Deprem bölgesine giden, yaşananları, koordinasyonu ve koordinasyonsuzluğu bir arada gören kişi olarak aslında yazacak çok notlarım var.
Bazı notlar var ki eğer dikkate alınırsa pek çok hayat kurtarıyor, isyanlara cevap oluyor, israfın önüne geçiyor.
Elbet yaraları saracağız ancak eksikleri ve doğru yapılanları da yazacağız.
1-TRAFİK SORUNU
Kahramanmaraş'a ilk girdiğimde karşılaştığım trafik karmaşasıydı.
Trafik polisi yönlendirmeye çalışsa bile, varlıklarını bir türlü kabul ettiremiyorlardı.
Vatandaş bildiğini okuyor, geçiş önceliği olan araçlar trafikte sıkışıp kalıyordu.
Duruma en çok isyan eden ise görevlilerdi.
Haykırıyor, "ne olur yolu tıkamayın" diyor, ancak "cenazem var, onu almalıyım" diyenler, aslında bir cana kastettiğinin farkına bile varmıyordu.
Jandarmanın, askerin eksikliği bana göre adeta bağırıyordu.
Özellikle Jandarma trafik, ilaç gibi bekleniyordu.
Çünkü trafik polisleri tepkiden çekiniyor, yetkilerini kullanamıyordu.
2- GÜVENLİK SORUNU
İlk 3 gün deprem bölgesinde eli silahlı, "devlet burada" algısını gösterecek jandarma, asker, polis görmedim.
Eli silahlı görmedim.
Yoksa silahsız, sırtında polis, güvenlik yazan kişiler elbette vardı ancak onlar daha çok enkaz etrafında dolaşan, ne yapmak istediğini anlamadığım, aslıda nasıl bir talimat aldıklarından da emin olmayan görevliler gibi dolaşıyor, fayda konusunu zihnimde sürekli tartıyordum.
Hatay'daki yol kesme olaylarından sonra geç de olsa asker sahaya indi, işte o zaman disiplin ve düzen sağlanmaya, vatandaş söz dinlemeye başladı.
3- MAKİNE VE EKİPMAN
Deprem bölgesine gönderilen ekipmanların bazıları sıfır, yeni olması, bazılarının ise bakımı yapılmadığı için kullanım dışı kalması, organizasyon içindeki en önemli detaylardan biri oldu.
Bağış yolu veya farklı tedarik yolu ile çoğu sıfır olarak bölgeye gönderilen kırıcı vb. cihazlar, yağlanmadan, ön bakımı yapılmadan kullanımasına izin verilince, bazılarının kullanım dışı kaldığı şikayeti kulağıma çok geldi.
Ayrıca ekipman kullanma bilgisi zayıf kişilerin bunları kullanarak arızaya yol açması, diğer bir şikayet idi.
4- İLETİŞİM SORUNU
Yaşadığımız yüzyılda yaklaşık 4 gün iletişim ve internet sorunu yaşamak, eleştirilen konulardan biriydi.
Mobil operatörler, dronlar, uydu gibi iletişimi çözecek teknoloji konusunda tatbikata, hatta bu teknolojiye ihtiyaç duyduğumuz ortada.
Teknoloji var ise çok hızlı nasıl aktif edilir, iletişim sağlıklı hale nasıl gelir, bu ders ciddi çalışılmalı.
5- ENERJİ SORUNU
Depremin büyüklüğüne bakılınca enerji kaynaklarının ve alt yapının zarar görmesi doğal.
Ancak teknoloji yüzyılında, seçim propagandası yapılan Türkiye Yüzyılı'nda enerjiyi mobil olarak sağlayan kaynaklara ihtiyacımız var.
Özellikle sokak aydınlatmalarının bağımsız olarak güneş enerjisi ile çalışan telnolojiye döndürülmesinde fayda var.
Çünkü gece gerçekleşen deprem, göz gözü görmez karanlığa neden oldu.
Mobil, belirli alana enerji sağlayacak jeneratör ve diğer enerji kaynakları ile depremde nasıl bu ihtiyaç karşılanırın cevabı, tatbikatlarla test edilmeli.
6- KOORDİNASYON MASASI EKSİKLİĞİ
AFAD koordinasyon merkezini kurdu ancak merkeze bilgi geçecek, sokaktaki, enkaz başındaki vatandaşın isyanını, talebini iletecek hiç bir nokta göremedim.
Her sokağa, AFAD sokak koordinasyon bilgi masalarını kurmak, talepleri telsiz ile merkeze ileterek vatandaşın isteklerinin toplanması ve çözüm yolu üretilmesini sağlamak zor olmamalıydı.
Bu öneriyi yetkiliye söylediğimde "tüm uzman ekip enkazda görevli, görevlendirecek kişi yok" demişti.
Bu masaların başına birer asker ve polis koymak, masadaki kişinin de sadece telsizi kullanmayı bilmesi yeterli.
Çünkü sadece bilgi akışı yapacak.
7- TUVALET SORUNU
Bölgede gördüğüm en önemli eksikliklerden biri de tuvalet ve duş eksikliğiydi.
Kış ayı olduğu için duş ilk etapta ihtiyaç olarak gözükmese de, bu deprem yaz ayında olsaydı, görevlilerin ter kokusundan yanına yaklaşılamayacaktı.
Mobil, duşlu tuvaletlerin bölgede günlerce kurulamaması, sınıfta kaldığımız derslerden biriydi.
Depremin 11. günü ve hala mobil tuvalet sorunu ciddi bir eksiklik olarak duruyor.
