Siyaset, millete hizmet etmek ve halkın sorunlarını çözmek için yapılır. Ancak günümüzde, özellikle yeni nesil olarak adlandırılan genç kuşakta, bu anlayışın değiştiğini gözlemlemek mümkün. Yeni nesil, geleneksel hizmet anlayışından farklı beklentilere sahip ve bu durum, siyasetin geleceği açısından önemli bir dönüşümü işaret ediyor. Yeni nesil, özellikle 2000’li yılların başında doğanlar, teknolojinin ve dijital dünyanın içine doğmuş bir kuşak. Bu nedenle, altyapı, yol, köprü gibi geleneksel hizmetlerin önemini anlamakta zorlanıyorlar. Örneğin, “eskiden yol yoktu” dendiğinde, 25 yaşındaki bir genç için bu ifade somut bir anlam ifade etmiyor. Çünkü onlar, bu tür hizmetlerin varlığını, hep var olan bir gerçeklik olarak görüyorlar. Ayrıca, yeni nesil, hizmet kavramını daha çok bireysel huzur, sakinlik ve kişisel gelişim üzerinden değerlendiriyor. Örneğin, İstanbul’da yürümeyen merdivenler veya yapılmayan metrolar gibi sorunlar, onlar için siyasi tercihlerini belirleyen ana faktörler değil. Bunun yerine, daha çok kendi yaşam tarzlarına uygun bir ortam arıyorlar. Muhalefet partileri, özellikle son yıllarda yeni neslin dilini anlamakta zorlanıyor. Örneğin, CHP’nin İstanbul ve İzmir gibi büyük şehirlerdeki yönetimlerinde, somut hizmetlerin eksikliği gençlerin gözünden kaçmıyor. Ancak bu durum, gençlerin siyasi tercihlerini doğrudan etkilemiyor. Çünkü onlar için hizmet, sadece fiziksel altyapı değil, aynı zamanda sosyal ve kültürel bir deneyim. AK Parti ise, geçmişte yaptığı altyapı çalışmalarıyla seçmenin desteğini kazandı. Ancak yeni nesil, bu tür hizmetleri artık bir lüks değil, olması gereken bir standart olarak görüyor. Bu nedenle, AK Parti’nin de yeni neslin dilini anlaması ve onların beklentilerine uygun bir siyaset dili geliştirmesi gerekiyor. Yeni nesil, hizmet beklentisini daha çok kişisel huzur, teknolojik imkânlar ve sosyal adalet üzerinden tanımlıyor. Örneğin, Gen Z olarak adlandırılan bu kuşağın, iş hayatında esnek çalışma saatleri, kariyer gelişimi ve sürdürülebilir uygulamalar gibi konular ilgisini çekiyor. Bu nedenle, siyasi partilerin, gençlerin dijital dünyasına uygun bir iletişim stratejisi geliştirmesi gerekiyor. Yeni nesil, geleneksel hizmet anlayışından farklı bir beklenti içinde. Onlar için ‘hizmet’, sadece fiziksel altyapı değil, aynı zamanda kişisel huzur, teknolojik imkânlar ve sosyal adalet anlamına geliyor. Siyasi partilerin, bu beklentilere uygun bir dil ve strateji geliştirmesi, gelecekteki seçimlerde başarılı olmalarının anahtarı olacaktır. Gelecek, nitekim bu neslin ellerinde şekillenecek. Bu yüzden tarihimiz, geleneklerimiz ve son iki asırda yaşananlar, bu nesle iyi öğretilmelidir. Toplum ve aile yapısının kenetlenmesini engelleyen tüm veri ve uygulamaların rafa kaldırılması hususunda daha fazla geç kalınmamalıdır. Son 23 yıldan önceki ekonomik ve sosyal yapıyı yaşayarak idrak edemeyen nesil, sömürü düzeniyle maddi sıkıntılarını aşmış batılı devletlerin toplumsal düzenine imrenmeye ve ebeveynleriyle çatışma halinde yaşamaya devam edecek. Hükümetin önceliği, bu aşamadan sonra ivedilikle bu konuya çözüm getirmek olmalıdır.