Bugun...


Mehmet ALPTEKİN

facebook-paylas
Tarımsal Ürünler Sistemle Güvence Altına Alınmalı
Tarih: 21-05-2025 20:48:00 Güncelleme: 21-05-2025 20:48:00


Seradan Sofraya: Sebzenin Acı Reçetesi

Yasaklı ilaçlar, erken hasatlar, denetimsizlik… Sebze fiyatlarının yükselişinin ve düşüşünün görünmeyen yüzü Kumluca’dan Türkiye’ye uzanıyor.

Son birkaç yıldır Türkiye’de sebze fiyatları adeta bir borsa gibi dalgalanıyor. Pazarda domatesin kilosu bir hafta 40 liraya çıkarken, bir sonraki hafta 12 liraya düşebiliyor. Bu oynaklığın arkasında yalnızca iklim koşulları ya da girdi maliyetleri yok. Asıl mesele üretim aşamasında yaşanan denetimsizlik, kontrolsüz ilaçlama, yasaklı kimyasal kullanımı ve panikle yapılan erken hasat uygulamaları. Özellikle Türkiye’nin seracılık başkenti olarak anılan Kumluca’da yaşananlar, bu krizlerin bir lokomotifi.

Sebze fiyatlarındaki sert dalgalanmanın arkasında “bazı üreticilerin” hatalı ve bilinçsiz uygulamaları büyük rol oynuyor. Tarım ilaçlarında yasaklanmış etken maddelerin hâlâ kullanılabildiği, bu ilaçların bitkilerde kalıntı bırakarak ürünün hem sağlığa zararlı, hem de ihracata uygun olmayan hale geldiği görülüyor.

Özellikle dış pazara gönderilen ürünlerin geri çevrilmesi, iç piyasada bolluk yaratırken fiyatları aniden düşürüyor. Bu da doğrudan çiftçiye, üreticiye ve en önemlisi tüketiciye zarar olarak geri dönüyor.

İklim krizinin etkileri altında mücadele veren üretici, piyasadaki yükselen fiyatları yakalamak için zamanından önce hasat yapıyor. Oysa ilaçlama sonrası hasat için beklenmesi gereken süreye uyulmaması, hem ürünün kalitesini düşürüyor hem de sağlık riski yaratıyor.

İsmini vermek istemeyen bir üretici şunları söylüyor; “Gece ilacı vurduk, sabah ürünü topladık. Yoksa başkası toplayacak diye korktuk. Zaten üç beş güne fiyatlar düşecek deniyordu. Beklesek ürün dalda kalacaktı…”

Avrupa Birliği ülkeleri, Türkiye’den gelen bazı sebze türlerini sistematik olarak kontrol ediyor. Son dönemde geri çevrilen Türk ürünlerinin sayısındaki artış dikkat çekici. Geri dönen bu ürünlerin akıbeti, hem fiyatı düşürüyor hem de güven sarsıyor. Tarım politikaları uzmanı Dr. Halil Güler’e göre bu döngü kırılmadıkça hem üretici, hem tüketici kaybetmeye devam edecek. Sorun tarlada başlıyor, sofraya kadar taşınıyor. Denetim mekanizması çalışmazsa, piyasa kendi içinde çöker. Reçetesiz tarım, rastgele ilaçlama, ülke ekonomisini tehdit eder.

TARIMDA ‘ECZANE’ MODELİ

Uzmanlar ve yerel üreticiler, çarpıcı ama uygulanabilir bir çözüm üzerinde hemfikir. Tarımda da bir “doktor-eczacı” modeli uygulanmalı. Tıpkı bir hastanın rastgele ilaç kullanamaması gibi, üreticinin de rastgele tarım ilacı kullanamaması gerekiyor.

Bu amaçla:

                •             Her mahalleden sorumlu ziraat mühendisleri görevlendirilmeli,

                •             İlaçlama reçeteyle yapılmalı,

                •             Özellikle Kumluca gibi stratejik bölgelerde pilot uygulamalar başlatılmalı.

Bu sistem sayesinde hem yasaklı ilaçların kullanımı engellenir, hem de verimlilik ve kalite artırılır.

TARIMIN GELECEĞİ, SİSTEMLE GÜVENCE ALTINA ALINABİLİR

Türkiye’nin tarımsal üretimi, doğru denetim ve planlama ile yeniden güven kazanabilir. Ancak bunun için, hem kamu iradesi ve hem de üretici iş birliği şart. Aksi takdirde, her sezon tekrar eden “ürün geri döndü, fiyat çöktü” sarmalından çıkmak mümkün olmayacak. Kumluca’dan yükselen ses, aslında Türkiye tarımının içten gelen bir çığlığı:

“Bize sadece destek değil, yol gösteren bir sistem lazım”.





FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
ÇOK OKUNAN HABERLER
HABER ARA
HABER ARŞİVİ

En sevdiğiniz sosyal medya platformu hangisidir?


SON YORUMLANANLAR
nöbetçi eczaneler
YUKARI