Bugun...


Aile Hekimi Dr. Ozan UZKUT

facebook-paylas
MAVİ, SARI, TURUNCU, KIRMIZI
Tarih: 09-03-2021 19:26:00 Güncelleme: 09-03-2021 19:26:00


Önümüzdeki günlerde bu renkler tüm yaşamımızı şekillendirecek gibi duruyor. İlimiz hangi renkli ise ona göre yasaklarımız azalacak veya çoğalacak. Peki neye göre bu renkler veriliyor? Gerçekten adaletli dağıtılıyor mu, renkleri uygun görenler bu konulara bakmak istedim,


     Renkler illerin yüz bin kişide görülen pozitiflik sayılarına göre belirleniyor, yüz bin kişide 10'un altındaysa mavi renkliyiz. Yüz binde 30'un altındaysak sarı, yüz binde 100 altı turuncu, üstü kırmızı olarak değerlendiriliyor. Ayrıca o ilin yoğun bakım doluluk oranı, vefat sayısı, aşı olma oranı da bu renkleri etkiliyor deniliyor…


      Burada şu sorunlar ortaya çıkıyor, bazı iller pozitif sayısını az göstermek için test sayısını oldukça düşürdü. Bunu her gün yayınlanan tabloda görüyoruz. Önceleri günlük test sayısı iki yüz binin üstündeyken artık nerdeyse yüz binin altında yapılıyor, bu da pozitiflik sayısını göreceli azaltıyor. İkinci kriter olan yoğun bakım doluluk oranı ise illerdeki yoğun bakım yatak sayıları çok farklı olduğu için doluluk oranı da farklı çıkıyor. Örnek olarak Antalya'da yoğun bakım yatağı nüfusa göre orantılandığında diğer illerin neredeyse iki katı, bu da doluluk oranını görece düşük gösteriyor. Yine aynı şekilde aşılama oranı da illerdeki sağlık personeline göre değişebiliyor. Sağlık personelini doğru kullanan veya sağlık personeli çok olan illerde aşılama çok daha hızlı oluyor. Ölüm oranları hepimizin malumu olduğu üzere üzerinde en çok polemik üretilen konu, çok çeşitli sebeplerle ölüm sayıları gizleniyor. Bu da sanki oranı düşük gösteriyor, pozitif sayısı iki katına çıkmışken, yatak doluluk oranı % 70'lere yaklaşmışken, ölüm oranının neredeyse eskinin dörtte birine düşüyor görünmesi başka türlü izah edilemez.


     Zaten kırmızı olan illerin veya hızla yükselen illerin böyle olma sebepleri ortada toplu gidilen kongreler, cenazeler, toplantılar başta olmak üzere fiziksel mesafenin korunamadığı her durumda bu oranların yükseleceği aşikar… Serbest bırakarak bu sorumluluğu üzerlerinden atmaya çalışmanın hiç bir manası yok. Eğer üçüncü dalganın gelmesini istemiyorsak ve tek gelirimiz haline gelen turizim etkilenmesini de istemiyorsak, sezon açılmadan önce en az on beş gün tam kapanma yapmak zorundayız yoksa asla başa çıkamayacağımız ve sonra da hiç bir şekilde önlem alışamayacağımız sorunlarla karşı karşıya gelebiliriz.


       Evet bu yüzden çok zarar görecek firmalar olacaktır ancak daha sonra hiç açılamamak veya hiç müşterinin gelememesi düşünüldüğünde bu durumun daha tolere edilebilir olduğu aşikardır.


       Bilim kurulunda görevli meslektaşlarımın bu konuları aslında böyle düşünüp böyle raporladıklarını düşünüyorum ancak siyasi irade farklı konuları da düşündüğü için bu yönde karar alamıyor. Burada iş kişilerin kendi iradesi ile fiziksel mesafeleri korumaya kalabalık yerlerde dolaşmamaya kalıyor. Uşak bunun en iyi örneği, bu sayede mavi kalabildiler ve hastalık oranları hızla düşen tek il… Hepimiz Uşak'ı örnek almalıyız diye düşünüyorum.


     Eğer gerekli özeni gösteremezsek 2020'den çok daha kötü bir 2021 geçirebiliriz, bu da artık dayanma gücü kalmamış olan sağlık çalışanlarının başına kalır ve çok vahim sonuçları olur. Milletçe altından kalkamayız…

(Ozanca sağlık mobbing politika kitabımdan)





FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
ÇOK OKUNAN HABERLER
HABER ARA
HABER ARŞİVİ

En sevdiğiniz sosyal medya platformu hangisidir?


SON YORUMLANANLAR
nöbetçi eczaneler
YUKARI