Bu hafta sonu tüm yurtta sokağa çıkma yasağı kaldırıldı. Tüm yurttaşlar da sanki her şey normale dönmüş, hiç bir şey yaşanmamış gibi sokaklarda, deniz kenarlarında, piknik alanlarında, çarşılarda idi. Hele pazar günü 65 yaş üstü de izinli olduğu için kalabalık çok daha fazla artı, sanki yollar, sokaklar 3 ay öncesi gibi idi…

Bunda tabi ki hafta içi yapılan hatta 3 gün boyunca günde elli binin üzerine çıkılıp hasta sayılarının yedi yüzler civarında bulunması ve test vaka oranının düşüklüğü de rol oynadı. Ama daha önceki yazılarımda belirttiğim gibi test sayısından çok testin kime yapıldığı önemli. Mesela bu elli binin üzerindeki testlerin -ki bu üç gün sürdü ve bunun yüz bini yeni silah altına alınan 20 yaşlarındaki gençlerdi- hastalığı taşıma olasılığı çok daha düşüktü. Ve öyle de oldu. Test yapılan kişiler hastalık taşıma ve yayma olasılığı düşük askerlik çağındaki gençler olunca oran bir anda istatistikçileri ve nereden test alındığını bilmeden yorum yapan bazı kişileri iyimserliğe itti ve her şeyin iyiye gittiği yanılgısına düşürdü. Bu da halkı yanıltıp çok erken önlemleri ihmal etmeye, maskesiz  sosyal mesafesiz belki de hiç hijyensiz sokaklara dökülmesine yol açtı.

Hep yazdığım gibi yine yazıyorum, yapılan otuz bin ortalama testin en az on bini günlük aktif olarak hasta ile karşılaşan sağlık çalışanına yapılmadığı sürece ben bu testlerin güvenli bir şekilde doğru örnekleme ile yapıldığına inanmıyorum. Bu yanılgı maalesef halkın önlemleri gevşetmesine, maskesiz, sosyal mesafesiz sokaklarda iç içe yürümesine, oturmasına ve zaten önü alınmamış salgının daha çok yayılmasına sebep olacaktır.

Evet istatistiksel olarak hala iyileşen hasta sayımız yeni vakadan yüksek ama bu sağlık bakanının dediğinin aksine hastalığa yakalananların daha çok gençler olduğunu, iyileşme hızının da o yüzden yüksek olduğunun sonucudur. Aslında veriler dikkatli incelendiğinde yoğun bakım ve entübe sayısında belirgin bir artış da göze çarpıyor.

Ben bu hafta sonun sonucunun haftaya, hafta sonu daha çok belli olacağı kanaatindeyim ama tabi yine alınan örneklem hastaların az olduğu yerden alınırsa yine istatistikler düşük çıkabilir buna da dikkat etmek gerekir diye düşünüyorum.

Bu arada bu hafta sonu dikkatimi çeken şey, pazar günü altmış beş yaş üstü vatandaşlarımızın kesinlikle maskesiz dolaşmadıkları, sosyal mesafeyi korudukları dikkatimi çekti. Bizim eski 67 kuşağı olarak tanıdığımız ve bu yüzden de saygımızı ve sevgimizi daha uzun yıllar koruyacak bu kesim çok disiplinli ve bilinçli bir şekilde önlemlerini almıştı. Bu çok önemli bir kriter bence,  artık altmış beş yaş üstü vatandaşlarımız bu önlemleri aldıktan sonra rahatça dışarı çıkabilir ve işlerini görebilirler diye düşünüyorum. Benim sıkıntım bize nasılsa bir şey olmuyormuş diyen ve aslında ülkemiz için en fazla hastalık ve ölüm riski taşıyan ellin altmış beş yaş altı kuşak için onlar tamamen önlemsiz ve dikkatsiz ve vurdum duymaz halde. Keşke onları içerde tutmak mümkün olsa.

Yani tekrar söylüyorum bu hastalık henüz bitmedi hatta yavaşlamadı, azalmadı bile sadece kontrol altına alınmaya çalışılıyor, daha düşme eğiliminde bile değil. Bu aşamada normalleşmek çok tehlikeli ve bunun sonucu çok vahim bir şekilde olabilir. Havaların ısınmasına, hastaların iyileşmesine, ölüm oranlarının düşmesine aldanmayın, bunlar hep yanıltıcı faktörler. Maske, sosyal mesafe ve el yıkamaya devam… Son pişmanlık fayda etmez.
(Ozanca sağlık mobbing politika kitabımdan)