Bildiğiniz gibi geçen günlerde saç ekimi için bir kliniğe yatan bir kişi sebebi henüz bilinmeyen ama müdahale sırasında ares yani kalp krizi geçirdiği için ölen ve bu yüzden de uygulayan doktorun ters kelepçe ile tutuklanmasına şahit oldu. Bu tüm doktorlar için bir aşağılama, bir göz dağı vermedir ve asla kabul edilemez. Bu durum karşısında sessiz kalan TTB'nin bu tutumu da gözden kaçmadı, bir terörist tutuklandığında dünyayı ayağa kaldıran güya meslek örgütü kendi üyesi meslektaşının bu aşağılanan meslek onurunu ayaklar altına alan durum karşısındaki bu tutumu kabul edilemez ve edilmemelidir.

Evet doktor bu ölüm olayında suçlu mu suçsuz mu bilmiyoruz, bu konu yapılacak otopsi, tıbbi inceleme, bilir kişi incelemesi, tıp hukuku üzerinden inceleme ile cevap bulacak. Ama doktor görünüşte bir cinayet işlemediğine ve en fazla taksirle yani kaza ile ölüme sebebiyet vermek suçu işlediğine göre doktorun hastalarının, arkadaşlarının arasından onu küçük düşürecek şekilde ters kelepçe ile adi bir suçlu, adi bir katil gibi götürülmesi hukuk düzenimizin, emniyet güçlerinin, iktidarın tutumunun ve bunların art niyetli tutumlarının bir sonucu olarak görmek lazım. Benzer bir olay bir polisin, bir hakimin başına gelse aynı şekilde mi davranırlardı sormak lazım. Bu meslek mensuplarının doktor olamama komplekslerini bu şekilde ifade edip adeta öç alan tutumlarını eskiden beri biliyoruz ama bunun bu şekilde açığa vurulduğuna ilk kez tanık oluyoruz.

Ama bunlara bu cesareti verenin hekim hakları için kılını kıpırdatmayan ama konu terörist hakları olunca dünyayı ayağa kaldıran güya sağlık teşkilatının çatı örgütü TTB'nin tutumunun da neden olduğunu çok iyi biliyoruz, aynı veya benzeri olay bir avukatın başına gelse baro ne yapardı veya bir mühendisin başına gelse meslek örgütü ne yapardı, geçmişteki iş kazalarından veya avukatları tutuklamaya kalkan polislere takınılan tutumdan görüyoruz bir hekimlerde bizim hakkımızı savunmasını beklediğimiz bu yüzden üye olduğumuz ve yüksek aidatlar ödediğimiz meslek örgütünden bu şekilde bir tutum beklemek hakkımız değil mi? TTB'nin bizim hakkımızı savunması için terör örgütü savunuculuğu yapmamız veya HDP oy vermemiz mi gerekiyor?

Bu duruma Türk hekimleri daha ne kadar dayanacak, ne zamana kadar aday olmaktan, oy kullanmamaktan vazgeçecek ve meydanı artık bu illegalleşmiş örgüte bırakacak çok merak ediyorum. Yakın geçmişteki iki olay bir doktorun hiç hak etmediği biçimde ters kelepçe ile tutuklanması ve bir doktorun cinsel tercihi yüzünden hem memuriyetten hem de meslekten atılması aslında TTB'nin ne olduğunu, neyi savunduğunu, kimlere destek olduğunu çok iyi bir şekilde açıklamıyor mu? Ben geçmişteki yazılarımda TTB ve iktidarın aynı kuklacı tarafından oynatıldığını söylerken haklı değil miydim? Lütfen o yazılarımı bir kez daha okuyun ve oy kullanmayarak, aday olmayarak aslında kimi desteklediğinizi bir kez daha düşünün.

Bu olayların farklı şekilleri bu mesleği yaptığımız sürece hepimizin başına gelir, bizi meslek örgütümüz anlamayacak ve savunmayacaksa hangi örgüt savunacak, kollayacak, lütfen cevap verin… Yandaş sendika mı savunacak yoksa uzmanlık dernekleri mi, onların bu konularda söz söyleme hakları ve güçleri yok zaten bizi savunacak tek örgüt TTB ve onun kuklacısı ile iktidarın kuklacısı aynı… Nasıl ses çıkarsın?

(Ozanca sağlık mobbing politika kitabımdan)