Türkiye'de pek çok belediye, oluşturdukları masalarla sorunlara çözüm bulmaya çalışıyorlar. Kimisi Turunç Masa, kimisi Mavi Masa kimisi de Beyaz Masa adı altında oluşturdukları masalarla, vatandaşın dilek ve taleplerine akılları sıra çözüm bulmaya çalışıyorlar. Herhangi bir belediye ile ilgili bir sorununuz varsa, önce bu masalara başvurmanız gerekmektedir. Peki başvuruluyor da ne oluyor? Bu masalar aracılığı ile vatandaşın sorunlarına kesin çözüm bulunduğunu doğrusu pek görmedim. Olsa da yarım yamalak çözümlerle işi geçiştiriyorlar.

Aslında belediyelerin bünyesinde oluşturulan bu masalar, bir anlamda belediye başkanına ve bürokratlarına ulaşmayı engellemeye yöneliktir. Belediyelerde bu masalar oluşturulduktan sonra, vatandaşın direk olarak belediye başkanına ve birim müdürlerine ulaşması imkansız hale geldi. İşin kolayını bulmuşlar. Hemen her işi bu masalara havale ediyorlar. Bunun da adına hizmet diyorlar. Seçim öncesi "insan odaklı belediye, halkçı belediye"  diye yola çıkan belediye başkanları seçimi kazandıktan sonra, ne halkçı belediye kalıyor, ne insan odaklı belediye kalıyor. Bu vaatlerini unutup kendi tiranlarını oluşturuyorlar. Her birinin makamında en az 2- 3 sekreter. Başkanla görüşmek için bu sekreterlerden geçmek zorundasın. Bunu başarabilenler belediye başkanına ulaşabilir. Başaramayanlar belediye başkanından randevu dahi alamıyor. Belediye başkanları halktan kopuk ulaşılmaz olunca, alt kademedeki, daire başkanları ve birim müdürleri de ulaşılmaz oluyor. Çünkü onlar da başkanlarının yolundan gidiyorlar. Olan vatandaşa oluyor.

Antalya'nın en eski ve tek merkez ilçesi bir zamanlar Muratpaşa ilçesiydi. Diğer ilçelerin adı sanı yoktu. Sonradan ilçe olan başta Kepez, Döşemealtı, Konyaaltı ve Aksu ilçeleri birer "varoş" görünümdeydi. Hatta Kepez'in şehirleşme konusunda gelişeceğini Antalyalı hayal dahi edemiyordu. Şimdi o Kepez,  bulvarlarıyla, park ve piknik alanlarıyla, kaldırımlarıyla, yolları düzgün ve asfalt olmasıyla modern bir ilçe oldu. Konyaaltı, Döşemealtı ve Aksu ilçesi de şehirleşme adına önemli hizmetlere ve başarılara imza attı. Ama gel gelelim bizim Muratpaşa ilçesi hala hizmet fukarası. İlginçtir, Muratpaşa İlçesi'nin bazı mahallelerinin hala geri kalmış köylerden farkı yok!  Köylere bile hizmet gitti de, Muratpaşa İlçesi'ne hizmetin H'si bile uğramıyor. Bahaneleri de hazır. İmar yok! Ama Emlak Vergisi almasını biliyorsun. Seraların arasındaki yollara asfalt dökmesini biliyorsun, yüzlerce insanın oturduğu sitelerin toz toprak içinde olduğunu görmemezlikten geleceksin, bir hizmet talebi olduğunda "imar yok" bahanesine sığınacaksın.  Bunu adına "kaçak güreşmek" denir. İnsanlarla dalga geçmeyi bırakın!

Hiçbir şey bilmiyorsanız, Kepez ve Korkuteli belediyesini örnek alın. Varoşlar nasıl şehir oluyormuş, hizmet nasıl yapılıyormuş gidin görün. Hizmette inat olmaz, "çok bilen çok yanılır." Hem de pandemi sürecinde 24 saat hizmet üreten Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü'yü ve Korkuteli Belediye Başkanı Ömer İşlek'i kutluyorum. Hakan Tütüncü'nün bırakın bütün hizmetlerini bir kenara, şehrin göbeğinde sadece Dokuma Park'ını Antalyalılara kazandırması yeter ve artar. Hizmet aşkı insanın yüreğinde olmalı. İtmeyle kalkmayla, insan odaklı belediye, yok halkçı belediye söylemiyle hizmet olmuyor...