Provokasyon kelimesi, günümüz Türkiye'sinde sıkça kullanılan kavramlardan biri haline geldi. Provokasyon, birilerinin sırtından epeyce yük kaldıran ve halkımız tarafından da garip bir şekilde kanıksanan bir tanımlama oldu. Provokasyon; kışkırtma, provokatör; kışkırtıcı demektir. Türkiye, son yıllarda provokasyon ve provokatör olgusunun ağır bastığı bir süreçten geçiyor.
Her şeyin altında provokasyon ve provokatör aranıyor. Her kim ne yaparsa, her kim ne konuşursa, her kim ne yazarsa, her kim demokratik bir eylem yaparsa provokasyon kapsamında ele alınıyor. Nitekim Erzurum’da Ekrem İMAMOĞLU’NA yapılan saldırı bir provokasyondur. Provokasyon, sorumluluk taşıyan herkesi, sanki sorumluluktan kurtaran bir kurtarıcıymış gibi algılanıyor. Yaşanan gelişmeleri, provokasyona bağlamak ve bu şekilde açıklamaya çalışmak iktidarın, parti liderlerinin, kanaat önderlerinin, meslek örgütü başkanlarının hiçbir şeyin sorumluluğunu almak zorunda kalmamasına imkân veriyor. Aslında bu davranış; acizliğin, basiretsizliğin ve makamını hazmedememiş olmanın bir göstergesidir.
Böyle bir kavramı bu şekilde belleklere yerleştirdiğiniz zaman; açım diyen de, işsizim diyen de, hastayım diyen de, eleştiride bulunan da provokasyon kapsamında ele alınıyor ve değerlendiriliyor. İşte o zaman ne adaletten ne demokrasiden ne hak aramadan, ne de özgürlükten bahsedilebilir. Öyle ki; hangi siyasi konuşursa konuşsun bir kişi itiraz etmeye veya derdini anlatmaya kalksa konuşan siyasi hemen 'provokasyon yapma, biz senin gibi provokatörleri iyi tanırız' gibi suçlamalarla karşısındakini susturmaya çalışıyor.
Bir olayın provokasyon amaçlı olması veya provokatörlerin o olayda parmağının olması ile ilgili olayı hafifletici bir sebep midir? Yine bu şekilde gelişen bir olayın görünen failleri başkaları tarafından bu olaya sürüklendikleri için suçsuz mudur veya bu olayı onlar yapmamış mı sayılmaktadır?
Kısaca birilerinin değerlendirmesiyle provokatörlerin devreye girdiği olayları biz nasıl algılamalıyız, yapanlar hakkında ne düşünmeliyiz? Bu gibi haince olaylarda şunu görmek gerekir ki sizin içinizde kötülük, hainlik ve insanlara karşı düşmanlık hisleri olmasa kimse sizi böylesi olayları gerçekleştirmeniz için etki altına alamaz. Provokasyon kelimesinin ardına sığınmak ne siyaset kurumunun ne de siyasi iktidarın işine gelmemeli. Demokratik hak arama eylemlerinde, eylemcilerin sorununu çözmek yerine, eylemlere provokasyon mantığıyla bakılırsa, ülke kargaşa ve kaosa sürüklenir. Örneğin, Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin yaptığı eylemleri provokasyon olarak değerlendirmek ve "bu iş provokatörlerin işidir, ya da öğrencilere terörist " demekle sorun çözülmez, nitekim de çözülmüyor. Burada öğrenciler kadar, devlete de önemli görevler düşmektedir. Her şeyden önce devlet öğrencileri dış etkenlerden korumakla yükümlüdür.
slot siteleri canlı bahis siteleri http://www.tedxmadrid.com/ casino siteleri
canlı bahis siteleri casino siteleri
gaziantep escortgaziantep rus escort gaziantep escortseks hikayeleri