Türkiye bir yandan Maldivler'e özenip Bodrum gibi bir çok yerde sahillerine beyaz kum yani mermer tozu döküp zaten çok az olan deniz canlılarının yaşamını bitirirken bir yandan da gerçekten kilometrelerce doğal ve gerçek beyaz kumu olan Salda Gölü'nde de beyaz kumu yok edip buraları da beton sevdalısı yandaşlara peşkeş çekip bozmaya betonlaştırmaya çirkinleştirmeye devam ediyor… Bu nasıl bir çelişkidir, anlamıyorum…

Salda Gölü'nün durumunu daha önceki yazılarımda yazmıştım hatırlarsanız veya tekrar okursanız. Ben bu yazımda mermer tozu dökülen sahillerde neler oluyor, deniz canlılarına nasıl zarar veriyor, bu konular üzerinde duracağım… Çünkü birçokları bunun sadece görsel bir durum olduğunu, balıklara hiç zarar vermediğini, denizi de kirletmediğini düşünüyor ama durum öyle değil maalesef…

Deniz kumu aslında bir kum değildir. Deniz kıyısındaki kum milyonlarca deniz canlısının kabuğu, kemiği ve ölüsünün milyonlarca yıl içinde parçalanması ve kum haline gelmesiyle oluşur yani deniz kumu aslında bir fosildir. Organik bir bileşendir o yüzden inşaatlarda kullanılamaz, çünkü çürür ve bu yüzden de inşaatı çürütür. Depremlerde dayanıksız olma sebebi de budur. Bu fosil örtü üzerinde deniz çayırları dediğimiz bir çeşit bitki yaşar. Bu bitki kıyı şeridinde suyun sığ olduğu yerde güneş ışığı ve havanın yani oksijenin bol olduğu yerde yaşar. Küçük balıkların ve deniz canlılarının en önemli besini olan planktonlar da işte bu çayırlardan beslenir, büyür ve çoğalır. İşte siz deniz kıyılarına mermer tozu dökerseniz önce bu deniz çayırlarını yok edersiniz. Sonra bunlardan beslenen ve burada çoğalan planktonları yok edersiniz, sonra da bu planktonlardan beslenen balık ve benzeri diğer hayvanları yok edersiniz. Yani temiz görünse de aslında deniz kıyısına petrol dökmekle mermer tozu dökmek arasında deniz canlılarının yaşam döngüsü açısından bir fark yoktur. Asine petrol atığını deniz bir kaç ayda kendiliğinden temizleyebildiği halde mermer tozunu deniz temizleyemiyor. Hele bir de duyuyoruz denizin içine beton set çekip bunu temizlemesine müsaade etmediğini, bu daha da beter bir şey… Böyle yapınca bu mermer tozunu dalgalar alıp tekrar deniz çayırlarının oluşumunu engelliyor…

İşte görünüşte temiz görünse de, beyaz görünse de bir yerin yapısını derin düşünmeden değiştirmek ne kadar zarar veriyor. Bu kıyılara yapılan zarar kışın deniz soğumasından kaçan milyonlarca küçük balığın aç ve korunmasız kalmasına bu yüzden de kolayca bize besin olmasına engel olmaktadır. Ondan sonra yazın ne kadar trolleri engellemeye kalksak da, ne kadar uzun süre av yasağı getirsek de artık denizlerimizde deniz canlısı olmayacak ve balıklarımız hızla tükenecektir…

Ayrıca bu deniz çayırları havadaki oksijeni alıp bunu denizlere aktarmayı da yapan, böylece deniz suyunun oksijenlenmesini de sağlayan yani denizlerin hava almasını sağlayan canlılardır… Tıpkı ormanlarımızın havayı temizlemesi gibi. Ha deniz kıyılarına mermer tozu dökmüşsün, ormanları kesip yakıp bu alanlara bina dikmişsin, yol yapmışsın, aynı şey… Aynı zararı veriyor…

Eminim bu gerçekleri bilse o otel sahipleri, o site sakinleri böyle bir şeye asla izin vermez. Denizlerin şifalı suyunun canlı suyunun mikrop barındırmama özelliğinin en temel sebeplerinden olan deniz çayırlarını yok etmeyelim ve buna asla izin vermeyelim. Unutmayın ki Maldivler'in güzel görünmesinin sebebi o kum beyazlığı değil, o doğanın el değmemesi ve korunmuş olmasıdır. Biz de doğamızı, kıyılarımızı koruyalım… Gençlerimize, geleceğimize iyi bir miras bırakalım.

(OZANCA SAĞLIK MOBBİNG POLİTİKA KİTABIMDAN)