Bugun...


Aile Hekimi Dr. Ozan UZKUT

facebook-paylas
DEPRESYONDAYIZ
Tarih: 01-11-2021 12:31:00 Güncelleme: 01-11-2021 12:31:00


Evet pandemiden en çok etkilenen ülkeler arasında vaka sayısı ve ölüm miktarı ile ilk beş sıradan hiç inmeyen ülkemiz, travmaya bağlı stres bozukluğu yüzünden de dünyada en fazla depresyona girme özelliğini de koruyor. Yapılan çalışmalarda pandemi yüzünden en çok depresyona giren ülkeler içinde de ilk sıralarda yer alıyoruz.


Bunun tabi ki sebepleri ve sonuçları olacaktır. Öncelikle sebeplerini ele alırsak ki bunlar hemen hepimizin içinde bulunduğu koşullarda iki yıldır yaşadığımız veya gördüğümüz gerçekler… İnsanımızdaki ölüm korkusu bunun en büyük nedeni, bu tüm dünyada görülse de ülkemizde gelecek endişesi de çok fazla olduğu için "ben ölürsem çoluk çocuk ne yapar nasıl geçinir ortada mı kalırlar korkusu" ülkemizde hat safhada ve o yüzden de kendi ölümümüzden çok geride kalanların durumu yüzünden endişeleniyoruz. Bunun getirdiği kaygılar, endişeler de bizi depresyona sokuyor.


İkinci korkumuz işsizlik korkusu, çoğu ülkeler pandemi olduktan sonra iş yerleri kapanmasın, çalışanlar ve iş yeri sahipleri zarar etmesin diye yüklü miktarda para dağıtırken, ülkemizde iktidar bırakın para dağıtmayı biz bize yeteriz kampanyaları ile daha para toplamaya kalktı, bu da ülkenin önemli bir kısmında iktidara güvensizlik, gelecek korkusu, işsizlik korkusuna neden oldu. Bunun getirdiği endişe ve korkular da depresyona girilmesinde çok etkili oldu.


Açlık korkusu da maalesef ülkemizdeki en büyük depresyon kaynaklarından biri oldu. Ülkemizde on milyondan fazla kişi günlük kazançları ile kendi yaşamlarını ve ailelerinin yaşamlarını sağlayabiliyorlar, pandemi yüzünden günlük işler de olmayınca biranda on milyon insanımız açlık korkusu ile burun buruna geldi. Allahtan bu sırada belediyeler imdada yetişti, çok hızlı bir şekilde açlık durumundaki insanımıza yardım elini uzattı ve onların bu sorunlarını çözdü, her türlü iktidar engellemelerine rağmen bunu başardı ama açlık korkusunun getirdiği anksiyete ve depresyon yine de bu insanları etkiledi.


Bir seneden beri süre gelen aşıların bulunması, ülkemize gelmesi, aşıların etkinliği, aşıların yan etkileri, aşı karşıtlığı, aşıların yetip yetmeyeceği, iş yerinde aşı oldun-olmadın problemleri, aşı yüzünden işyerlerinde yapılan mobbingler, aşı oldun-olmadın konusunda oluşan kamuoyu baskıları, kendimiz, büyüklerimiz, çocuklarımız için duyduğumuz endişeler bizi depresyona sokmaya yetiyor da artıyor bile…


Okulların uzun süreli kapanması, çocuklarımızın eğitiminin aksaması, fırsat eşitliğinin bozulması, üniversite bitirenlerin neredeyse yarısının işsiz kalması, liyakata değil sadakate önem verilmesi ve bu sadakatin ülkeye değil iktidar mensuplarına olması, ülkemizdeki yabancı uyruklu kişilerin bizden çok daha refah içinde yaşayıp bizim bir çok sorunla boğuşmamız, açlık sınırı altındaki asgari ücret ve nüfusun yarısının ailesini bu asgari ücretle geçindirmek zorunda oluşları, ülkedeki hiç bir çalışanın yoksulluk sınırı üstünde ücret almaması ve kendi amiri durumundaki insanların kendilerinden çok daha boş, eğitimsiz ve tek özelliklerinin iktidar yalakası olması ve bunu kişilerin içine sindirememesi ayrıca pandemiden bağımsız olarak bizi zaten depresyona sokuyordu. Bir de üzerine pandemi koşulları eklenince dünyada en fazla depresyon görülen ülke konumuna gelmemiz kaçınılmazdı. Öyle de oldu.





FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
HABER ARA
HABER ARŞİVİ

En sevdiğiniz sosyal medya platformu hangisidir?


SON YORUMLANANLAR
nöbetçi eczaneler
YUKARI