ürkütücü boyutlara ulaşmış durumda. Yerin altına sızan tonlarca içilebilir su, hem belediyenin kaynaklarını tüketiyor hem de doğaya zarar veriyor. Bu kayıplar, küresel ısınmanın yarattığı su kriziyle birleşince, ortaya sadece bir yerel sorun değil, küresel sorumluluk da çıkıyor.
Bir yandan kuraklık tehdidi, diğer yandan boşa akan kaynak suyu… Böyle bir tabloyu ne vicdan, ne ekonomi, ne de doğa kaldırabilir.
Kumluca, Antalya’nın en kaliteli doğal kaynak sularından birine sahip. Toroslar’dan gelen, içme kalitesinde, masrafsız bir su… Ama bu su, paslı, yorgun, sızıntılarla dolu borulardan geçerken hem kirleniyor hem de büyük oranda ziyan oluyor.
Halkımız evde tasarrufla uğraşırken, yer altında tonlarca su kaybediliyor.
Buradan açık bir çağrı yapmak gerekiyor:
Antalya Büyükşehir Belediyesi bu soruna daha fazla kulak tıkamamalıdır.
Sadece asfalt, kaldırım, otobüs değil; su da bir medeniyet ölçüsüdür.
İlçemizin su altyapısı adeta kan kaybediyor. Bu çağda hâlâ arıza nedeniyle günlerce susuz kalan mahallelerimiz var.
Böylesine kaliteli bir su kaynağını kayıplarla heba etmek, bir nevi ihanettir.
Artık günü kurtaran yamalar değil, geleceği inşa eden projeler lazım.
Kumluca halkı çözüm bekliyor; pansuman değil, neşter istiyor.
Ve unutulmamalıdır ki; su hayattır. Su altyapısı ise bu hayatın damarıdır.
Damara atılan her geçici dikiş, gün gelir tüm vücudu çökertir.