Bugun...


Demokrat Parti Genel Başkanı Uysal, ANSİAD'ın konuğuydu
Tarih: 27-10-2022 16:29:19 Güncelleme: 27-10-2022 16:29:19 + -


ANSİAD 13. Olağan Toplantısı’nın konuğu olan Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, “Mesele sadece iktidar değişimi değil, kurucu akıl ve programla Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni yeniden kuvvetler ayrılığı temelinde inşa edeceğimiz bir süreci programlıyoruz” dedi.

facebook-paylas
Tarih: 27-10-2022 16:29

Demokrat Parti Genel Başkanı Uysal, ANSİAD'ın konuğuydu

ANSİAD 13. Olağan Toplantısı’nın konuğu olan Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, “Mesele sadece iktidar değişimi değil, kurucu akıl ve programla Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni yeniden kuvvetler ayrılığı temelinde inşa edeceğimiz bir süreci programlıyoruz” dedi.

Antalya Sanayici ve İş İnsanları Derneği (ANSİAD) 2022 faaliyet yılı 13. Olağan Toplantısı’nın konuğu, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal oldu.  ANSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Akın Akıncı’nın Toplantı Başkanlığında gerçekleştirilen etkinlik, İYİ Parti Antalya Milletvekili Hasan Subaşı, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Meclis Başkanı Ahmet Öztürk, Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcıları Bülent Şahinalp ve Doç. Dr. Neslihan Çevik, siyaset, iş, sivil toplum ve medya dünyasından çok sayıda ismin katılımıyla gerçekleştirildi.

 

ANSİAD AİLESİNE KATILAN İŞ İNSANLARINA ROZETLERİ TAKILDI
ANSİAD ailesine katılan Palmiye Peyzaj Mimarlık sahibi Tülay Tosun, ALP Petrol sahibi Gülden Alp, FSP Turizm ve Yatırım A.Ş. sahibi Ayşen Kurt ve Dekorium Mobilya A.Ş. sahibi Ahmet Ekelik’e, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal ve ANSİAD Başkanı Akın Akıncı tarafından üyelik rozeti ve belgeleri takdim edildi.

 

“SORUMLULUĞUMUZ VE SÖZ HAKKIMIZ VAR”
Toplantının açılış konuşmasını gerçekleştiren ANSİAD Başkanı Akın Akıncı, “ANSİAD olarak, Türkiye’nin, hatta dünyanın geleceğinde sorumluluğumuz ve söz hakkımız olduğuna inanıyor, bu sorumlulukla Türkiye’de demokratik tartışma ve düşünme ortamına katkıda bulunmaya çalışıyoruz” dedi. 15 Ekim’de Bartın’da meydana gelen kazada hayatını kaybedenleri anarak konuşmasına başlayan Başkan Akıncı, “Öncelikle üzüntümü ve baş sağlığı dileklerimi iletiyorum. Bu kadar insanın kaybında bile tartışmaların siyasi tartışmaya dönüşmesi de üzüntümüzü artırmaktadır. Bu felaketin son olmasını, bütün kurumların tek bir insan hayatını bile merkeze alarak bilimin ve tekniğin gerektirdiği her önlemi baştan almasını diliyorum” diye konuştu.

 

AĞIR BEDELLER ÖDÜYORUZ
2022’nin başında hayata geçirilen ekonomik model değişikliğinin birinci yılının tamamlandığına dikkati çeken Başkan Akıncı, “Merkez Bankası faiz indirimlerine başladığı sürecin birinci yılındayız. Türkiye ekonomisi bu yıl yüzde 5 civarı büyüme performansına ulaştı, turizmde canlanmanın da desteğiyle istihdam artışı sağlandı. Faiz indirimleri sayesinde Hazine daha düşük faizle borçlandı, kamu harcamaları bu sayede artırıldı, enerji destekleri sağlandı” dedi. Bu politika nedeniyle üç haneli enflasyon gibi ağır bedeller ödendiğine dikkati çeken Başkan Akıncı, “Daha önemlisi bu politikanın sürdürülebilir olmadığı yönünde endişeler, önümüzdeki yıl beklentilerine gölge düşürmektedir. Dünya ekonomisinin enflasyon ve resesyon arasında dengesiz bir durumla karşı karşıya olması Türkiye ekonomisi için de riskleri artırmaktadır. Bu nedenle ekonomik politikaları günlük konuşmalar ötesinde uzun vadeli bir perspektifle tartışılmamız gereklidir” diye konuştu.


