Yılbaşı öncesi yazdığım yazıda otellerde yılbaşı kutlayanların yeterince mesafe ve maske kuralına uymayacağını hatta eğlence mekanlarını açık olabileceğinin turizm bakanına yakın otellerin güvenlik güçlerince denetlenemeyeceğini yazmıştım. Yazdıklarım kısmen doğru kısmen yanlış çıktı, bununla ilgili gözlemlerimi yazmak istiyorum.

İlk yanılgım yılbaşı balosu hiç bir otelde yapılmadı ancak açık büfe yemekler toplu halde yendi, fiziksel mesafe hiç gözetilmedi, insanlar yan yana maskeli maskesiz yemek aldılar, yemeklerin üzerine konuştular, öksürdüler, hapşurdular, yan yana yemek yediler, bu da bulaşım riskini çok artırdı. Bu yönde denetleme tam yapılamadı.

Otellere pandemi nedeniyle yarım kapasite konuk alınacaktı ama açık olan otellerde bu kurala uyulmadı, oteller fulldü, bu da sosyal mesafeyi çok etkiledi, çoğunlukla iç mekanda vakit geçirmek durumda kalan konuklar fiziksel mesafeye dikkat etmeden otelde vakit geçirdiler.
 En büyük bulaş kaynaklarından biri olan asansörler çok sık kullanıldı ve yeterince temizlik yapılmadı.

Pandemi nedeniyle kapalı olması gereken hamam, sauna, masaj salonları çoğu yerde açıktı. Gerekçe olarak Rus konukların anlaşmalarında açık olması gerektiği yazıyormuş ama içeriye kaç Türk, kaç Rus konuk girdi bilemiyorum ama bu da bulaş kaynağı olabilir.

Balo salonu kapalıydı ama barlar açıktı, saat 22'ye kadar müzik vardı ama 22'den sonra barlar kapanmadı, fiziksel mesafe çok gözetilmedi, kağıt oynayanlar, sohbet edenler, okey oynayanlar geç vakte kadar kaldılar…

Çocuklar için olan aktiviteler açık değildi ama onlar da her yerde koşturup oyunlar oynadılar, kendileri hasta olmasa bile hastalığı taşıyor olabilirler. O yüzden dönüşte riskli kişililere teması mutlaka sınırlanmalı…

Türkiye'nin büyük çoğunluğunun evlerde kapalı kalması, pandeminin hızının kesilmesinde etkili olduğunu düşünüyorum ancak otellerden dönenler yaklaşık bir hafta sonra tekrar çoğaltabilirler, benim düşüncem otellerde tatil geçiren eşinizle dostunuzla 14 gün görüşmemeniz belki bu şekilde yayılmayı biraz azaltabiliriz.

Mutasyonla bulaşıcılığı artan virüs her zamankinden daha hızlı şekilde yayılma riskini hala taşıyor. Aşının etkisinin en az 6 ay göremeyeceğimizi düşünürsek filyasyona hala çok ihtiyacımız var, keşke zengin, yoksul, yandaş, karşıt herkesi 15 gün evde kalmasını sağlayabilsek ama sanırım iktidarın öyle bir planı yok, o yüzden herkes kendi başına dikkat etmek zorunda… Yoksa yine ölümler artar, yoğun bakımlar, hastaneler dolar, yine krize girebiliriz, yine bir çok sağlık çalışanını kaybedebiliriz.

Denetlemelerin yandaş olup olmamasına göre veya şikayete göre yapılmaması lazım, hakkaniyetle yapılacak denetimler çok daha adil bir kapanmayı sağlardı diye düşünüyorum. Ama bu da bizim şartlarımızda çok zor olurdu sanırım, ne diyelim durumumuz budur.

(Ozanca sağlık mobbing politika kitabımdan)