Bugun...


Sevim AKDENİZ

facebook-paylas
KIRMIZI YANAKLI HAYRİYE’M
Tarih: 11-02-2020 16:58:00 Güncelleme: 11-02-2020 16:58:00


Hayriye ile tanıştığımda tıpkı Türkan Şoray gibiydi güzelliği. Hele o duvarda asılı çerçeveli vesikalık tipi büyük ebatlı fotoğrafı… Gerçekten güzeldi. Boşanma süreci yaşarken sürekli benim yanıma gelir, uzun uzun Osman’ı anlatırdı. O zaman için en az 2-3 yıl kadar davası sürdü Hayriş’in. Ben hep Hayriye’nin Osman’ını dinledim. Benim bildiğim insan boşanmak üzere olduğu veya boşandığı eşi hakkında atar-tutar. Ama Hayriye öyle değildi. Nasıl mektuplaştıklarını, ailesinin karşı çıkmasına rağmen her şeyi göze alıp evlendiğini, hatta bu boşanma davaları sürerken Osman’la gizli gizil buluştuklarını anlatırdı. Gözleri canlanırdı anlatırken. Bırak ailesini, doktoru bile “Heyecanlanma yaşarsan, kalbin yorulur.” diye evlenmemesini önermiş. “Dinlemeyip de evlenirse, çocuk yapmamasını, çünkü kalbinin buna dayanamayıp hayatını kaybetme riskinin olacağını” söyleyen doktoruna rağmen evlendiğini, yandan ayırmış saçını başparmağıyla hafifçe atarak anlatırdı. Omuzlarına dökülen hafif dalgalı saçları ne de güzel yakışırdı kendisine. Osman’ın babası pala bıyıklı, ata binen zamanın köy muhtarlarındanmış. Annesi de Köy Enstitüsünden mezun ilk öğretmenlerden. Osman’ın evine bakmaması, kumar oynaması vesaire, vesaire nedenlerle Hayriye ayrıldı. Annesi,6 yaşındaki oğlu ve kendisi bir yaşam kurmuştu ilçede. Hayriye’nin baba dedesi ve anne dedesi de ayrı ayrı köylerin ağalarıymış vakti zamanında. Belki de Hayriye’nin bu alımlı havası, taaa dedelerinin konumundan geliyordu. Ahhh güzel arkadaşım. Kırmızı yanaklı Hayriye’m. “Eyi günler.” veya “Eyi akşamlar.” demese inanınki anlayamazsınız onun ilkokul mezunu olduğunu. Bol bol roman okurdu. Düşünceleri, konuşması ve duruşu bir ekoldü zaten. İnce ve güzel zevki evine de yansımıştı. Boşanmadan sonra Osman bir başka hanımla evlendi ve ondanda bir kızı oldu. N’apsa boştu Osman için. Dün öyle olan bir insan, hanım yenileyince farklı mı olacaktı. İkinci eşinden de boşandı tabii ki. Hayriye’den olan oğlu lisede. Diğer hanımdan olan kızı 4-5 yaşlarındaydı. Bir gün Hayriye heyecanla geldi yanıma. Osman evlenme teklifi etmişti. Yanakları yine al aldı. Gözlerinin içi gülüyordu. Zaten Osman’la hiçbir zaman çocuğu için bağını koparmamıştı ki. Telefon görüşmeleri hep olmuştu. Büyük bir heyecanla, her zaman olduğu gibi saatlerce Osman’ı anlattı, anlattı… “Evlen Hayriye kız!” dedim. “Olmaz.”dedi gözlerini yere eğerken Türkan Şoray gibi olan kirpiklerinin kıvrımlığı daha belli olmuştu. “Osman’la evlenmek için ailemle karşı karşıya gelmiştim. Güvenemiyorum.” diye mırıldandı kavuşamamanın verdiği bir sızıyla. 52 yaşında öldü Hayriye. Kalp kapakçığı değiştirildikten sonra, doktoru kapakçığın yeniden değiştirilemeyeceği ve bunun 17 sene dayanacağını söylemiş. “2 senedir fazladan yaşıyorum.” diye espri yapmaya başlamıştı. Bayram üniversiteyi bitirmişti. Bayramın düğününü dayısı yaptı. Gelin hanım, gelinliği içinde çok güzeldi. Arkadaşımın yadigârıydı Bayram. Gözlerim doldu.15-20 kişilik uzun masada arkadaşlarla karşılıklı oturuyorduk. Kimimiz dansa kalkıyor, kimimizde sohbet ediyorduk. Tam o sırada yanımda olan Hatice Hanım, karşımda eşimin yanında, ayakta duran beyi gösterdi: “Osman.” “Osman!Osman!Allah Allah…Osman!!!!!!” “Aaaaaa bu Osman mı?” “Eeeee bu kara kuru, kısa boylu, çirkince bir adam.”diye kendime hakim olamadan yüksek sesle konuşurken arkadaş dirseğiyle hızlıca beni uyardı. Olamaz canım. Yıllarca Hayriye bana Osman’ı anlattı. Öyle bir anlatırdı ki…Ben Osman’ı uzun boylu,yakışıklı,düzgün giyimli biri olarak hayal etmişim nedense!?...





FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
HABER ARA
HABER ARŞİVİ

En sevdiğiniz sosyal medya platformu hangisidir?


SON YORUMLANANLAR
nöbetçi eczaneler
YUKARI