Has Yörükler Derneği, geleneksel hale getirmeyi planladıkları “Pişili muhabbet” istişare toplantılarının ilkini gerçekleştirdi. Merkezi Döşemealtı’nda bulunan Has Yörükler Derneğinin Orfe çitfliğinde yapılan “Pişili muhabbet” kahvaltısının onur konuğu Sibel Gezen oldu.

Yaklaşık 300 kişinin katıldığı programda, eğlence olarak kabak kemane ve saz ekibinin yörük havaları eğlence bölümü ise İstanbul Taksim’de meydana gelen patlama ile 6 vatandaşımızın ölümü, 81 kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan terör saldırısı nedeniyle iptal edildi.

Has Yörüklerin buluşmasında Dernek başkanı Mustafa Ateş açılış konuşmasında tüm davetlilere teşekkür ederek başladı. Ateş, “Has Yörükler olarak Mart ayında gerçekleştirdiğimiz bahar şenliğimizin ardından ikinci buluşmamız bu kahvaltı ile oldu. Önümüzdeki günlerde bu buluşmalarımızı her ay geleneksel hale getirmeyi planlıyoruz. Bizler birlik ve beraberlik için bir araya geldik. Yörük demek mertlik demektir, insanlık demektir. Ayrıca  Hain terör örgütlerinin bu saldırısını kınıyorum” dedi.

İlk toplantının onur konuğu olan Yörükler İl Hatunu iktisatçı Sibel Gezen “Tarihi kaynaklarımızda Oğuzlar’dan göçerliği devam ettirenlere Türkmen ve Yörük denmiştir. Oğuz, Türkmen ve Yörük; her üç ad da Türklerin, yaşama biçiminden dolayı aldıkları ünvandır” dedi. Gezen sözlerine devam ederek “1691’den sonra Rumeli Yörükleri “Evladı-ı Fatihan” yani Fethedenlerin Çocukları adıyla yeniden örgütlenip, adlandırıldılar. Evladı Fatihan, Osmanlı devleti tarafından yörüklere verilmiş ve yörüklere ait bir namdır, sandır, ünvandır” dedi.

Gezen, Yörüklerin kurtuluş Savaşında Ulu önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün omuz başında silah arkadaşları olduklarını belirterek, sözlerine şöyle devam etti: “Bizim atalarımız, dedelerimiz, alevisi, sünnisi, lazı, çerkezi, kürdü-Türkü hep beraber Yemen’de, Şam’da veya kurtuluş savaşında can verirken, şehit olurken,  kolunu bir cephede, bacağını başka bir cephede bırakırken Osmanlı’nın paralı olan gayri-müslüm tebaasından bazıları  Cizye vererek yani bir nevi bedelini vererek bu savaşların hiç birisinde yer almadı.” Dedi.  

Osmanlı döneminde yerleşik halkın Yörükleri istemediklerini belirten Sibel Gezen “Bizi hor görmüşler.  Osmanlı döneminde önemli kararların kayıt altına alındığı defterlere mühimme denir ve bu mühimme defterlerine göre Manisa’ya gitmişiz, Kütahya’ya, Denizli’ye, Balıkesir’e, Mersin’e Adana’ya gitmişiz. Bizi istemeyen yerleşik düzendeki halk “Bu Yörükler yürürlerken mahsulümüze zarar verdi, davarı, keçisi ürünlere zarar verdi” diye “Kokuyorlar” demişler ve devlete bizi şikayet etmişler. Davarın; malın arkasında gül kokacak halimiz yok ya gardaşlarım.”  Sözleri ise gülümsetti.  
Gezen konuşmasında Has Yörüklerin faaliyetlerini de överek “Geçtiğimiz Mart ayında yapılan şenlikte ve şu anda burada gözlemlediğim kadarıyla Döşemealtı’lı olarak sizlerde inanarak yola çıkan bu Has Yörükler Derneği başkanını ve yönetimindekileri  yalnız bırakmadınız. Bir oldunuz, destek oldunuz, omuz verdiniz.  Helal olsun, hepinize, helal olsun Döşemealtı’lılara, Helal olsun tüm yörüklere” dedi.

YÖRÜK İL HATUNU, YÖRÜK GÜNÜNÜ İLAN ETTİ
Sibel Gezen son olarak “Yörükler bir olunca, birlik olunca  dünya bir araya gelse kimse omuzumuzdan bir toz bile kaldıramaz. Yörüklerin  kırmızı çizgisinin Vatan Bayrak ve Kur’an’dır. Bu nedenle il hatunu olarak 15 Kasım gününü yörüklerin bir olduğu, birlik olduğu Yörükler Günü ilan ediyorum” dedi.

Kahvaltı, hatıra fotoğraflarının çekilmesi ile son buldu.