Tarikatlar ve Cemaatler gerçeği Sevgili okuyucularım... Aşağıda bizzat kaleme aldığım makale 23.04.2015 tarihinde Antalya medyasının mihenk taşı olan Usta Gazeteci Cem Çon'un önderliğinde yayın yapan, Arena Dergisi'nde yayımlanmıştı... Tarikatlar ve cemaatlerle ilgili uzun süren araştırma sonucunda, araştırmamı bölümler halinde kaleme almış ve kamuoyunu uyarmak adına bu alana dikkat çekmeye çalışmıştım. Benden önce, Rahmetli Uğur Mumcu'nun bizzat üzerinde çalıştığı bu alanla ilgili bir kitap hazırladığı esnada, suikastle şehid edildiğini de hatırlatmak isterim.... Rahmetli Mumcu'dan sonra Türkiye'de ilk defa onun bayrağı bıraktığı yerden tekrar başlayarak Türkiye'de ki tarikat ve cemaatlerin gerçek kimliklerini kamuoyu çıkarları ve aydın bir Türrkiye için yıllarca anlatmaya çalışmıştım. Bilmenizi isterimki Rahmetli Mumcu'dan sonra bugüne kadar bu gerçeği dile getirmeye çalışan hiç olmadı... Bu nedenle; tarikatlar ve cemaatlerle ilgili gerçeği, toplum olarak bilmeli ve bu bilgi ülke çıkarlarımız çerçevesinde bu tür yapılardan uzak durulması gerektiğini anlamamız açısından hayatı bir önem taşıdığını idrak etmeliyiz. Bu nedenle arada da olsa bu gerçeği tekrar tekrar hatırlatmanın yarar sağlayacağını düşünüyorum... Geçmiş yıllar da uzun süren araştırmamda verdiğim emeğin hatırına da olsa aşağıda ki makaleyi tekrar dikkatlice okuyacağınızdan hiç şüphem yok... TÜM CEMAAT VE TARİKATLARDA HİPNOZ, RABITA YALANI İLE BAŞLIYOR... RABITA.. Ülkemizde en etkin olan tarikatlardan birini örnek alalım... Tüm tarikatlarda olduğu gibi Nakşibendilik distürü tarikatlarda ana şafttır... Yine tüm tarikatlarda hipnoz rabıtanın büyük önemi vardır. Tarikatları anlamak için ortaya atılmış şartlarını bilmek gerekir... İLK HİPNOZ RABITA İLE BAŞLAR... RABITA NEDİR... Rabıta; ilişki veya bağ anlamına gelen geniş zamanlı bir biat uydurmasıdır... Tarikatlarda Râbıtanın şartları ondur: 1. İnâbeli olmak: Yani bir tarikat şeyhine bağlanmak ve mürit sıfatını kazanmak. Nakşibendi Tarikatı, örgütlenmeye en çok önem veren bir mistik akımdır. Tarih boyunca kaydettiği gelişmesini ve yaygınlaşmasını sıkı ve disiplinli örgütlenmeye borçludur. Tarikatın ilk ve en önemli kuralı şeyhe mal ve canla teslim olmak emir ve talimatını kayıtsız, YANLIŞTA OLSA – şartsız ve itirazsız şekilde yerine getirmektir. Bunu peşin olarak kabul etmeyen zaten bu tarikata alınmaz. Bu örgüte mürid sıfatıyla giren her kes sıkı bir şekilde izlenir. Davranışlarında tarikat kurallarına aykırı en ufak bir hareket tespit edilirse (uzaklaştırılmasından zarar gelmeyeceğine inanıldığı taktirde) tard edilir, aksi halde başka şekilde kullanılır! 2. Aptesli olmak: Bu şart râbıtaya, İslâm’a ait bir uygulama süsü vermek için öngörülmüştür. Çünkü ileride de görüleceği üzere râbıtanın kaynağı İslâm değildir. 3. Kapıyı kitlemek: İslâm’da ibadetin gizli yapılmaması gerekir. Özellikle eğitici etki yapacağından farzların açık şekilde yapılması zorunludur. Çünkü İslâm bir cami ve mezarlık dini değildir. Sosyal ve toplumsal disiplinlere sahip bir yaşam ve yönetim biçimidir. Cami pencerelerine buzlu cam takılmasından amaç, içerideki görüntüyü gizlemek değil, tam tersine dışarıdaki görüntünün içeriye yansımasına ve namazdakilerin dikkatini dağıtmasına engel olmaktır. Dolayısıyla rabıta yaparken tarikatçıların kapıyı kilitlemesi, Tarikat liderlerinin vaktiyle bir takım gizli ve tehlikeli amaçlar güttüğünü, bu maksatlarla yapılan toplantılara ibadet süsü verdiklerini akla getirmektedir. 4. Ortamı karartmak. Gerek rabıta sırasında, gerekse Hatm-i Khuwajegân ve tevccüh ayinleri sırasında ışıkların söndürülmesi olayı da yine yukarıdaki noktayı hatırlatmaktadır. 5. Ters teverruk oturuşu ile oturmak. Bu oturuş şekli, Buduzm’in teorisyenlerinden Rahip Patanjali’nin Sutralar adlı kitabında yoga için ön gördüğü oturuş biçimlerinden adapte edilmiştir. Meselenin içyüzünü gizlemek için biraz değiştirilmiştir. 6. Gözleri yummak. Gözleri yummak da yine Budizm’in yogasından alınmıştır. Amaç şeyhin silueti üzerinde zihni yoğunlaştırmaktır. 7. Nefesi kontrol altına almak. Bu kural da yine yogadan alınmıştır. Bundan maksat, konsantrasyonu sağlamaktır. 8. Sabit ve hareketsiz durmak Aynı şekilde bu kural da yine yogadan alınmadır. Konsantrasyonu kolaylaştırmak içindir. 9. Mürşidin şeklini zihinde canlandırmak. Bu da yogadan alınmıştır. Şartlı refleks eğitimine yönelik bir uygulamadır. 10. Mürşidin rûhâniyetinden yardım dilemek. Bu ise tarikatın politeist felsefesinden kaynaklanan bir fantezidir. Rabıtayı tamamlayıcı bir özellik taşır. SEVGİLİ OKUYUCULARIM! İslam dini başta olmak üzere, gerçekte hiçbir dinde böyle bir olgu yoktur. Tarikat adı altında kurulan bütün oluşumların neredeyse tamamına ÖRGÜT diyebiliriz. Müslümanlıkta Allah'la kulun arasına hiç kimse giremez! Bu gerçek varken, tarikatların perde arkasında nelerin olduğunu, perdeyi aralamadan sorgulamamız gerekiyor. Dinsel, cinsel, siyasal, ekonomik yani her alana kollarını uzatmış bu örgütler konusunda ülkemizin ve milletimizin bekaası için daha temkinli olmalı ve bu konuda sorgulayıcı olduğumuz zaman gerçekleri tüm çıplaklığı ile göreceğinizden hiç şüpheniz olmasın... Yani dinimizle hiçbir alakası olmayan ve örgüt diyebileceğimiz bu alanlardan uzak durmanın şart olduğunu anlatmaya çalıştım.... Aydınlık yarınlar için esen kalın... (Tarikat ve cemaatler meselesi devam edecek...) 23.04.2015
slot siteleri canlı bahis siteleri http://www.tedxmadrid.com/ casino siteleri
canlı bahis siteleri casino siteleri
gaziantep escortgaziantep rus escort gaziantep escortseks hikayeleri