İnsanın herşeye bakışı değişiyor zamanla…
Neyi, neden ve kimin için yaptığımızı yargılamaya başlıyoruz.
Bulunduğumuz ortamlarda sahte gülüşlerle, sahte ilgilerle karşılaşıyoruz.
Mecburen de anı sahtelikle cevap veriyoruz…
İçimizin hissettiği başka, dışa vurumumuz başkalaşıyor.
İnsanları tanımaktan çekiniyoruz… Sınırlar konuluyor, önyargılar başlıyor…
Tanımadığımız kişileri tanımaya çalışmıyoruz… Bize ulaşmaya çalışanların yollarını kapatıyoruz.
Sonra da yalnızlıktan dem vurmaya başlıyoruz.
Kendimizle yüzleşmeye de yüzümüz yok…
Kendimizden, değerlerimizden uzaklaşırken, diğerlerinden de uzaklaşıyoruz.
Daha az kişiyle yüzyüze görüşüp, sosyal medyadan hallediyoruz işlerimizi…
Severken temkinli, güvenirken ürkek, konuşurken hassasız…
Kendimiz için yaşayamıyoruz…
Hayat şartları, geçim sıkıntısı, samimiyetin yoksunluğu, mutsuzluk getiriyor.
Sahip olduklarımızın da kıymetini bilemiyoruz böylece…
Buna göre yaşayamıyoruz…
Çünkü MUTSUZUZ…
Sahte insanlardan, sahteliklerden uzaklaşıp, kendi dünyamızı keşfetmeliyiz…
"Ben" olmalıyız "Hiç" olmadan önce…
Hayatın bir kerelik bir armağan olduğunu unutmadan bizi mutlu eden şeyleri bulmalı, ona göre yaşamaya çalışmalıyız…
Yoksa zaten bir gün "HİÇ" olacağız…
Unutmayalım ki HAYAT BİR ARMAĞAN….
slot siteleri canlı bahis siteleri http://www.tedxmadrid.com/ casino siteleri
canlı bahis siteleri casino siteleri
gaziantep escortgaziantep rus escort gaziantep escortseks hikayeleri