KÜRESEL KOŞULLAR DEĞİŞTİ
Düşük faiz politikasının ABD ve Avrupa’nın 2008’den bu yana uygulayıp artık sona erdirdikleri bir politika olduğuna dikkati çeken Başkan Akıncı, “Negatif faiz politikası aşırı borçlanma, gelir dağılımının bozulması, emlak balonu sorunları yarattığı ve bunun üzerine enerji krizi ve enflasyon geldiği için dünyada faiz artışı dönemi başladı. Hükümetimiz bu para politikasına dünyadaki örnekleri görerek, iyi niyetle başlamıştır. Ancak, küresel koşullar değiştiği için zamanlamadan dolayı sorunlar artmıştır” dedi. Faiz düşürme politikasının koşulları zorladığını belirten Başkan Akın Akıncı sözlerini şöyle sürdürdü, “Biz faizi düşürme politikasına dünyada enflasyonun ve faizlerin arttığı bir dönemde, döviz rezervimiz zayıfken geçtik ve bu politikaya devam ediyoruz. Koşullar değiştiği için de düşük faiz politikasını komuta ekonomisi yöntemleriyle uygulayabiliyoruz. Şu anda sabit kur rejimine benzer uygulamalarla döviz alımı ve satımı kontrol edilmektedir. Kur korumalı mevduata bütçeden para ödeyerek dövize geçiş engellenmektedir. Kredide ihracat ve yatırım kredilerine öncelik verilmekte, bankaların nereye ne kadar kredi vereceği ne kadar tahvil tutacağı günlük kararlarla belirlenmektedir.”

 

MERKEZ BANKASI FAİZİ ÖNEMLİ OLMAKTAN ÇIKTI
Kredi ve döviz piyasasının kontrol altında olması nedeniyle Merkez Bankası’nın faizinin önemli olmaktan çıktığına dikkati çeken Başkan Akıncı, “Faiz 7’ye, hatta 5’e, hatta sıfıra da düşürülebilir, çünkü zaten kredi ve döviz piyasası kontrol altındadır.  Kredi ve döviz işlemlerini kontrol altında tuttuğunuz sürece faizi istediğiniz gibi düşürebilirsiniz. Ancak, döviz rezervi yokken, mevcut cari açık ve dış borçla bu politikanın sürdürülemeyeceği ortadadır” dedi. Cari açığın finansmanında yaşanan güçlüğe işaret eden Başkan Akıncı, “Cari fazla vereceğiz dediğimiz yılda, otomotiv, elektronik ithalatımızda düşüşe ve turizm gelirinin artmasına rağmen, enerji faturasının artması nedeniyle 8 ayda 40 milyar dolar cari açığımız oldu. Bu açığın 28 milyar dolarını net hata noksandan döviz girişiyle, diğer kısmını dış borçla finanse ettik” diye konuştu.

 

VERİMSİZ TARTIŞMALAR
Avrupa ülkelerinde durgunluk ve enerji maliyetlerindeki artışın cari açık baskısını artırdığını belirten Başkan Akıncı, “Üretici maliyetlerindeki artış yüzde 151 iken sabit kur uygulamasının devam etmesi, Merkez Bankasının TL’ye güveni sadece liralaşma adımlarıyla sağlaması son derece güçtür. Bu nedenle enflasyon, kur, faiz ve büyüme konularında belirsizlik azalmamakta, artmaktadır” dedi. Türkiye’de ekonomiyle ilgili tartışmaların çok kısır kaldığını belirten Başkan Akıncı, “Dolayısıyla tartışmamız gereken hususlar şunlardır: Merkez bankasının swap borçları dışında rezervi yokken ne kadar idare edebileceğiz? Mevduat faizine bütçeden ödeme yaparak düşük faizli kredi vermek adil midir? Kredi ve döviz kontrolleri ekonomiyi kapalı bir komuta ekonomisine dönüştürmez mi? Yüksek enflasyonu kader olarak kabul mu edeceğiz?” dedi. Faiz konusundaki tartışmaların son derece verimsiz gerçekleştiğini dile getiren Başkan Akıncı, “Merkez Bankası faizi piyasa faizi değildir, bir ekonomi para basarak finanse edilemez. Gerçekçi olmayan düşük faiz verimsiz yatırımlara ve verimsiz işletmelerin doğmasına neden olur. Verimsiz işletmeleri düşük faizli krediyle, kayıt dışılıkla yaşatmanın bedeli ağırdır, bu bedeli verimli şirketler, kalifiye işgücü, orta sınıf ve gelecek nesiller ödemektedir” diye konuştu. Enflasyonun sadece halkı mağdur eden bir hayat pahalılığı sorunu olmadığına dikkati çeken Başkan Akıncı “Kalifiye işgücü kesimi ve orta sınıfı zayıf olan toplumlarda ekonomi büyür ama kalkınma olmaz. Enflasyon konusundaki tartışmalar da son derece kısır tartışmalardır. Enflasyon, verimsiz sektörleri büyüten, teknolojik gelişmeyi caydıran, ekonomik ve sosyal adaleti ortadan kaldıran, toplumu ve ticareti yozlaştıran ciddi bir hastalıktır” dedi.

