İnsanların temel gereksinimleri sayılırken barınma, yiyecek ve su sayılır, barınma, su ihtiyacından da, yemek ihtiyacından da önde gelir, çünkü kişi susuz üç gün yaşayabilir yemeksiz bir ay kadar yaşayabilir ama soğuktan donan kişi ancak 6 saat yaşayabilir, o yüzden de insanın temel ihtiyacı barınmadır.

Biz bunun ne yazık ki örneğini ülkemizin en sıcak ilinde Antalya'da gördük, maalesef barınma ihtiyacını gideremediğimiz evsiz yurttaşlar bundan beş yıl önce sokakta donarak öldüler. O yüzden diyorum ki aç mezarı yoktur ama evsiz mezarı vardır, devletlerin görevi ilk başta vatandaşının barınma sorununu çözmektir. Bunu çözemeyen devlet vatandaşını ölüme terk ediyor demektir ki bunun örneklerini ülkemizde çok sık görüyoruz.

Bu sorunu çözmekle görevlendirilen TOKİ zengin müteahhitleri daha da zengin etmek gibi bir nosyon üstlenmiş gibi görünüyor, işte örneğini İzmir depremzedelerinde görüyoruz, aradan o kadar zaman geçti insanlar evlerini kaybetti, sokakta yaşıyorlar daha doğrusu yaşamaya çalışıyorlar, eş dost evlerinde akraba evlerinde sığıntı gibiler ve devlet söz verdiği halde onları ev sahibi yapmıyor, yapmak için ödeme imkanı olmayan bu insanları bir de borç altına sokmaya çalışıp yandaş müteahhhitlere, bir de bunların emeklerini, canlarını, kanlarını sömürmesine aracılık ediyor.

Halbuki TOKİ niçin kurulmuştu, fakir ve ev sahibi olma imkanı olmayanları ev sahibi yapmak için, insanlar bu sorun çözülsün diye TOKİ'nin şehrin sülietini bozmasına, abuk subuk çirkin binalar yapıp yeşili katletmesine, insanların göz zevkini estetiğini bozmasına bile katlandılar, sırf imkanı olmayan insanlar ev sahibi olsun diye, ama sonuçta görüyoruz TOKİ'nin yaptığı evler hem çok çirkin ve hem de çok pahalı, o yüzden de kimse satın alamıyor. TOKİ'nin yaptığı binlerce ev boş dururken insanlar ev bulamıyor, kiralar ikiye üçe katlandı ve en temel ihtiyacını gidermekte zorluk çekiyorlar.

İşte üniversiteli gençlerimiz on milyon üniversiteli, gencimiz var, yurtta yatak sayısı bir milyon bile yok, o yüzden özel yurtlar çok pahalı, ev kiraları ulaşılmaz halde ve bu çocuklar bizim geleceğimiz olan bu çocuklar sokaklarda yatıp kalkıyor, bir iki aylığına geçici çözümler bulunmaya çalışılsa da sorun çözülmüyor ve sonuçta bu çocuklar günlerdir mecburiyetten sokaklarda yatıyor.

Bizim çok acil yeni fakülte binaları yerine üniversite içlerinde yeni yurt binalarına ihtiyacımız var. Üniversiteler kurulurken, açılmasına müsaade ederken, devlet olsun özel olsun öğrencisinin % 80'ine yurt sağlayamayan üniversiteye ruhsat vermemiz gerekiyordu, şimdi hızla bu uygulamaya geçip şehirdeki üniversite öğrencisinin % 80'i kapasitesinde yurt yapmamız gerekiyor.

Bizim üniversite yıllarımızda yani bundan 30 yıl önce böyle bir sorun yoktu, gün geçtikçe ilerleyeceğimize daha çok geri gidiyoruz, insanımızı daha uygar yaşama kavuşturacağımıza sokaklarda yatırıyoruz, iktidar üç beş müteahhiti zengin etmeyi, saraylar yapmayı, uçaklar, makam arabaları almayı, yandaşı yoldaşı zengin etmeyi bırakıp biran önce bu sorunu yani insanın en temel sorunu olan barınma sorunun çözmesi gerekiyor. Bir de ülkemizde kontrolsüzce yaşayan on beş milyon göçmen var, bunlar da barınma sorunun çözemedikleri içinde sorun çok daha fazla büyüyor ve biz gün geçtikçe daha da zor durumda kalıyoruz.

(Ozanca sağlık mobbing politika kitabımdan)