Bugun...


Aile Hekimi Dr. Ozan UZKUT

facebook-paylas
KİMLER KORONAYA DAHA ÇOK YAKALANIR?
Tarih: 20-11-2020 18:01:00 Güncelleme: 20-11-2020 18:01:00


Bazı kişilerin koronaya daha çok yakalandığı hatta bunun bir genle alakalı olduğu, hatta kan gurubu ile ilintili bir durum olduğu tezleri atılmıştır ama bunların hiç biri ispatlanamamıştır.


     Yapılan bir araştırmada gösterildiği gibi kilolu kişilerin ve hava kirliliği belirgin yerlerde bulunanların risk faktörlerinin fazla olduğu göz ardı edilmemeli. Havadaki küçük partiküllerin virüsler için hava yolu ile toplu taşımacılık olanağı sağladığı düşünülmektedir. Dolayısı ile kirli havalı ortamlarda bulunmamak ve kilo almamaya çalışmakta yarar vardır. Kilo arttıkça birim zamandaki soluma sayısı da artar. Bu da virüs yoğunluğunun burundan girişini arttırır. Ayrıca sigara içmek de aynı sebeplerden ötürü hastalığa yakalanmayı kolaylaştırmaktadır.


      Ayrıca astım, koah, diyabet, hipertansiyon gibi kronik hastalığı olanlar, kanser ve kan hastalığı yüzünden bağışıklık sistemini baskılayan ilaç kullananlar, diyaliz hastaları gibi hastalıkları olanlar çok daha büyük tehlike altındadır.


     Virüs vücuda en çok burundan girer % 70 oranında… Burada burun arka duvarına yerleşir, ACE2 reseptörlerinin en çok olduğu, en çok bulunduğu yer orasıdır. Burundaki süpürme protein kılları ne kadar sağlıklı ise virüslerin burunda tutunmaları ve dolayısı ile ACE2'lere yapışmaları o denli zorlaşır. Belli mukusu ve nemi olan ve burun kılları aktivitesi iyi olan burunlar bulaşmaya dayanıklı olurlar. Mukus materyalle sarılıp sarmalanan ve genze süpürülen virüs partikülleri sağa sola yapışma olanağı bulamadan midenin pH 1.5 luk asit ortamına gider  ve orda yok olurlar…


      Şu an için bu işten en hayırlı kurtuluş virüse yakalanmamaktır. Olayın asgari 2022 kışına kadar etkinliğini sürdüreceğine inanıyorum... En azından endemik seviyede… Ters mutasyon çok düşük bir ihtimal olsa dahi beklentimizdir. Keşke olsa.. 100 yıl önce İspanyol gribinden bu sayede kurtulmuştuk. Ama bu konuda çok umutlu değilim.


     Çünkü  Avrupa'daki olguların büyük oranını oluşturan mutasyona uğramış virüsler, ilk Wuhan virüsüne göre yüzey tutunma uzantıları 10 misli daha uzadığından ACE2 reseptörlerine ulaşma şansı artmış bir şekle gelmiştir yani etkinliği artmıştır. Yapılan araştırmalar ilk Wuhan tipine göre bulaşma ve bulaştırma ihtimalini - ve virüsün kendi bakış açısından "şansını"- 6 kez daha arttırmıştır. Kısaca virüs bu güne kadarki mutasyonunu kendi lehine kullanmıştır.


       O yüzden biz bu virüsün mutasyona uğrayıp kendiliğinden geçebileceğine inanmıyoruz. Geçse bile en az 1 yıl daha bu hastalıkla uğraşacağız. Eğer şimdi bulunan aşının tüm dünyadaki insanların en az % 70'ine yapılması gerekiyor ki bu hastalık bitsin. Bunun üretimi şuandaki en iyi şartlarla 2 yıldan önce mümkün değil o da  hiç bir aksilik olmazsa…


       Yani biz bu virüsle en iyimser tahminle 2022 şubat ayına kadar, en kötümser tahminle de 2025 yılına kadar bir arada yaşamak zorundayız.

(Ozanca sağlık mobbing politika kitabımdan)





FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
HABER ARA
HABER ARŞİVİ

En sevdiğiniz sosyal medya platformu hangisidir?


SON YORUMLANANLAR
nöbetçi eczaneler
YUKARI