Ankara'da önceki gün yaşanan saldırılar her yönüyle ürpertici ve bir o kadar da düşündürücü! Hukuk reformunun dile getirildiği şu günlerde, bu saldırıların yaşanmış olması, ülkeyi hukuk devleti olmaktan uzaklaştırır. Bir yandan hukuk devletinden söz edilecek, diğer yandan hukuk dışı yol ve yöntemler gündem oluşturacak. Bu çelişkili bir durumdur, bunun hiç kimseye bir yararı olmaz, sadece toplumu daha da ayrıştırır ve kutuplaştırır.  

Önce, Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ, ardından Yeni Çağ gazetesi yazarı Orhan Uğuroğlu'na evlerinin önünde sopalı-silahlı gruplar tarafından yapılan saldırılarla irkildik. Daha önce Yeni Çağ yazarlarından Yavuz Selim Demirağ'la, gazeteci Sabahattin Önkibar'ın evlerinin önünde uğradıkları saldırılar da unutulmadı.

Görünen o ki, Türkiye'de muhalif siyasetçilere ve gazetecilere tahammül kalmamıştır. Demokrasi tahammül rejimidir. En aykırı bulduğunuz düşünceleri kabul etmeseniz de onun ifade edilmesine tahammül etmek zorundasınız. Düşüncenin ifadesi yeraltındaki magmanın kendisine bir çıkış yolu bulmasına benzer. En aykırı bulduğumuz düşünceler bile kendilerini düşünce düzeyinde ifade etmezlerse kendilerini başka yollarla ifade etmeye çalışırlar. Devlet yönetiminde tahammül, olmazsa olmazların başında gelir. Eleştiri elbette olacak. Eleştiri hakarete dönüşmediği sürece tahammül göstermek erdemliliktir. Eğer ülkeyi yönetenler; eleştiriden rahatsız oluyorlarsa, tahammül gösteremiyorlarsa, bunun adına demokrasi denilmez. İntikam, kin ve nefret duygularıyla yapılan siyaset, ülkeye de topluma da zarar verir.

Daha önce de Ana Muhalefet Partisi Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na iki defa saldırıda bulunulmuş, yetmemiş gibi bir de "eski mafya lideri" olarak bilinen bir kişi çıkıyor hakaret içeren söz ve tehditlerle saldırıda bulunuyor. Ne var ki, bu konuda ilgili kişi hakkında herhangi bir ceza takibi yapılmamıştır.

Bu saldırılarla ilgili olarak şu ana kadar iktidar kanadının ne büyük ne de küçük ortağından henüz bir açıklama yapılmadı. Aslında bu saldırılarla başta muhalefete ve topluma korku mesajı verilmektedir. Yaratılan bu korku imparatorluğu tamamıyla muhalefeti sindirmeye yöneliktir. Bu saldırıların iktidardan çok muhalefete yarayacağı unutulmamalıdır. Siyasetçiyi ve gazeteciyi hedef alan bu saldırıları planlayanlar ve saldırganlar tez elden bulunup yargının önüne çıkarılmalıdır.