Aşı yapılmak istendiğinde devletimiz iki tercih sunuyor,  daha önce yapılan Çin aşı Sinovac yanında artık Alman aşısı Biontech'i de tercih edebiliyoruz. Biontech aşısı saklama koşulları ve flakon özeliğinden dolayı sadece hastanelerde yapılabiliyor ki bu çok doğru bir uygulama. Yalnız aşı uygularken dikkatimi çeken bir husus var ki o da şöyle:

Her gün her hastanede  Biontech aşısı yapılması için günlük randevu sayısına göre flakon çıkarılıyor. Bir flakondan altı kişiye aşı yapılabiliyor ve buzdolabından çıkan flakon altı saat içinde yapılması gerekiyor, aşı yapılmazsa tekrar buzdolabına konulamıyor. O yüzden de aşı randevuları altışarlı guruplar ve altının katları şeklinde veriliyor 6,12,18,24,30... gibi. Fakat hemen her gün 1 ila 5 kişi arası kişi randevu tarihinde ve saatinde gelmiyor bunlar için açılan flakondan bir ila beş doz arası flakonun içinde kalıyor ve saati dolduğu için bu aşılar atılıyor. Bu hem ülke ekonomisine zarar hem de aşı bekleyen onca insan varken hastane başına günlük nerdeyse beş aşıya kadar yapılamamış oluyor. Kaba bir hesapla Türkiye'de 1514 devlet hastanesi var günde ortalama üç aşı ziyan olsa günlük beş bin  aşıya yakın aylık yüz elli bin aşı ziyan oluyor demektir. Bu çok büyük bir rakam bence…

Peki bu durum nasıl çözülür? Ya yedek aşı olacak kişi diye randevu verilir, bu kişiler gelmeyenler yerine kalan aşıyı olacaklarını bilirler, gerekirse olmadan dönerler, ya altı kişi toplanmadan flakon açılmaz, böylece flakon ziyan olmaz ya da yakın evlerde hemen çağrılabilecekler listesi yapılır bu sayede kalan aşı olursa hemen o kişiler çağrılıp aşıları olur. Yoksa aylık yüz elli bin civarında aşı ziyan olur ki bu oldukça önemli bir rakamdır bence.

Biontech aşısı için randevu alanların özellikle hassas olması, aldıkları randevuya mutlaka gitmesi, gidemeyecek olursa bunu bildirmesi bence çok yerinde olur ama bizim insanımız bu duyarlılığı gösterir mi veya gelmemesinin bu şekilde bir soruna sebep olduğunun farkında mıdır bilinmez. Ama bu konuda çok hassa olunmalı, gelmeyerek başkasının hakkını yediklerini unutulmamasını sağlamak zorundayız.

Aslında aşı konusunda organizasyon konusunda çok iyiyiz, bir çok ülkeye göre ama gene de bazı ufak tefek başka hatalarımız da var. Örnek olarak hastanede de olsa aşı yapılan merkezle acil veya acil müdahale edebilecek ekip çok uzakta çalışıyor, evet alerjik reaksiyon milyonda bir görülüyor ama bu görülmeyeceği anlamı taşımaz. Olası bir durumda acil müdahale edebilecek bir ekip mutlaka yakında hazır olmalı derim ben, çünkü biz de alerjik durumu olan, önemli hastalığı olan kişileri aşı için hastanelere gönderiyoruz, buna da dikkat edilmesi, olası bir reaksiyon için hazır olunması yararlı olacaktır.

Velhasıl bu kadar hızlı aşılama programında bunlar olur. Ama bunun aşılması da ancak el birliği ile olur, bir aşının ziyan olması durumunda açılan soruşturmalar,hassasiyetler, günde beş bin aşı ayda yüz elli bin aşı ziyan olduğunda da gösterilmeli, bu sorunlar hızlı bir şekilde çözülmeli ve yerel aşı uygulayıcılara gerekirse yetki verip kalan aşıyı yakınlarına uygulamaları bile sağlanabilmeli, yoksa yazık bunca aşı yokluğunda biz her ay yüz elli bin aşıyı çöpe atıyoruz. Yazıktır günahtır, bu sorun mutlaka ivedilikle çözülmelidir.

(Ozanca sağlık mobbing politika kitabımdan)