Sağlıklı beslenme, sağlıklı yaşam üzerine yıllarca her gün onlarca haber yapılır, konferanslar düzenlenir ama sağlıklı düşünce üzerine gerekli hassasiyet gösterilmez ve bu konudaki etkinlikler ne yazık ki çok sınırlıdır. İnsanların sağlıklı beslenmesi kadar sağlıklı düşünmesi de önemlidir. Özellikle çocuklarımızı ve gençlerimizi zehirli düşüncelerden korumamız gerekir.

Ülkemizi ahtapotun kolları gibi sarmış olan iç mihraklar, dış güçler sözleri her platformda mutlaka geçer. Bu iç güçlerin, dış güçlerin farkında olmak, bunlarla baş etmek için maalesef yetmiyor. Bu iç ve dış güçlerle baş etmek ve ahtapotun kollarını birer birer kırmak istiyorsak, onların etrafa yaydığı zehirli düşüncelerinde farkında olmalıyız. Böylelikle onların zayıf noktalarını yakalayarak alt edebiliriz. Bu iç ve dış güçlerin oyunlarına, özellikle gençlerimize ve çocuklarımıza yaydığı zehirli düşüncelere karşı bilinçli olmak vatanımızı korumak adına öncelikli vazifemizdir.

Zehirli düşünceler, yaşamlarımızı da sarmış durumda. Yaşamlarımızdaki ayrık otları gibi kendimizi geliştirmemizi engelliyor. Düşünce dünyamıza, dolayısıyla da beynimize hakim olan bu zehirli düşünceler, yaşamlarımızı yönetiyor. Bilinçaltımızdan düşünce dünyamıza saldığı korkular ise yaşamlarımızı sarmış zehirli sarmaşıklar gibi. Beynimizi yönetmek, istediğimizi başarıların altına imza atmak, oturmuş bir kişiliğe sahip olmak ve korkularımızdan kurtulmak istiyorsak yaşamlarımızda direksiyona geçme vakti geldi de geçiyor bile.

Yaşadığımız hayatın, yaşamak istediğimiz hayattan farklı olmasının tek nedeni zehirli düşüncelerdir. Zehirli düşüncelerin bizi götürdüğü yolun sonunda uçurum vardır. Günün birinde uçurumdan aşağı yuvarlanıp tepe taklak olmak istemiyorsak düşünce dünyamıza hakim olmayı ve zehirli düşüncelerin yaşamlarımızı sabote etmesine izin vermemeyi öğrenmeliyiz. Mutlu bir şekilde yaşayabileceğiniz hayatı küçük bir şişenin içerisine hapsetmeye hakkımız yok. Unutmayalım ki insanlık bizden çok hizmetler bekliyor.

Biz, kendimize sahip çıkmaksak kimse bize sahip çıkmaz. Biz, kendimize değer vermezsek kimse bize değer vermez. Biz, insanlığa yapacağımız hizmetleri ötelersek yaşamda bizi öteler. Hata yapmaktan korkarsak, risk almazsak istediğimiz başarıların altına imza atamayız. Yarın değil, bugün. Sonra değil, şimdi. Kendimize güvenmemenin ve inanmamanın verdiği motivasyonsuzluk değil, özgüvenin ve inancın verdiği motivasyon. Kaybetmek üzerine değil, kazanmak üzerine kurulan hayatlar. Yaşama negatif değil, pozitif bakış açısı.
Sonuç olarak her şey bizde bitiyor. Gerisi yalan...