Bugun...



Güler: İktidar Çiftçimizin Derdine Derman Olmadı

Saadet Partisi Antalya İl Kadın Kolları Başkanı Zübeyde Güler, Çiftçiler Günü vesilesiyle önemli açıklamalarda bulundu. Güler, resmi rakamlara göre hem tarım alanlarının hem de çiftçi sayısındaki azalmanın vatandaşları zor durumda bıraktığını ifade ederek, iktidarın çiftçilerin sorunlarına derman olacak adımları atması için çağrıda bulundu.

facebook-paylas
Tarih: 19-05-2022 16:17

Güler: İktidar Çiftçimizin Derdine Derman Olmadı

Saadet Partisi Antalya İl Kadın Kolları Başkanı Zübeyde Güler, Çiftçiler Günü vesilesiyle  önemli açıklamalarda bulundu. Güler, resmi rakamlara göre hem tarım alanlarının hem de çiftçi sayısındaki azalmanın vatandaşları zor durumda bıraktığını ifade ederek, iktidarın çiftçilerin sorunlarına derman olacak adımları atması için çağrıda bulundu.

 

ÇİFTÇİLERE HAKETTİĞİ DEĞER VERİLMİYOR
Toprak ve tarım yüzyıllardır insanı ve tarihi biçimlendirmektedir. Tarımsal üretim sayesinde büyük medeniyetler kurulmuş, yine tarımsal üretimin azalmasıyla büyük medeniyetler felakete uğramıştır diyen Güler, “Bugün de tarihtekine benzer bir şekilde toprağı ekenlerin tüm insanlığı biçimlendirmekte olduğunu görüyoruz. İşte bu nedenle toprağa verilen emek insan yaşamında ve ülke kalkınmasında büyük önem arz ediyor. Ancak maalesef toprağa ve toprağı işleyen çiftçilere hak ettiği değerin verilmediğini üzülerek ifade etmek zorundayız” dedi.
Güler, açıklamasını şöyle sürdürdü:  “Anadolu’nun doğusundan batısına kadar her karışında eşsiz bir tarım potansiyeli mevcut. Ancak bu potansiyele rağmen Sosyal Güvenlik Kurumu verilerine göre, Türkiye’de 2009 yılında 1 milyon 16 bin 692 çiftçi varken, bu sayı 2021’in Haziran ayı itibarıyla 541 bin 346’ya düştü. Orman Bakanlığı verilerine göre ise tarım arazilerinde de ciddi ölçüde azalma gözlenmektedir. 500 küsur bin kişinin 85 milyonu besleyebilecek bir üretim kapasitesini karşılaması mümkün değildir”.

 

İKTİDAR ÇİFTÇİLERİN SORUNLARINA DERMAN OLAMIYOR
Türkiye’nin ve Antalya’nın giderek tarım alanında dışa bağımlı bir hale geldiğini vurgulayan Güler, özellikle fiyatlarda yaşanan artışın sebebinin dışa bağımlılık olduğunu belirterek, “Ülke içerisinde tarımsal üretim kapasitemizin giderek azalması gıdada dışa bağımlılığımızın artmasına neden olacak su götürmez bir gerçektir. Şu anda gıda fiyatları noktasında bu bağımlılığın olumsuz etkilerini görüyoruz, yaşıyoruz ne yazık ki. Bu açıdan bakıldığında tarım, acilen önlem alınması gereken çok ciddi bir güvenlik meselesi haline gelmiştir” ifadelerini kullandı.
Ekonomik kriz ile birlikte tarım alanında sorunların daha da arttığını belirten Güler, “ Korona virüs salgını öncesinde başlayan ve salgınla daha da derinleşen ekonomik krizde tarım sektörü ciddi hasar almıştır. Uygulanan yanlış tarım politikalarının ve kuraklık gibi mevsimsel faktörlerin etkisiyle zor günler geçiren çiftçimiz, yüzünü devlete çevirmiş fakat ne yazık ki iktidar çiftçimizin derdine derman olacak desteği bu süreç içerisinde de sağlayamamıştır” dedi.

 

"STRATEJİK SEKTÖR" İLAN EDİLMELİDİR
Güler, Tarım ve Hayvancılık "Stratejik Sektör" ilan edilmesi gerektiğini ifade ederek açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “Tarım ve hayvancılık stratejik bir sektör olarak ilan edilerek tarımsal girdilerde uygulanan vergi ve faizler kademeli olarak kaldırılmalı, çiftçilerimiz krediye mahkum edilmemelidir. Mevcut borçları için faiz tamamen sıfırlanarak borcun büyüklüğüne göre 3 ile 5 yıl aralığında taksitlendirilmelidir.
Gübre, tohum, elektrik ve su faturası gibi tüm girdilerde çiftçiye destek olunmalı, zamanında ve uygun fiyatlar ile tedarik edilmelidir. Aşırı fiyat artışının önüne geçilmeli, ürün girdi paritesi kurularak çiftçi geliri garanti altına alınmalıdır. Her şartta gübre, ilaç, yem, motorin tedarikçisi ve üreticisi kazanç sağlarken tüm risk çiftçiye kalmaktadır.
Tarımda ithalat değil, üretim esas alınmalıdır. Doğru desteklemeler ile gerçek üreticilerin desteklenmesi sağlanmalıdır. Mevcut destekleme modeli üretimi ve üreticiyi desteklemekten çok uzaktır.
Kuraklık, dolu, sel gibi doğal afetlerde üretici yalnız bırakılmamalı, Tarsim Sigortası teşvik edilmeli, küçük üreticiler için poliçe bedeli hazineden karşılanmalıdır.
Asli vazifesinden uzaklaştırılarak sermaye transferine aracı yapılan, hükümetin medya üzerindeki tahakkümünü güçlendirmek için büyük holdinglere verdiği krediyi henüz geri alamayan Ziraat Bankası, isminin hakkını vermeli ve çiftçimize gerçek manada ve yeterli miktarda destek olmalıdır. Tarımsal kredilerin tarım dışında kullanımının önüne geçilmeli, gerçek üretici desteklenmelidir.
KOSGEB başta olmak üzere ilgili kurumlar tarafından tarım ve hayvancılık için verilen mali destek ve hibelerin takibi sıkı bir şekilde yapılmalı, üretim dışında kullanılmasının önüne geçilmelidir”

