Olmak ilginç ve ilgilisi için hoş bir durumdur. Örneğin, parti lideri olmak, milletvekili olmak, bakan olmak, rektör olmak, vali olmak, belediye başkanı olmak, genel müdür olmak kolay, ama bu görevleri yapmak zor! Üstelik bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde olmak yeterlidir, yapmanız gerekmez. Yapamamanız size sorumluluk yüklemez, kimse de bununla ilgilenmez. Beceriksizliğe, halkın şikayetine, başarısızlığa bakılmaz artık. Bir makam sahibi olduğunuz zaman sorumluluğunuz halka değil, sizi OLDURAN kişiyedir.

Kişiler makam sahibi "olmak" isterler ama herhangi bir vazife "ifa etmek" istemezler. Çünkü yapmak zordur, çünkü yapmak bedel gerektirir, sorumluluk gerektirir. Örneğin, devleti yönetmek kolay, adaletle yönetmek zor, hukukçu-yargıç olmak kolay, adil olmak zor, baba olmak kolay, babalık yapmak zor, anne olmak kolay, annelik yapmak zor, usta olmak kolay, esnaf olmak zor, medya mensubu olmak olay, tarafsız medya mensubu olmak zor, insan olmak kolay, insani değerleri taşımak zor gibi örnekleri çoğaltabiliriz. İnsanlar "yapmak" üzerine değil de, yaşam tarzlarını "olmak" üzerine geliştirdikleri için liyakat yerine kişilere sadakat, devlet için kurumsallaşma yerine kişiselleşme, maalesef günümüz Türkiye'sinde herkesin önceliği haline geldi.

Bizim gibi ülkelerde tabii ki ekonomik sıkıntılar olur, açlık olur, işsizlik olur, fakirlik olur, yolsuzluk olur, hırsızlık olur, fuhuş olur, haksızlık olur. Aslında bu durum geri kalmış ülkelerin hemen hepsinde görülür ve geri kalmışlığın hem sebebidir hem sonucudur.

Bizde hiç kimsenin ne yaptığı sorgulanmaz, ne olduğu sorgulanır. Bir görev birine teslim edileceği zaman şimdiye kadar ne yaptığınız değil, ne olduğunuz sorgulanır. Hangi parti veya partili, hangi cemaatten, kime ram olduğunuzla ilgilenilir. Kısaca ülkemizde milletvekili olunur, rektör olunur, bakan olunur, vali olunur ve en sonunda da belki de hiçbir iş üretmeden emekli olunur.

Sonuçta hiçbir şey yapmadan önemli makamlara gelebilmeniz mümkündür. Zaten çoğu makamlar, makamı hak etmeyen kimselerle doludur. Kişisel çıkarlar, zamanı, zemini, rüzgarı iyi tespit sizi birden bire alıp hiç ummadığınız yerlere götürebilir ve hiç ummadığınız bir zamanda bir bakmışsınız ki bakan olmuşsunuz, vali olmuşsunuz, rektör olmuşsunuz...