Bugun...


Sevim AKDENİZ

facebook-paylas
İNSANIN BİR MEMLEKETİ OLMALI
Tarih: 18-08-2020 12:44:00 Güncelleme: 18-08-2020 12:44:00


Anılarının biriktiği yerdir memleketin. Orada sokaklar senindir. Mahalle arasında, hayrına diye çıkartılan çeşme senindir. Hatta çeşmeden akan suyun kenarında ki tas bile senindir. PTT’nin sokağında oturan teyzemin kızı Aysel ablamın kapısının önünde kurulan pazar bile senindir. Çocukluğun da tadı damağında kalan köpük helvası, hangi şehirde yaşasan bile memleketinin köpük helvasının, şartsız koşulsuz senin olduğu gibi. Makbule yengemle pazara giderdik, dayımdan pazar harçlığını istedikten sonra. O zaman ben, sekiz ya da dokuz yaşlarında falandım galiba. Eş, dost, tanıdık, akrabalarla sohbet ederek doldururduk pazar çantamızı. Yorularak girerdik dayımların avlusuna. Ocakta, annemin yaptığı bulgur pilavının kokusu gelirdi burnumuza, yiyecekleri boşaltırken. “Türkmen dövüştüren” “derdi yengem, sabırsızlanarak yemek istediğim bu pilava. Siniye (büyük ve geniş tepsi) üst üste ıslatılmış yufkaları sererdi. Üzerine de içinde kavrulmuş; biberi, soğanı ve domatesi bol, hafif sulu pişmiş bulgur pilavını dökerdi. Kıyısından yufkaları koparıp, pilavın üzerine atarak bir lokmalık alıp, yerdik. Amaa,tabi kiii hiiiç dövüşmeden…


Sonra avluda ki odadan, yukarıda ki odaya çıkardım. Büfeleri vardı dayımların. Dikdörtgen, küçük, tahta bacaklı, yeşil renkliydi büfe. İçinde ne vardı hatırlamıyorum ama üzerinde Filiz Akın’ın, Hülya Koçyiğit ve Türkan Şoray’ın kartpostalları vardı. Kartpostallar bilinen küçüklükte değil, biraz büyüktü ebatları. Fatma Girik neden yoktu bilmem !?  Filiz Akın’ın burnu çok güzel gelirdi, sarı saçlarıyla. Sultan ise  gözleriyle, tüm yüz güzelliği bütünleşmiş bana bakıyordu sanki. Hülya Koçyiğit’e bakınca da “Hepsi çok güzeller. “ diye bakakalırdım öyle. Yengem: ”Dayın koydu onları. Sakın dokunma emi?” diye uyarırdı beni her seferinde.


Ben seviyorum, doğduğum; Ceviz ağaçlarının, dut ağaçlarının gölgesindeki memleketimi.  İçinde çocukluğum saklı kaldı çünkü. Bu gün yaşamın içinde yer almayan sevdiklerim, saklı kaldı havasında çünkü… Çocuklukta kurduğum saf hayallerim kaldı, evlerin önünde akan arıkların soğuk suların içinde…


 Neler kalmadı ki, açık pencereden içeriye giren, o güzel sabah ayazlarının içinde. Sabah deyince, ayaz deyince aklıma hep guguk kuşları gelir memleketimin. “Yusufcuuuk,Yusufcuuuk” diye dile gelirlerdi sanki. Uykudan gözümü daha açamamışken, açık pencereden gelen bu sesi, arar olmuştum gittiğim başka şehirlerde hep, memleket hasretiyle…





FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
HABER ARA
HABER ARŞİVİ

En sevdiğiniz sosyal medya platformu hangisidir?


SON YORUMLANANLAR
nöbetçi eczaneler
YUKARI