Çağımızda ve kapitalist sistemde ölçü para haline geldi. Artık her şeyin değeri para ile ölçülüyor. Seni kaça alabilecekleri senin kazanç durumuna, açlık durumuna yani ihtiyaç durumuna göre değişiyor. Tabi çok az da olsa ki ben bunların çoğalmasını diliyorum, satın alınmaz zihniyette olan insanlar var ne yaparsanız yapın fikrini, düşüncesini, eylemini değiştirmeyecek olanlar ki ben kendimi hep öyle gördüm ve bu yüzden de kendimle gurur duyarım. Çünkü aç kaldığım, parasız kaldığım zamanlar da oldu ama hiç satmadım kendimi.

Kapitalist sistemdeki bu dünya ölçeğinde ne kadar gelirin varsa o kadarlık insansın. Ve bu gelirin ülkenin değeri ile değil dünyanın geçerli para birimine göre değerlendiriliyor, bu da ya euro ya da dolar. Girmek istediğimiz ve idealimiz olan yer Avrupa olduğu için ben bu ülkelerin para birimi ile değerlendireceğim düşüncemi…

      Asgari ücretimiz 300 euro ve nüfusumuzun yarısı bu parayı alıyor. Almanya'da asgari ücret ortalama 1500 euro yani bizim işçimiz Almanya'nın en vasıfsız, en tembel, en az çalışan işçisinin beşte biri ücret alıyor ki Almanya'da asgari ücretle çalışan nüfusun % 5'i bizde asgari ücretle mühendis, avukat, öğretmen, tekniker gibi mesleği olanları çalıştırıyorsun ki bu mesleklerin Almanya'daki karşılılığı 5000 euro ile 15000 euro arasında değişiyor yani biz Almanya'daki avukata, mühendise, öğretmene göre 15 kat ile 50 kat arasında daha değersiziz. Doktorlukla kıyaslarsak Türkiye'de ortalama doktorun geliri 1000 euro, Almanya'daki ortalama doktor geliri 10000 euro yani 10 kat değersiz Türk doktoru… Millet vekili maaşlarında durumu ortalamada dengeliyoruz, Almanya'da milletvekili maaşı 3000 euro ile 10000 euro arası değişiyor, bizde de 3000 uero civarında hemen hemen aynı değerde milletvekillerimiz var…

     Bu neyi getiriyor, mesela 20 yıl önce bir doktorun aylık ortalama geliri 5000 euro idi, oradan teklif gelmişti, o yüzden biliyorum. Almanya'da 10000 euro kazanma şansım vardı yine ama oradaki harcamaları düşündüğümde tasarruf için elimde 2000 euro kalıyordu bunun için gitmeye değmez demiştim. Şimdi ise aynı teklif gelse hiç düşünmem giderim. Çünkü elime kalan para yani tasarrufa ayırdığım para buradaki toplam kazancımın 2 katı, işte beyin göçünün sebebi…

     Türkiye'de ve dünyada oyunu satan kişiler olur, bu o ülke insanın düşük gelirli kişilerinde daha çok görülür, o yüzden de kapitalist sisteme kendi yaşamlarına daha ters olduğu halde kendilerini daha da yoksullaştırdığını bildiğini bilerek veya bilmeyerek oy veren ama bunu kısa vadeli kazanç için yapan insanlar olur. Ama bu insanlar Almanya'da 1000 euroya oyunu satarken Türkiye'de 10 euroya oyunu satıyor. Yani Almanya'da yüz milyona yüz bin oyu ancak alırken ki bu siyasi erki değiştirmeye yetmiyor. Türkiye'de on milyon oy satın alınabiliyor ki buna muhtaç insan sayısı belki çok daha fazla siyasi erki istediğin gibi değiştiriyorsun ve bunun binlerce katını o ülkenin kaynaklarını sömürerek o ülkeyi talan ederek çıkarabiliyorsun…

      O yüzden Türkiye'de yüzlerce sağlık çalışanı ölümü gündem olmuyor, binlerce insanın ölümü sadece istatistiki değer taşıyor. Çünkü insanın değeri yok, doktor dediğin bin euroluk adam, işçi dediğin üç yüz euroluk adam, ne önemi var. Biz önemli insanımızı yani kapitalist sistemi ayakta tutanları, onlara hizmet edenleri yaşatalım yeter, başkasının yaşamasına gerek yok. Ölürse yenisini alırız. Nasılsa her geçen gün ucuzluyor.

(Ozanca sağlık mobbing politika kitabımdan)