Yalakalık ve yağcılık, kendisine saygısını kaybetmiş insanların kendi çıkarları uğruna başkalarına gereksiz ya da hak etmediği iltifatlarda bulunmasıdır. Kısaca dalkavukluktur... Bazıları için yalakalık bir yaşam biçimi olmuştur. Onlar yalakalık yaptıklarının farkında bile değildir. Onların kanına işlemiştir yalakalık yapmak! Türkçe deki yalakalığın tanımında kullanılan kelimelerin çokluğuna bakıldığında toplumumuzun konuya ne denli ilgi ve alaka duyduğunu görmek mümkün. Yağcı, yağdanlık, dalkavuk, şakşakçı, şaklabanlık, kemik yalayıcılık, yalpaklık, huluskarlık, omurgasızlık, yanar dönerlik, v.s. Uzayıp giden bir çeşitlilik vardır, Türkçedeki yalakalık literatüründe.
Bir gazeteci olarak, öncelikle yaşadığım kentin ve ülkemin sorunlarını zaman zaman yerel gazetelerde, sosyal medyada, internet haber sitelerinde dile getirerek, yöneticilere yönelik eleştiri ve önerilerime, ilk tepki yalaka insanlardan geliyor. Yöneticiler de bu yalakalar yüzünden yanlış ve hata yapmadıklarını, doğru iş yaptıklarını düşünüyorlar. Üstüne üstlük bir de iktidar ve muhalefet yanlısı yalaka medya var. Onların nezdinde kentler sorunsuz, ülke güllük gülistanlık. Bu durumda ülkeyi yönetenler, kurum ve kuruluşların yöneticileri doğruyu nasıl bulacaklar, neyin doğru, neyin yanlış olduğuna nasıl karar verecekler? Medyanın eleştiri ve önerilerinden çok, yalakaların talep ve önerilerine itibar ediliyor.
Mensup olduğu veya sempati duyduğu siyasi partinin belediye başkanını savunmak yalaka insanların görevi haline gelmiş. Örneğin, bir belediye başkanının veya bir başka kurum yöneticisinin hizmet anlamında yaptığı yanlış ve hataya ilişkin eleştiri ve önerilerimize, yalaka insanların cevap verdiği ve yorum yazdığı görülüyor. Yöneticinin konuya duyarlılık göstermesine gerek kalmıyor. Makam ve mevki sahibi olanların yaptıkları yanlış da olsa, hatalı da olsa kararlarını nasıl olsa alkışlayan yalakalar var. Yönetici konumda olanlar da bundan son derece memnun oluyor ve bu memnuniyetlerini de, yalaklara ufak tefek menfaatler sağlayarak yerine getiriyorlar. Kısaca her iki taraf içinde utanç verici bir durum!
Son zamanlar ülkemizdeki tüm kurum ve kuruluşlarda, siyasi partilerde ve toplumun tüm katmanlarında yalakalığın neredeyse meslek haline geldiğini görüyorum. Özellikle siyasi partiler yalakalığın odağı haline gelmiş. Yalakalığın ırkı, dini, dili ya da mezhebi yoktur. Öyle ki, yöneticiler bu yalakalar yüzünden iş yapamaz duruma gelmiş, çünkü önlerini göremiyorlar. Her makam ve güç sahibi olanların etrafında onlarca yalaka insan var. Bu yalakalar yüzünden şikayet ve dileklere ilişkin talepler çoğu zaman yöneticilere ulaşmıyor, ulaşsa da fazla dikkate alınmıyor ve vatandaşın sorunları çözülmüyor.
Yalakaların her vesileyle "var ol başkanım, her şeyi sen bilirsin başkanım, sağ ol vekilim, aslan müdürüm" gibi sözleri makam sahiplerini okşuyor ve onlarda kendilerini hatasız ve kusursuz gibi görüyorlar. Ne yapmış adam, gök kubbeyi yere mi indirmiş de, akıl almaz iltifatlarda bulunuluyor. Bu makam ve güç sahibi olanlara; vazgeçilebilir olduğunu hissettirin adamlar biraz tedirgin olsun ve kendilerine gelsinler. Ne yaptığına, ne yapmayacağına kendisi karar versin. Nerede yanlış, nerede hata yaptığını görebilsin. Sorunlara duyarlı, eleştiri ve önerilere kayıtsız kalmayan o eski yöneticileri gerçekten mumla arıyoruz. Şimdiki yöneticilere bakıyorum, sekreterlerin ve yalakaların kuklası olmuş. Şu yalakalık ve yalakalar olmasa hayat çok daha güzel olacak...
slot siteleri canlı bahis siteleri http://www.tedxmadrid.com/ casino siteleri
canlı bahis siteleri casino siteleri
gaziantep escortgaziantep rus escort gaziantep escortseks hikayeleri