İnsanlar, insanlığa hizmette kusur etti. Ama insanlık, insanların tüm kusurlarına rağmen insanlardan nimetlerini esirgemedi. İnsanlar, kendilerine ait olanla mutlu yaşamaktansa kendilerine ait olmayanın peşinden koşmayı tercih etti. Böylelikle kendi yaşamlarını kendi elleriyle gasp ettiler. Bugün ise her yerde mutluluğu arıyorlar. Ama mutluluk çok uzaklarda.

İnsanlar, insanlık unvanını elde etmek için değil de makamların, mevkilerin isimlerinin arkasına vereceği unvanları elde etmek için kendi hegemonyasını kurmaya çalışınca vizyonunu yitirdi. Yaşamda kalite, kendini eleştireni dışlayıp da övgüler yağdıranı yere göğe sığdırmakla olmuyor. Bunun adı ölü atı mahmuzlamaktır. Yani kalitesizliği överek kaliteli hale getiremezsiniz.

Günümüzün kaliteden, bilgiden ve zarafetten yoksun dünya insanları, çaresizlik girdabı içerisinde çok acayip bir ruh haline bürünmüşler. Öyle ki çocukların öldürüldüğü, tecavüz ve şiddetin inanılmaz boyutlara ulaştığı bir dünyada insanlar sessizliğe gömülüyor ve çocuk katillerine haddini bildirmiyorsa insanlık özünden çok şey kaybetmiş demektir.

Hatalarında inat eden insanlar, artık dibe vurmuştur. Bugün iftira attıkları insanlığın hesabını, yarın gelecek nesillere veremeyeceklerdir. Bugün insanlığın üzerindeki leke ise kurşunlarla, bombalarla öldürülen ya da bu zulümden kaçarken boğularak ölen çocuklarımızın kanıdır. Bu lekeyi hiçbir güç insanlığın üzerinden temizlemesi mümkün değil.

Eskiden göl olan insanlık, bugün bir avuç suya dönüştüyse bunun vebali bu dünyada yaşayan her insanın üstündedir.

İNSANİ DEĞERLER ANLAMINI YİTİRDİ

İnsanlığın vazgeçmediği değerlerden olan sevgi, saygı, barış, hoşgörü, dürüstlük, güzel ahlak üzerine zaman zaman yazılar yazıyorum. Ama dikkat ediyorum bu tür yazılar en az okunan yazılar arasında yer alıyor.  Bu da toplumun ahlaki ve insani değerlerinin ne kadar çok erozyona uğradığını gösteriyor. Özellikle insani değerlere ilişkin kavramlar günümüz toplumunda ne yazık ki anlamını yitirdi.

İyi bir insan olmanın yolu; öncelikle sosyal, mesleki ve kültürel alanda yasalara ve toplumsal kurallara uymadan geçer. Dürüst, saygın ve onurlu bir yaşam tarzı sürdürebilmek akla gelen ilk şartıdır. Toplum olarak çevremizdeki güzelliklerden, insani değerlerden çok, çirkinliklere ve ahlaksızlıklara duyarlı hale geldik. Gerçek anlamı ile "insan olmak" derken, çevreme, topluma, dünyaya şöyle bir göz atıyorum. İnsanoğlu bugüne kadar hep öldürmüş, katletmiş, yakmış, yıkmış, kandırmış, soymuş, hak yemiş, ezmiş, baskı yapmış ve zulmetmiş. İnsanoğlu, bugün hala bunları yapmaya devam ediyor.

insan olarak dostlarımızın, yakınlarımızın kara günlerinde, sıkıntılarında, acılarında, ıstıraplarında, açmazlarında, yokluklarında hiçbir özel davete gerek görmeksizin hemen yanında, yanı başında olabiliyor muyuz? Yok eğer olamıyorsak, bu demektir ki, insani değerlerimizi yitirmiş, bencillik kanımıza kadar işlemiştir. Daha doğrusu insanlığımızı yitirmişiz demektir.