Günlerdir Koronavirüs'le yatıp kalkıyoruz. Bütün medya organları Covid-19 hakkında şimdilik bilinen bütün bilgileri tekrarlıyor. Ancak ne kadar tekrarlansa az çünkü karşımızda daha önce hiç karşılaşmadığımız türde bir sorun var. Türkiye'de Koronavirüs'ten ölenlerin ve hastalığa yakalananların sayısı her geçen gün artıyor. Dünyayı Koronavirüs belası sardı. Her geçen gün ve dakika ölü ve vaka sayısı hızla artmaya devam ediyor. Tıbben gelişmiş ülkeler bu virüs karşısında çaresiz kalmış durumda...

Bu şekilde devam ederse dünya nüfusunun yüzde 40 ila 70'ine bulaşabileceği söyleniyor. Hastalığın yüzde 80 civarında hafif belirtilerle geçtiği varsayılırsa; ancak geri kalan yüzde 20'lik kısımda ciddi bir probleme yol açabileceği düşünülüyor. Başka bir tahmin de virüsün grip virüsünde olduğu gibi mevsimsel bir hastalığa dönüşmesi. Bu Koronavirüs bence Allah'ın bir gazabından başka bir şey değil. Çünkü dünyada insanlık adına ne kadar iğrenç ve dehşet verici acılar varsa hepsi fazlasıyla yaşandı ve yaşanmaya devam ediyor. Bir taraftan devam eden terör ve savaşlar sonucu çoğu açlıktan ölen çocuklar, yokluk, adaletsizlik, cinayet, zulüm, akıl almaz işkenceler dünyayı kasıp kavururken, diğer taraftan inanılmaz ihtişam, lüks yaşam, yatlar, katlar, parasının pulunun hesabını bilmeyen şımarık zenginler, kul hakkı yiyen yöneticiler karşısında Allah bile isyan etti ve dünyayı yaşanmaz hale getiren insanoğlu kendine gelir diye  Koronavirüs belasını verdi.

Coronavirüs Belası, ülkemizde bir gerçeği de gözler önüne serdi. Ülkemizde 90 bin cami, 275 bin imam ve müezzin ile 115 bin imam fazlası var. 107 bin doktor, 1550 hastane var. Her yıl 60 bin imama karşılık 9 bin doktor mezun oluyor. Bu ülkeye elbette cami de, imam da lazımda, sağlık ocağı, doktor ve sağlık personeli ile okul ve öğretmen daha çok lazım.  Artık bu gerçeği görelim!

Türkiye'deki camilerin çoğunun altlarındaki marketler, özel sağlık klinikleri, dükkanlar ve ofisler var. Hepsinden kira geliyor. Ancak ne hikmettir bu camilerde mahalledeki bir fakir veya hasta için yardım toplandığını görmedim.  Her gün bütün camilerin kapılarında onlarca dilenci, fakir el açıyor. Ancak hiçbir cami toplumsal yaraya merhem olamıyor. Bir cami bir evsize barınak olsa, 90 bin kişi sokaktan kurtulur. Her cami bir fakiri doyursa, 90 bin fakir açlıktan kurtulur. Kaldı ki, "komşusu açken tok yatan bizden değildir" denilen bir inanç sisteminden geliyoruz...

BU VİRÜS BİZE NE ÖĞRETTİ?

Bu Koronavirüs belası dünyada ve ülkemizde başladığı günden itibaren başta ülkemiz insanı olmak üzere bence insanlık çok şey öğrendi ve bundan çok büyük ders alındı diye düşünüyorum. Eğer bundan gereken dersler çıkarılmazsa, insanlık külliyen bitmiş demektir.

ÖNCELİKLE ÜLKEMİZ AÇISINDAN;

* Hastane, doktor ve sağlık personeli sayısının ne kadar önemli olduğunu öğretti...
* İlim ve bilimin ne kadar önemli olduğunu öğretti...
* Hurafelerle hiçbir derde çare bulunamayacağını öğrendik...
* Zamanında alınan tedbirlerin ne kadar önemli olduğunu öğretti...
* Gerçek temizliğin ne demek olduğunu öğretti...
* Üretimin ne kadar önemli olduğunu öğretti...
* Şeker fabrikalarının kapatılmasının hata olduğunu öğretti...
* Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü'nün kapatılmasının en büyük  hata olduğunu öğretti...
* Çevre temizliğinin ne kadar önemli olduğunu öğretti...
* Okul ve öğretmen sayısının ne kadar yetersiz olduğunu, eğitimsizliğin nelere yol açtığını öğretti...
* Dayanışmanın ne kadar önemli olduğunu öğretti...
* Ön yargının ne demek olduğunu öğretti...
* Kurallara ve yasaklara uymanın ne demek olduğunu öğretti...

Umarım ülkemizi yöneten her kademedeki yöneticiler de, bu Koronavirüs belasından paylarına düşen dersi çıkarmıştır.