Bugun...


Mehmet ALPTEKİN

facebook-paylas
Darbe İmaları, Acziyetin ve Çürümüşlüğün İtirafıdır
Tarih: 09-07-2025 22:27:00 Güncelleme: 09-07-2025 22:27:00


Son günlerde muhalefet cephesinden yükselen söylemler, sadece siyasi etik açısından değil, demokrasiye olan bağlılık açısından da ciddi bir sınav niteliği taşıyor. Ana muhalefet liderinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik “sandık korkusu” ithamı ve ardından gelen darbe imaları, yalnızca muhalefetin içinde bulunduğu fikrî dağınıklığı değil, aynı zamanda büyük bir siyasi tükenmişliği de gözler önüne seriyor.

Girdiği her seçimi halkın güçlü desteğiyle kazanan, her seçimde milletin iradesini arkasına alarak yola devam eden bir lideri “darbeyle” ilişkilendirmek, en hafif tabirle bu milletin karar mekanizmalarına hakarettir. Demokrasi, farklı görüşlerin yarıştığı, halkın karar verdiği bir rejimdir. Ancak ne yazık ki bugün muhalefet cephesinde hâkim olan anlayış, halkın oyunu değil, sistem dışı yolları meşru görme tehlikesine hızla sürüklenmektedir.

Muhalefet liderinin dili, artık sadece siyasi polemik sınırlarını aşmış durumda değil; demokratik alanı hedef alan, millet iradesini yok sayan bir hal almıştır. Bu tür beyanlar, ne siyaset üretir ne de toplumsal barışı güçlendirir. Aksine, milletin yıllar boyunca büyük bedeller ödeyerek tesis ettiği demokratik düzeni aşındırır.

Bu noktada şu soruyu sormak gerekiyor: Sandıktan çıkma umudunu yitirmiş bir liderin başvuracağı yöntem ne olabilir? Elbette siyasi vizyon üretmek, halkın sorunlarına çözüm önerileri geliştirmek, inandırıcı ve kapsayıcı bir gelecek planı sunmak olması gerekirken, görüyoruz ki muhalefetin aklına gelen ilk yol “meşru olmayan” söylemler oluyor.

Oysa Türkiye, darbelerle değil seçimlerle yönetilen bir ülkedir. Millet, geçmişte bu ülkenin nasıl vesayet odaklarının oyuncağı yapıldığını unutmamıştır. Bu yüzden 15 Temmuz gecesi tankların önüne yatarak, canı pahasına demokrasiyi korumuştur. Bugün hâlâ darbe çağrışımlı ifadeler kullanmak, o gece hayatını kaybeden şehitlerin aziz hatırasına da hakarettir.

Muhalefet lideri, şayet bu ülkeyi yönetme iddiasındaysa, önce milletin iradesine saygı duymayı öğrenmelidir. Eleştirilerini demokratik zemin içerisinde yapmalı, seçim sonuçlarını kabullenmeyi bir erdem olarak görmelidir. Aksi takdirde, halktan kopmuş, sadece kendi dar çevresine konuşan bir figür olarak kalmaya mahkûmdur.

Türkiye, çok zor süreçlerden geçti. Ancak her seferinde demokrasisine ve milletine güvenerek ayağa kalktı. Bugün de yapılması gereken, meşru zeminden sapmadan, sandığı ve halkı esas alarak yol yürümektir. Aksi tutumlar, ne ülkeye katkı sağlar ne de siyasi muhalefete değer katar.

Milletimiz, kimin gerçekten hizmet derdinde olduğunu, kimin ise sadece koltuk için kaos peşinde koştuğunu çok iyi biliyor. Bu nedenle, darbe söylemlerini bir kenara bırakıp, milletin gündemine dönmekte fayda var. Çünkü bu ülkenin sahibi millettir ve son söz daima sandıkta söylenir.





FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
HABER ARA
HABER ARŞİVİ

En sevdiğiniz sosyal medya platformu hangisidir?


SON YORUMLANANLAR
nöbetçi eczaneler
YUKARI