Aşılar bilhassa enfeksiyon hastalıkları dediğimiz bir mikropla yani virüs veya bakteri ile geçen hastalıklarda, hastalığın yayılmasını önleyen, tedavi maliyetini binde bire kadar düşüren en önemli sağlık ergümanımız. Biz aşılar sayesinde bugün bize yıllarca kan kusturan bir çok insanın ölümüne sakat kalmasına sebep olan hastalıkları yendik. Tabi ki koronalı günlerde vücudu zayıf düşüren ve bizi savunmasız bırakan bu hastalıklara karşı aşı en önemli silahımız… O yüzden de ben bir hekim olarak herkese hem grip aşısını hem de zatüre aşısını mutlaka tavsiye ediyorum.

Ama yeterince aşı yok ne yapacağız? İşte burada sıkıntı başlıyor. Daha öncede aile hekimliklerinde yapılacağı söylenen zatürre aşısı da yeterince aile hekimliklerine verilmediği için bir çok insan aşısız kaldı. Üstelik bu aşı yerli bir firma tarafından ülkemizde üretildiği halde… Bu arada bu aşıyı boy boy reklam veren özel hastanelerde bolca olduğu, parası olan herkese de aşı yapılabileceğini de öğrendik. O zaman yazmıştım özellikle aile hekimliklerine az aşı gönderiyorlar, özel hastane sahibi sayın bakanımız kendi gibi özel hastane sahipleri kazansın diye bu aşıyı özellikle az gönderiyor diye… Tıpkı devlet ve üniversite hastanelerinde kanser ve kan ilaçlarını özellikle ödemeyip bu hastaların özel hastanelere yönlendirilmesini sağladıkları gibi… Yine ortez ve protez firmalarına medikal malzeme firmalarına ödeme yapmayıp devlet ve üniversite hastanelerinde bir çok tedavinin ve ameliyatın yapılamamasını sağladıkları ve bu hastaları özel hastanelere yönlendirmek istemeleri gibi…

Aşı işine dönersek, ülkemizde yapılacak aşı miktarı aylar öncesinden bellidir. Bizimle hemen hemen aynı nüfusa sahip Almanya 25 milyon aşı, İngiltere 30 milyon aşı almış. Her türlü amborgonun yapıldığı, hiç bir ülkenin hiç bir ilaç vermediği İran bile 7 milyon aşı almış.. Bir de bize gelmesi gereken ama parasını ödemediğimiz için gelmeyen bir buçuk milyon aşıyı da daha sonra aldılar, toplam sekiz buçuk milyon aşıları oldu. Bizde ise bu rakam bir milyon üç yüz elli bin, bunun da yarısı yandaşa veya bakanlığın birinci sırada öncelikli gördüğü kişilere gitse yarım milyon aşımız ya var ya yok…

Bu ülke vatandaşına aşı alamayacak kadar fakir bir ülke değil, öyle olsa Antalya limanını sattığımız para ile yeni 45 tane makam aracı almazdık, zarar edeceğini bile bile şehir hastaneleri açmaya kalkmazdık, 5 müteahiti zengin edip milletin a.... yapmazdık. Bence burada amaç çok farklı, bu aşıyı tıpkı zatürre aşısı gibi özel hastanelerde sattırmak istiyorlar. Öyle olmasa eczacı odasının bulduğu bir buçuk milyon aşıyı iptal ettirmezler. İran'a aşıyı kaptırmazlardı.
Bence bu aşı önümüzdeki aylarda özel hastanelerde parası olana yapılacak. Bu arada olan bir kemik atıp bin köpeği oyalamak gibi hastaların bu pandemi döneminde aile hekimliklerine koşup hastalık kapmalarına, belki de gribin de yayılmasına, hasta ile hekimin kavga etmesine sebep olacak… Hem de her iki tarafın da hiç suçu yokken…

Bu arada aşı ihtiyacını arttırıp daha çok kişinin aşıya ihtiyaç duyması, daha çok kişinin elindeki avucundakini satıp aşı peşinde koşmasına sebep olacak gibi geliyor.

Ben paramız olmadığı için aşı alamıyoruz fikrine inanmıyorum, öyle olsa devlet büyüklerimiz bu kadar şatafat içinde yaşamaz. Gereksiz şehir hastanelerine bu kadar para vermez, üstünde kimsenin geçmediği otoyol ve köprülere bu kadar para ödemez, Avrupa'daki tüm devletlerin toplamının iki katı makam arabasına sahip olmaz, karada -havada bu kadar saray yaptıramaz, bazı yandaş müteahhitleri bu kadar zengin etmezdik… Bence bunun altında başka bir şey var…

(OZANCA SAĞLIK MOBBİNG POLİTİKA KİTABIMDAN)