Bugun...


Eyyüp AYDIN

facebook-paylas
SU, ATEŞ VE AHLAK!
Tarih: 16-10-2020 13:35:00 Güncelleme: 16-10-2020 15:37:00


Yazının başlığını okuduğunuzda; su, ateş ve ahlakın birbiriyle ne ilgisi var diye düşünebilirsiniz. Ama hiçte öyle değil. Aslında her üçünün de birbiriyle çok yakın ilişkisi var. Yeryüzünde insanoğlunun yaşaması, varlığını sürdürebilmesi veya tamamen yok olması, hiç kuşkusuz su, ateş ve ahlak olgusuna bağlıdır. İnsanlık için su, ateş ne kadar gerekliyse, ahlakta bir toplum için o kadar gereklidir. Su, ateş ve ahlak dostluk kurmuşlar ve demişler ki, "kaybolursak birbirimizi nasıl buluruz?" Hemen su cevap vermiş: "Nerede bir şırıltı, çağıltı duyarsanız ben oradayım." Ateş: "Nerede bir duman görürseniz beni orada bulursunuz." Sıra ahlaka gelmiş ve ahlakta şöyle cevap vermiş: "Beni kaybederseniz bir daha bulamazsınız." Düşünüyorum da, galiba toplum olarak "ahlaki değerlerimizi" kaybettik. Suyumuz şimdilik idare eder. Ama gelecek için su konusunda bizi iyi günlerin beklediğini söyleyemem. Neyse ki ateşimiz var ve dumanımız da tütmeye devam ediyor.


Ahlak konusuna gelince, kişisel davranışlarımızdan tutun da, siyasette, ekonomide, medyada, kültürde, sosyal hayatımızda ve toplumun tüm katmanlarında öyle akıl almaz olaylar yaşanıyor ki, bunu ahlak kavramıyla bağdaştırmak mümkün değil. Ülkemizde insanları dehşete düşüren cinayetler işleniyor. Ne yazık ki, ülkemizi aşağılayan çocuklara yönelik taciz ve tecavüz olaylarına tanık oluyoruz. Cinnet, şiddet olayları, hırsızlık, yolsuzluk, vurgun, yalan, talan gündemden hiç düşmüyor. Bütün bunların yanında bir de, kimsenin kimseye tahammülü kalmamış ve ayrıştırıcı bir dil toplumu iyice germiştir. Sevgi, saygı ve hoşgörü tamamen yok olmuş, tek kelimeyle şiddet ve birbiriyle her ortamda kavga eden bir toplum haline gelmişiz.


Ahlak, insanın var olmasıyla birlikte günümüze kadar süre gelmiş ve insan var oldukça, ahlak anlayışı da var olacak bir olgudur. Ahlak doğrudan doğruya yaşamın içindedir. Toplumda ahlak anlayışının bu kadar çok bozulmasının nedenleri o kadar çok ki, ben bunu ülkemiz için iki önemli sebebe bağlıyorum. Birincisi; hani hep diyoruz ya yüzde 99'u Müslüman olan ülkemizde insanların giderek inancının zayıflaması, ikincisinin ise;  işsizliğin, yoksulluğun, yolsuzluğun giderek artması ve gelir dağılımının bozulması. Toplumun gözü önünde bir yanda varlık içinde vurgun ve talan yaparak servetlerine servet katan insanlar var, diğer yanda yokluk içinde ve geleceğe dair tüm umutlarını yitirmiş insanlar! Bu çelişki elbette kabul edilir bir şey değil. Toplumun ahlak anlayışının değişebilmesi için; öncelikle refahın yaygınlaşmasına, adaletin sağlanmasına ve kültür seviyesinin gelişmesine bağlıdır ki, bunun da bugünkü koşullarda ve bu siyaset anlayışında gerçekleşmesi mümkün görünmüyor.


Toplumdaki ahlak anlayışının bozulmasına sebep her ne olursa olsun, yine de günümüz ahlak anlayışının bir altın kuralı vardır. "Sana yapılmasını istemediğini sen de başkasına yapmayacaksın." Ahlak anlayışı bu ilke üzerinde şekillenmiştir. Bu ilkeyi uygulayanlar, gerçekten ahlaklı insanlardır. İnsanlığın ulaşması gereken ahlak anlayışı bu olmalıdır.
Peki ahlaki değerlerimiz kaybetmesine kaybettik de, ya suyumuzu kaybedersek ne yapacağız? İster adına küresel ısınma deyin, ister adına bir başka şey deyin. Şurası bir gerçek ki, daha şimdiden ve gelecekte en büyük sorumuz su olacaktır. Kuraklık her geçen gün ülkeyi kasıp kavuruyor. Bilinçsizce ve hoyratça su kullanımı, su havzalarında, barajlarda, göl ve göletlerde, akarsularda su seviyesinin düşmesine neden olmaktadır.   





FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
HABER ARA
HABER ARŞİVİ

En sevdiğiniz sosyal medya platformu hangisidir?


SON YORUMLANANLAR
nöbetçi eczaneler
YUKARI