8- ÇADIR VE MOBİL KONTEYNER
Bu ülke nelere para harcamıyor ki..!
Büyük depremlere hazırlıksız bir ülke olduğumuz, stoğumuzda yeterli çadır ve konyeyner olmadığı ortaya çıktı.
Deprem vergileri sadece deprem ihtiyaçlarına, stoklara, alt yapıya harcanmalı, sürekli olarak malzeme stoğu da yenilenerek kullanılabilir tutulmalı.
Bu malzemeler de yıkılmayacak yapılarda, fay hattı üzerinde olan şehirlerde stoklanmalı.
9- İHTİYAÇ KOORDİNASYON EKSİKLİĞİ
Belli ki depremlerde neye ne kadar ihtiyaç duyduğumuz ortaya konmamış.
Yani "5 bin bina yıkıldı, tahmini şu kadar erzağa, şu kadar çadıra, şu kadar ısıtıcıya, şu kadar şuna ihtiyaç duyuluyor, elimizde şu kadarı var, şu kadar tedarik edin" türünde bir veri ve tecrübe, yapay zeka teknolojisi yok.
Deprem ülkesinin bu eksikliği o kadar sırıttı ki...
İlk gün insanlar can derdinde, ilk dertleri yemek-içmek olmamasına rağmen vatandaşlarımızca tonlarca yiyecek bölgeye gönderildi, trafik meşgul edildi, bölge adeta yiyecek israfı haline getirildi.
Oysa doğru zamanda, yeteri kadar temin, öncelik sıralamasına göre tedarik, hem gereksiz trafiği, hem de israfı önlemiş olurdu.
Gördüğüm...
Aşırı gereksiz, hemen tüketilmesi zorunlu gıdaların ilk olarak bölgeye gönderilmesi...
Gelen erzak ve malzemelerin deprem olmayan bölgelere tırlarla gönderilmesi...
Kaynakların gereksiz ve abartılı ihtiyaç olmayan ürün ve malzemelere harcanması, ciddi bir koordinasyonsuzluğun eseriydi.
İlk günlerde yoğun olan yardımlaşma yorgunluğa dönüştü, yardımlar şehirlerde 7. günden itibaren ciddi şekilde azalmaya başladı, israf edilen yardımların önemi ortaya çıktı.
10- İHTİYAÇ ÇADIRLARI EKSİKLİĞİ
Deprem bölgesine gönderilen erzak ve ihtiyaçların hızlı şekilde ihtiyaç çadırlarına dönüştürülememesi ayrı bir sorundu.
Kıyafet çadırları,
Gıda market çadırları,
Sağlık çadırları,
Ekipman çadırları gibi insanların ihtiyaçlarını belli bir disiplinle alacağı dev çadırların ilk 5 günde kurulamaması da en büyük eksiklerden biriydi.
Bu olmayınca gelen malzemeler bireysel yönlendirmeler ile dağıtıldı, bu durum trafik sorunu oluşturdu, ihtiyaç olmayan bölge ve kişilere dağıtım ile israf veya stokçuluk gözüme çarptı.
11- BİLGİLENDİRME EKSİKLİĞİ
Güvenilir bilgi kaynaklarının devlet eli ile oluşturulmadığını, bir deprem bilgi uygulamasının olmadığını net gördük.
Vatandaşar kurdukları whatsap grupları ile yanıltıcı bilgiye ulaştı; valilik, kaymakamlık, emniyet ve devletin diğer kurumlarının bilgilendirme akışının sağlıklı olmadığı ortaya çıktı.
Zaten Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın deprem bölgesindeki valilerin sorunlara hakim olamamasını da eleştirdiği, bilgi akışını sağlayamadığı konusu da kamuoyuna yansıdı.
12- YARALILARIN VE ÇOCUKLARIN AKIBETİ
Yaralılar hangi hastaneye gönderildi?
Çocuklar kime teslim edildi?
Enkazdan çıkan yaralıların hangi hastaneye gittiğini öğrenebilecekleri bir merkez, uygulama, kurum eksikliği adeta sırıttı.
Vatandaşlar yakınlarının hangi hastanede olduğunu öğreneceği kaynak bulamadı.
Tek tek hastane aradı, hala cevabı alınmayan pek çok soru cevap bekliyor, aydınlatılması gerekiyor.
Sözün özü daha onlarca büyük-küçük ama ciddi koordinasyon gerektiren eksiklikleri anlatabilirim.
Böyle büyük depremlerin tatbikatına ihtiyaç duyduğumuz ortaya çıktı.
Her vatandaşın hayatının belirli bölümlerinde deprem eğitimi alma zorunluluğu ortaya çıktı.
Aklıma takılan bir soru..!
Enkaz altındaki yüzlerce kilo altın nasıl ayıklanacak, kim alacak, çıkartılırsa kime nasıl verilip, bu haklar nasıl sahipleri ile buluşturulacak?
Bu soruya cevap şu ana kadar verilmedi.
Elbet devlet-vatandaş el birliği ile bu enkazı kaldıracağız.
Sonra elbet eksikleri çok konuşacak, kendimizi de sorgulayacağız.
Daha fazla ölümler olmaması için seyirci kalmayacağız.
Depreme Seyirci kalmamanız dileğiyle.
slot siteleri canlı bahis siteleri http://www.tedxmadrid.com/ casino siteleri
canlı bahis siteleri casino siteleri
gaziantep escortgaziantep rus escort gaziantep escortseks hikayeleri