 

‘YÜZDE 107 ENFLASYONU SORUN OLARAK GÖRMÜYORUZ’
İstanbul Ticaret Odası’nın rakamıyla yüzde 107 enflasyona işaret eden Başkan Akıncı, “Biz bu yüzde 107 enflasyonu sorun olarak görmüyoruz, Aralık ayında baz etkisiyle enflasyon yüzde 70 olursa, gelecek yıl yüzde 40-50 civarı bir enflasyonu görürsek mutlu olacağız. Bu anlayış farkının nedeni, ülkenin geleceğini umursamamak mıdır başka şey midir, sizin değerlendirmenize bırakıyorum” diye konuştu. Başkan Akın Akıncı, ekonomik ve sosyal adaleti göz ardı edemeyeceğimiz bir döneme girdiğimizi belirterek sözlerini şöyle sürdürdü; “Dünya ekonomisinde çalkantılı bir döneme girildiğini dikkate almalıyız. Mevcut politika bir süre daha devam edebilir. Ocak ayında ücret artışları yapılacak, kamu harcamaları artırılacaktır. 2023 yılının ilk yarısında da ekonomide canlılık göreceğiz. Fakat daha sonra döviz, faiz ve bütçede bir dengelemenin gerekeceği açıktır. Bu durumda önümüzde üç yol bulunmaktadır. Ya kapalı komuta ekonomisine geçeceğiz ya bir istikrar programını gündeme alacağız, ya da artık konuşmayı bıraktığımız yapısal reformlarla köklü bir dönüşüm programı başlatacağız.” Düşük faiz politikasının tek başına bir dönüşüm ve kalkınma modeli olmadığını kaydeden Başkan Akıncı, “Kalkınma modeli olabilmesi için sanayi ve teknoloji stratejisi, eğitim, vergi, sermaye kontrolü, enflasyonla mücadele ayaklarının da olması gerekir. Sürdürülebilir, adaletli, yenilikçi girişimleri teşvik eden, piyasa kurallarının sürekli değişmediği bir ekonomi modelini hep birlikte inşa etmeliyiz” dedi.

 

YEŞİL DÖNÜŞÜME DİKKATİ ÇEKTİ
Dünyanın gündeminde Ukrayna’da savaş, enerji krizi, ABD-Çin mücadelesi olduğunu ancak geleceğin dijital ve yeşil dönüşüm üzerinde kurulacağını bildiklerini belirten Akın Akıncı, “İklim değişikliğiyle mücadele bugün için unutulmuş görünüyor ama önümüzdeki yıllarda iklim değişikliğinin getireceği sorunlar küresel hakimiyet kavgalarını, sınır kavgalarını boşa çıkaracaktır. Biz bugün halen faiz, büyüme konularını tartışırken dijital ekonominin, dijital toplumun ve dijital şehrin ne anlama geldiğini halen tam olarak anlamış değiliz. Dijital ve yeşil kalkınma, insanı ve doğayı temel alan, eşitlikçi, sorumlu yeni bir toplum ideali olarak anlaşılmalıdır” diye konuştu.

 

ŞEHRİN VE MİLLETİN BEKASI: ADALET
Başkan Akıncı, “Hepimize düşen görev bütün bu alanlarda ilerleme için hükümet, muhalefet, sivil toplum olarak anlamlı bir tartışma, ortak akıl süreci tesis etmektir. Maalesef siyasi tartışmalar herkesin kendi mahallesine konuştuğu popülist bir tartışmaya dönüşmüştür. Hepimiz halkın hoşuna gidecek vaatler bulma peşindeyiz. Oysa toplumdaki bozulma, dağılma ve değer kaybını hiç konuşmuyoruz” diye konuştu. Sistemin yarattığı yozlaşma, ideal ve vizyon kaybının en büyük sorun olduğunu belirten Başkan Akıncı, “Bir şehrin ve milletin bekasının temelleri olan hukuk ve adalet sadece dilimizde olan, inanmadığımız ve kendimizi sorumlu hissetmediğimiz kavramlara dönüştü. Aynada kendimize bakmayan, kendimizi sorgulamayan bir toplum olmaya başladık” dedi.

