Evet gerçekten de covit 19 çıktığından beri ölen kişilerin yapılan araştırmalarında erkeklerin kadınlardan iki kat fazla sayıda öldüğünü görüyoruz. Bunun nedenlerini gözlemlediğimizde çok farklı nedenlerin olabileceğini görüyoruz.

Birincisi genç ölümlerin bizdeki gibi çok olduğu ülkelerde 50 yaş altı kadınların kadınlık hormonu olan östrojen hormonu tarafından koruyor oluşu. Evet gerçekten de bu hormon bir çok hastalıktan koruduğu gibi covitten de koruyor. Bunun en büyük kanıtı normal grip olduğumuzda kadınlarımız çok hızlı iyileşirken erkeklerimiz günlerce yataktan kalkamıyor… Bu da östrojen hormonunun kadınları bir çok hastalıktan koruduğu gibi covitten de koruduğunu gösteriyor. Aynı şekilde covit bulaşan 20-50 yaş arasında yoğun bakımlarda erkek sayısı kadın sayısının nerdeyse 3 katına yakın oluşu da bunu gösteriyor.

İkinci faktör de sigara kullanımı… Her ne kadar son zamanlarda sigara için kadın sayısında artış erkek sayısında azalış olsa da hala daha sigara içen erkek sayısı kadın sayısının üç katına yakın… Bu faktör de covit ölümlerinde çok etkili. Sigara içen bir kişi içmeyene göre çok daha az virüs yükü ile hasta olabiliyor ve yoğun bakımda çok daha fazla zorluk çekiyor, bu faktör yüzünden de ölen erkek sayısı kadın sayısından fazla…

Üçüncü faktör de kilo problemi… Erkeklerimiz kilolarına dikkat etmezken kadınlarımız kilolarına dikkat ediyor. Bu yüzden de karaciğer yağlanması, böbrek yetmezliği ve bağışıklık sisteminin düşmesi daha çok erkeklerde oluyor… Kilo nedeni olan beslenme bozukluğu ve spora kadınlar daha fazla özen gösterdiği için de yaşayan kadın sayısı çok daha fazla oluyor.

Dördüncü olarak da hipertansiyon, diyabet, böbrek yetmezliği, astım, karaciğer yetmezliği gibi kronik hastalıklar erkeklerde çok daha fazla görülüyor… Bu da bu hastalıktan ölümlerin erkeklerde fazla olmasının sebebi olabilir. Yukarıdaki nedenler yani östrojen hormonu, kilo ve spor sigara alışkanlıkları kadınlarda bu hastalıkların daha az olmasının sebebi, bu da erkeklerde ölümlerin en büyük nedeni…

Kadınlarda bu avantaj 50 yaşından sonra biraz daha azalıyor ama kendine bakan kadınlar çok daha uzun yaşayabiliyor ve hastalanmaları çok daha az oluyor. Genel ölüm istatistikler de zaten kadınların erkeklerden daha uzun yaşadığını gösteriyor. Bu hastalıkta da bu ayrımı görüyoruz, erkekleri kadınlardan iki kat fazla öldürüyor.
Yalnız erkeklerin bir avantajı var, terminal dönem dediğimiz ölümle yaşam arasındaki çizgiden erkekler kadınlara göre çok daha fazla geri dönüyorlar. Yani yaşama istekleri ve yaşama tutunmaları son anlarında erkeklerin çok daha yüksek. Kadınlara göre tek avantajları bu. Ama o döneme gelen erkek sayısı kadın sayısından fala olduğu için yine de ölüm oranını bu durum değiştiremiyor…

İster kadın ister erkek olalım, toplumca gerekli önlemleri almazsak önümüzdeki aylarda çok büyük kayıplar vereceğiz. Sürü bağışıklığı sistemine ister istemez giren dünyanın bir çok yeri ve ülkemiz bu salgından nüfusunun % 1'ini kaybederek çıkacak gibi görünüyor. Bu oran içinde ülkemiz en az etkilenen olur umarım. Toplumları bilinçli olan, gerekli önlemleri alan ülke vatandaşları yaşayacak, alamayanlar bu hastalık yüzünden ölecek bunu aklımızdan çıkarmayalım...

(Ozanca sağlık mobbing politika kitabımdan)