Bugun...


Nevriye UĞURLUEL

facebook-paylas
MEĞER NE GÜZEL GÜNLERMİŞ...
Tarih: 26-08-2020 19:24:00 Güncelleme: 26-08-2020 19:24:00


Ne şanslıymışız, hayatın şu an daha da anlamlı gelen eski günlerini bizler iyi ki yaşamışız… İnsanların insan, adamların adam, komşuların komşu olduğu günlermiş…


Bayramların bayram, sosyal hayatların (özellikle internetsiz) daha zevkli olduğu günlermiş meğer…
Hüzünler, sevinçler, güzellikler, kötülükler paylaşılırdı, ortak bir paydada buluşulurdu. Birinin sıkıntısı diğerinin sıkıntısıydı… Bir şekilde halledilirdi…
Kin, nefret bilmezdik, büyüklerimizden, anne babamızdan, öğretmenlerimizden yeri gelir korkardık ama sayardık, severdik...


Zengin fakir herkes eşitti gözümüzde… İnsan ayrımı nedir bilmezdik… Paylaşırdık,  bölüşürdük, ısmarlardık, manevi haz duyar, şımarmaz, böbürlenmezdik…


Sokaklar böyle ruhsuz, kötü ve tehlikeli değildi… Çocuklar birbiriyle hemen arkadaş olur, bahçelerde oyunlar oynar, bisiklet binerdi. Herkes birbirinin çocuğunu kollardı, sahip çıkardı. Komşu çocukları sevilir, başı okşanır, korunup kollanırdı…

Bayramlarda tatillere kaçmazdı insanlar… Bayramın ilk günleri büyüklere gidilir, el öpülür, harçlıklar, şekerler alınır, diğer günler büyükler küçüklere giderdi... Kolonyalar tutulur, tatlılar ikram edilir, yemek vaktiyse yemekler hazırlanır, hep birlikte yenilirdi...

Komşu komşuya pişirdi yemekten, börekten verirdi... Kokmuştur diyerek paylaşılır, görene de göz hakkı verilirdi.
5 çaylarında buluşulur, büyüklerin anlattıkları dinlenir, kekler, börekler yenirdi…Akşam olmadan evin erkeği gelmeden kadınlar evlerine dönerdi.

Ailece gezmelerde ise evin çocuğu yollanır, önceden haber verilirdi, "..... Teyzeeee, müsaitseniz, annemler yarın akşam size oturmaya gelecek" diye…


Acılar paylaşılırdı, bir evden cenaze çıksa yasını bütün apartman, bütün sokak tutardı… Müzik dinlenmez, yüksek sesle gülünmezdi, ayıptı, cenaze evine saygısızlık olurdu…


Kredi kartı yoktu, herkes parası olduğu zaman ve parası kadar alırdı. Maaşlar alınınca, genelde toptancılara gidilirdi marketler yerine… Parası olmayan bakkallara yazdırırdı… Ay başında borcunu kapatırdı... Komşu komşuyu doyurduğu için kimse aç kalmazdı sanırım… Komşuda pişen komşuya da düşerdi bir şekilde…


Televizyon yayınları ilk başladığı zamanlarda gece 12'ye kadar izler, İstiklal Marşımızı okur, yatardık… Şimdiki gibi 7/24 değildi yayınlar...

Saçma sapan konularla insanları kandıran, hayaller kurdurtan oysa gerçek hayatın hiç de öyle olmadığı tv dizileri, vurdulu kırdılı şiddet içerikli filmler, küfürlü komik sanılan yapımlar, yarışma programları yoktu… Çizgi filmlerimiz bile ders vericiydi, şiddet yoktu…


Ders çalışır, kitap okur vakit geçirirdik. Laptopumuz, tabletimiz, cep telefonlarımız, internetimiz yoktu ama mutluyduk…
Sevdiklerimize, akrabalarımıza mektup yazar, kart atardık, kendi elyazılarımızla… Şimdiki gibi duygusuz, birbirinin kopyası, herkese aynı mesajı yayan smsler yoktu…
Yüzyüze iletişimlerimiz vardı, karşılıklı konuşup sohbet eder, birbirimizi dinlerdik.

Bizim "canlı yayın"larımız, mimiklerimize, gözlerimize yansırdı.


Kısacası…
Hayattan, yaşamaktan zevk alırdık, mutluyduk…. Mutluymuşuz...
Peki ya şimdi?





FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
HABER ARA
HABER ARŞİVİ

En sevdiğiniz sosyal medya platformu hangisidir?


SON YORUMLANANLAR
nöbetçi eczaneler
YUKARI