Bugun...


Aile Hekimi Dr. Ozan UZKUT

facebook-paylas
YENİ DEĞERLERLE HASTA VE ÖLÜM SAYILARI
Tarih: 28-11-2020 17:44:00 Güncelleme: 28-11-2020 17:44:00


          Geçmiş zamanlardaki bu pandeminin ilk üç ayında ölüm sayılarındaki geçen yıllara göre olan artışı yazmış, bu artışın % 30 olduğunu belirtmiş, o yüzden de ölüm sayılarının söylenenden hep fazla olduğunu belirtmiştim. Bazıları inanmamıştı ama şimdi gerçek istatistikler çıkınca ölüm sayıları da artık ulaşımın kolay bir şekilde açılınca ortaya çıkmaya başladı. Tabi bu arada vaka sayıları da benim rakamlarımı abartılı bulanlar vardı, söylenenin en az 20 katı dediğim zaman "yok artık TTB bile bu kadar söylemiyor, abartıyorsun" deniyordu. Gerçekler çıkınca ortaya bir kez ortaya çıktı.

             Son üç ayda geçen 5 sene ortalamasına göre ölüm sayıları iki katına çıktı yani geçen 5 yılda ölüm ortalaması 680-700 arasında iken 2020 eylül- ekim- kasım aylarında ortalama ülkemizdeki ölüm 1250-1400 arasında. Trafik kazalarında bunca azalma varken cinayetlerde azalma varken bu ölüm oranları niye bu kadar arttı, sormak lazım…

              Korona hala akciğer hastalığı olarak görülüyor ve en çok akciğer hastalığı yaptığı için ölüm olacağı düşünülüyor ama gene daha önceki yazılarımda yazdım, korona bir damar hastalığı ve damarları tutuyor. O yüzden de bu dönemde olan kalp krizlerini, beyin kanamalarını, böbrek yetmezliğini, çoklu organ yetmezliğini de değerlendirip "acaba altında korona var mı" diye değerlendirmek gerekiyor. Çünkü ölümler artık bu yönde de çok fazla oluyor ve bunlar da istatistiklere geçmiyor. Burada işte sağlık bakanlığı verileri, belediye verileri ve gerçekler ayrışmaya başlıyor, sorunlar ve çelişkiler de burada ortaya çıkıyor zaten. Yani aslında herkesin değeri doğru ama bakış açıları farklı…


              Bir de vaka sayıları da sağlık bakanlığı tarafından verilmeye başlandı, bunu bile az bulup daha çok olması gerektiği hususunda itirazlar var ama ben buna da katılmıyorum. Sağlık bakanlığı PCR pozitif sayılarını doğru veriyor ama testin güvenilirliği %60 -70 aralığında yani 30000 test pozitifliği varsa gerçek sayının 50000 civarında olduğunu anlıyoruz, o yüzden de zaten test sonucu negatif de olsa bir çok kişiye semptom görülmüşse hemen ilaca başlanıyor ve hasta kabul ediliyor, takibe de alınıyor sanki pozitif çıkmış gibi hatta daha da ileri gidiliyor, pozitif çıkan 10 gün negatif temaslıya 14 gün istirahat verilip ev karantinasına alınıyor. Bunlar da bence gerçek sayılar…


              İstatistiki değerlere de uyuyor bu rakamlar çünkü gene daha öncede yazmıştım "yakalanan her 100 kişiden 80'i ayakta hafif belirti ile geçiriyor" demiştim, tedavi altındaki ve takipteki sayı bunu doğruluyor, bunu aile hekimi takip sayısındaki olağan üstü artıştan anlıyoruz % 10 ki bu sayı günlük beşbin kişiye geliyor, hastanede olması gerekiyor ama bu kişileri hastaneler çok dolu olduğu için evlerine gönderiyoruz. Evlerinde çok acı çekerek ve çok zorluklar içinde hastalığı geçiriyor ancak ölümcül olunca 112 gidip müdahale ediyor veya hastanelere almaya çalışıyoruz. Kalan % 10'luk kısım ise yoğun bakımlık olması lazım ama o kadar çok yoğun bakım yatağımız olmadığı için hastanelerde normal odalarda, koridorlarda, ameliyathanelerde, bodrum katlarında artık neresi denk gelirse orada hastaneye yatırıyoruz. % 1'lik bir kısmı da vefat ediyor, bu da günlük 500 ölüm demektir ki bunun bazısı bulaşıcı hastalık olarak, bazısı kalp krizi olarak, bazısı çoklu organ yetmezliği olarak, bazısı böbrek yetmezliği olarak ölüm nedenine yazılıyor. Doğru mu doğru ama etken korona o atlanıyor…


           Bu arada sağlık personelinin yükü onlarca kat artıyor, ölüm oranları çok yüksek, neredeyse korona geçirmemiş sağlık çalışanı kalmadı. Doğal seleksiyon halinde çok ölüm veriyor, izin hakkı, emeklilik hakkı hatta istifa hakkı olmadan adeta köle gibi çalıştırılıyor. Ancak mezarda dinlenmesine müsade ediliyor asla asla hakları ödenmiyor kıymeti de bilinmiyor. Artık tükendi bitti ama halkın da bunu anlaması da zaten beklenmiyor. Halk anlamayınca devleti yönetenler de anlamıyor. Hala yeni eleman alınmıyor varsa yoksa ya emniyet görevlisi ya da imam almaya devam ediliyor. Ama ihtiyaç duyulan meslek sağlık çalışanı ve onlar da ancak işin içinde yetişiyor. Şimdi işe alınan bir sağlık çalışanı en erken 6 ay sonra işe yarar bir hale gelebiliyor ama bu kimin umurunda. Dediğim gibi halk aldığı hizmete ve onu veremeyen sağlık çalışanına patlıyor. Bu şartları yaratanları hiç suçlu olarak görmüyor.

(Ozanca sağlık mobbing politika kitabımdan)

 





FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
ÇOK OKUNAN HABERLER
HABER ARA
HABER ARŞİVİ

En sevdiğiniz sosyal medya platformu hangisidir?


SON YORUMLANANLAR
nöbetçi eczaneler
YUKARI