 

TARIM ARAZİLERİ KORUNMALIDIR
Güler Açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Köylünün elinden alınan meraların farklı amaçlar için kullanılması, imara açılması veya kiralanmasının önüne geçilmeli; köyün ortak malı olarak asıl statüsüne yeniden alınarak amacı dışında kullanımına kesinlikle müsaade edilmemelidir. Ayrıca arazi bölünmelerinin önüne geçecek politikalar üretilmeli, çok parçalamaktan dolayı üretimde kullanılamayan araziler üretime kazandırılmalıdır. “Tarımsal Miras Hukuku” çıkarılmalı üretim alanları yok edilmemelidir.
Kırsalda, bölgesel kalkınmanın temelini sağlayacak istihdam alanları oluşturulmalı, genç nüfusun şehirlere göçünün önüne geçecek politikalar üretilmelidir. Mevsimlik tarım işçilerinin çalışma ve ulaşım şartları iyileştirilmelidir.Gıda arz güvenliği ile tarımsal ürünün, üretim aşamasından nihai tüketiciye ulaşıncaya kadar geçirdiği süreçte gıda güvenliği garanti edilmelidir. Yeterli ve kaliteli üretim için gerekli tedbirler alınmalıdır.
TMO gibi stratejik kuruluşlar doğru ve daha aktif bir şekilde yönetilmeli, silo ve depolar her türlü risk durumuna karşı hazır halde tutulmalıdır. Kuraklık ya da diğer olağan dışı hallerde piyasayı regüle edebilecek yeterli hammaddeye sahip olmalıdır. Aksi halde bu sene olduğu gibi üretici sanayici bir belirsizliğe sürüklenebilmektedir.
Lisanslı depocularımızın sayısı artırılmalıdır. Çiftçilerimize finansal okur yazarlık eğitimi verilmelidir. Lisanslı depoculuk üreticiye daha faydalı hale getirilmelidir. Eğitim müfredatına tarıma yönelik ilgiyi artıracak içerikler eklenmeli, çocuklarımızın ve gençlerimizin toprak ve üretimle olan ilişkisi güçlendirilmelidir.
Bu yıl soğan krizi ve gübre fiyatlarının astronomik artışı gibi yaşanan olaylar üretimde plansız hareket etmenin kaçınılmaz bir sonucudur. Planlı üretim modeline geçilerek bu tip sıkıntıların yaşanmasının önüne geçilmelidir. Tarımda teknoloji kullanımı desteklenmeli; gıda güvenliğini korumayı öncelik edinerek üretimin artmasına yönelik tarımda teknoloji kullanımı teşvik edilmeli ve desteklenmelidir. İsraf boyutuna varan makineleşme değil, doğru ve yerinde etkin teknoloji kullanımı sağlanmalıdır.”

 

ÇİFTÇİNİN OMUZLARINDAKİ YÜK ALINMALIDIR
Yüksek faizli kredilendirmeyle borç erteleme ve yapılandırmalarının ekstra faiz yüküne sebebiyet vermesi, girdi fiyatlarındaki artışlar gibi birçok problem nedeniyle çiftçilerimiz üretemez hale gelmekte ve geçim mücadelesiyle baş başa bırakılmaktadır diye altını çizen Güler, Üreticinin omuzlarındaki yükü hafifletecek, problemlerini giderecek bütüncül politikalar geliştirilmelidir dedi.

Çiftçilerin desteklenmesi gerektiğine vurgu yapan Güler, Saadet Partisi’nin çiftçilerin yanında olduğunu belirterek, “Tarım sektörü bir ülkenin güvenlik meselesidir, can damarıdır. Çiftçilerin desteklenmesi ve teşvik edilmesi ülke ve insanımız için hayati öneme sahiptir. Saadet Partisi olarak her zaman çiftçilerimizin yanında olduğumuzu tekrar dile getiriyor ve tarım sektörünün asla ihmal ve imhal kabul edemeyeceğine dikkat çekmek isterim” diye konuştu.







FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER SİYASET Haberleri

YAZARLAR
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
ÇOK OKUNAN HABERLER
HABER ARA
HABER ARŞİVİ

En sevdiğiniz sosyal medya platformu hangisidir?


SON YORUMLANANLAR
nöbetçi eczaneler
YUKARI YUKARI