 

FAZİLETLİ TOPLUM VE ŞEHİR
Toplumsal yozlaşmayı dikkate alarak topluma örnek olmak ve ayna tutmanın da siyasetin ve kanaat önderlerinin görevi olduğunu belirten Başkan Akıncı, sözlerini şöyle sürdürdü; “Büyük filozof Farabi, liderlerin bilge, adaletli, dürüst, paraya, dünyevi zevklere, şan ve şöhrete kapılmayan, öğrenen ve öğreten kişiler olması gerektiğini söylemiştir. Ona göre siyaset, faziletli ve mutlu bir toplum yaratma sanatıdır.  Farabi’nin bin yıl önce yaptığı faziletli toplum ve şehir, cahil ve bozuk şehir tariflerini bugün yeniden okumalıyız. Fazilet ve toplumun mutluluğu kavramlarına önem veren ve bunu dile getiren bir başka büyük isim Atatürk’tür. 99 yıl önce Cumhuriyetimizi kuran büyük önder Atatürk 4 bine yakın kitabı okumuş, incelemiş, öğrenen ve öğreten bir liderdi. Cumhuriyetimizin 99. Yılını kutlayacağımız bugünlerde o gün atılan temellerin değerini anlamak, Cumhuriyetimizin çağdaş ve mutlu bir toplum idealinin gerçekleşmesi için kendimizden başlayarak sorgulamak gerektiğini düşünüyorum. Bu düşüncelerle katılımınız için tekrar teşekkür ediyor, Cumhuriyet Bayramınızı bugünden kutluyorum.”

 

DEMOKRASİYİ İŞLER HALE GETİRECEĞİZ
Ekonomik ve siyasi gelecek konusunda endişelerini kaydeden Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, “Türkiye'nin tercihleri yakın coğrafyada önemli etkiler oluşturuyor. Önümüzdeki seçimler tarihi bir eşik ve bu seçim Türkiye'nin hangi istikamete gideceğini gösterecek” diye konuştu. Türkiye'nin son yıllarda öz kaynaklarının heba olduğuna dikkati çeken Genel Başkan Uysal, “Bunu düzeltmek için demokrasiyi işler hale getirmek gerekiyor. Türkiye'yi kutuplaşmadan kurtarmak gerekir. Türkiye'nin bu sıkışmışlığı içinde altı siyasi parti olarak iktidarın karşısında milletin beklentilerini karşılamak adına ortak paydayı yeniden inşa etmek için irade ortaya koyuyoruz. Herkesin eşit fırsatlara sahip olduğu bir Türkiye'yi ortaya çıkartmak istiyoruz” dedi.

 

MESELE SADECE İKTİDAR DEĞİŞİMİ DEĞİL
Farklı siyasi partilerin bir araya gelerek milletin derinden nefes alabilecek birlikteliği ortaya koyduklarını belirten Uysal, “Dışarıdan bütün müdahalelere rağmen milletin beklentilerini kılavuz kabul ettik. Meselenin sadece iktidar değişimi olmadığı kurucu akıl ve programla Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni yeniden kuvvetler ayrılığı temelinde inşa edeceğimiz bir süreci programlıyoruz. Parti olarak hedefimiz bu süreci aday meselesi üzerinden tarif etme gayretlerine karşı altı siyasi partinin ortak iradesi ile adayıyla, kadrosuyla, programıyla bu büyük ülkede yeniden kurucu bir akılla önümüzdeki süreçte fark yaratmaktır” diye konuştu. Demokrasi ve hukuk paydasında altılı masada bir araya geldiklerine dikkati çeken Uysal, “Ortak bir paydayı inşa etmeye çalışıyoruz. ‘Bir araya gelinemez’ denilenler demokrasi, hukuk ortak paydasında bir araya geldik” dedi.

 

BAŞARIYLA ÇIKACAĞIMIZ KANAATİNDEYİM
İktidarın kimlik sahalarına hapsetme anlayışı nedeniyle toplumda oluşan endişelere dikkati çeken Uysal, “Bir paket programı milletin önüne koyma hedefindeyiz adayıyla, kadrosuyla. Önümüzde cumhurbaşkanlığı ve parlamento rekabeti var. Öne cumhurbaşkanlığı seçimleri çıkıyor. Siyasi partilerin liderlerinin icracı iddiaları, hüviyetleri dolayısıyla bu süreçte aday olmasının doğru olduğu kanaatindeyiz. Başta Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere sayın Meral Akşener ki bu süreçte çok önemli vazifeler gördüler. İktidarın kimlik sahalarına, mahallere hapsetme siyaseti dolayısıyla toplumumuzun kimi kesimlerinde gelişen bu endişeleri anlamakla beraber bu ortak paydada, adayıyla, kadrosuyla, programıyla ortaya koyduğu paket programla bu süreçten başarıyla çıkacağımız kanaatindeyim” diye konuştu. Toplantı, ANSİAD Başkanı Akın Akıncı’nın, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal’a, günün anısına Antalya gravürü takdimiyle sona erdi.






FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER EKONOMİ Haberleri

ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
YUKARI