Bugun...


Aile Hekimi Dr. Ozan UZKUT

facebook-paylas
KLEPTOMANİ (ÇALMA HASTALIĞI)
Tarih: 27-01-2021 19:37:00 Güncelleme: 27-01-2021 19:37:00


     Çok nadir de görülse en az yüzyıldır bilinen bir hastalıktır. Kleptoman kişiler hiç ihtiyaçları olmadığı halde ki bunların bir çoğu varlıklı kişilerdir, birilerinin bir şeyini çalmaktan, mağazalardan bir şeyler aşırmaktan geri duramazlar. Çaldıklarının bazen maddi değeri olmayabilir bazen de olabilir, bunun önemi yoktur. Bu kişiler buna bakmaksızın o anda anlaşılmaz ve durduramadıkları bir güdü ile hırsızlık yapabilirler.


      Kleptomani, çalmaya karșı olan dürtülere  direnç gösterememe veya direnç göstermede zorluk yașama ve DSM tanı sisteminde Bașka Yerde Sınıflandırılmamıș Dürtü Kontrolü Bozuklukları bașlığı altında yer alan bir bozukluktur. 1816 yılında ilk defa tanımlanarak literatüre giren bu hastalık, 1838 senesinde şu anki kullanılan ismini almıştır. Kleptomani hastaları, ihtiyacı olduğu veya nesneyi satma amacıyla çalmazlar. Bu yüzden kleptomani hırsızlık olarak değerlendirilemez. Türkiye'de bu hastalığa çok sık rastlanmasa da Amerika'da sıkça rastlanmaktadır. Kişi kendisini durduramaz ve sürekli bir şeyleri izinsiz olarak almak ister. Bu o kişiye haz verir. Bir çeşit cinsel doyum hisseder bununla mutlu olur.

     Kleptomaninin nedenleri hakkında birçok farklı görüş öne sürülmüştür. Ünlü psikiyatr Sigmund Freud'a göre kleptomaninin nedeni bastırılmış cinsel çatışmalardır. Kişi izinsiz alma eylemiyle cinsel bir doyum yaşar.


       Başka bir görüşe göre ise kleptomani, hastanın toplumdan öç alma yoludur. Yani kişinin kendi gücünü kanıtlama ya da çocuklukta yaşamış olduğu somut veya soyut yoksunlukları giderme çabasıdır.


      Kleptomani, sürekli yinelenen ve her seferinde maddi olarak değersiz farklı farklı nesnelerin izinsiz olarak alınması isteği biçiminde ortaya çıkar. Bu yüzden daha önce bir kez çalma girişiminde bulunmuş çocuk, ergen ya da yetişkin birey kleptoman sayılmaz. Aynı şekilde sürekli tek tipte nesneleri (Örneğin, kadın iç çamaşırı) çalanlar da kleptomani sayılmaz. Kleptomanlar, çalma eylemini her zaman farkında olmayarak yapmazlar. Bazen de kendilerine gerekçeler üretirler (Örneğin, çalınan malın kendilerine verildiğini öne sürerler).


     Kleptomani seyrek olarak görülen bir rahatsızlıktır. Bu yüzden genel bir tedavi yöntemi de yoktur. Hatta bazı hastalar, nedeni bilinemeyen bir şekilde tedavi olma konusunda oldukça isteksiz davranırlar. Bu yüzden de tedavisi uzun sürer. Tedavide terapi çoğu zaman işe yarar ama bunun iyi bir psikiyatris tarafından yapılması gerekir. Tedavi yöntemleri içerisinde en çok kullanılanı "örtük duyarlılaştırma"dır. Bu yöntem kısa sürmesi nedeniyle çok fazla tercih edilir. Hastadan, hırsızlık anını baştan sona gözünün önüne getirmesi istenir. Daha sonra terapist yardımıyla olumsuz sonuçları hayal edilir (Örneğin, yakalanmak, mahkemeye çıkarılmak, gazetelere manşet olmak gibi)… Terapist, hastanın bu hırsızlık sonucunda aile ve arkadaşlarından alacağı tepkileri olabildiğince karamsar ve olumsuz bir tabloyla anlatır. Çalma eylemi sonucundaki sıkıntı ve stres ile hastanın koşullanması sağlanır. Bunun sonucunda hastada nefret uyanır ve bir daha hırsızlık yapmak istemez. Bu yöntem işe yaramazsa psikiyatri uzmanlarının önereceği başka yollar denenmelidir.


      Kleptomani bir psikiyatrik hastalıktır ve normal hırsızlıktan ayrılması gerekir. Eğer bunu yapamazsak sonuçları intiharla bitebilir. Çünkü bu kişiler ilk anda çok büyük haz duysalar da sonraki pişmanlıkları çok büyük olmakta, suçluluk hissiyle boğuşmakta, bazen de başa çıkamayıp intihar etmektedirler. Bu kişileri yakaladığınızda polise gitmek veya rencide etmek yerine tedaviye yönlendirmek çok daha uygun olacaktır.

(Ozanca sağlık mobbing politika kitabımdan)





FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
ÇOK OKUNAN HABERLER
HABER ARA
HABER ARŞİVİ

En sevdiğiniz sosyal medya platformu hangisidir?


SON YORUMLANANLAR
nöbetçi eczaneler
YUKARI