Dünya çapında minyonlarca hatta milyarlarca insanın yaşantısını zorunlu olarak değiştiren bu olay sadece hayatları değil, satın alma davranışlarını da etkiledi. Tüketiciler artık korku ve belirsizlik ile satın alma kararları vermeye başladı. Bu belirsizlik, markalar ve işletmeler için de korkulu bir rüya haline geldi.

Markaların; tedarik zinciri aksaklıkları ve işgücü kayıpları ile ilgili artan endişelerin yanı sıra, tüketicilerin de değişen satın alma davranışlarını dikkate almalıdırlar. Bu karantina döneminde markalar için samimi mesajlaşma ve tüketicilerle iletişimde kalmak her zamankinden çok daha önemli hal aldı.
Mağazalar dünya çapında geçici olarak kapanmaya devam ederken internet, sosyal medya ve çevrimiçi satış kanallarıyla şirketler her yerde tüketicilerle yakın iletişim halinde kalabilirler.

Hi Public PR Ajans kurucusu Özkan Demir; şu anda iletişimin sıklığından ziyade mesajın içeriğinin ne kadar fayda taşıdığının önemli olabileceğini söyledi. Markalar, mağdurlara ve topluma yardım etmek için üzerlerine düşeni yapmak istiyorlarsa. Şimdi, her zamankinden daha fazla imkan ve bunları anlatmak için zamanları var.