Nasıl bir lider istiyoruz dediğimizde, illa da Atatürk gibi bir lider olsun demiyoruz. Elbette hiç kimse Atatürk gibi olamaz. En azından Atatürk gibi düşünmeniz, Atatürk gibi yaşamanız, Atatürk gibi sevmeniz, Atatürk'ün yolundan gitmeniz, dünyanın örnek aldığı Atatürk'ü örnek almanız hiç kuşkusuz sizi iyi ve güçlü bir lider yapmakla kalmaz, herkesin saygı duyacağı bir lider yapardı. Haydi Atatürk'ü örnek almadınız bari yaşayan günümüz liderlerden yanı başımızdaki Angela Merkel'i örnek alsaydınız Türkiye bugün çok farklı bir yerde ve konumda olurdu. Ülkesini 18 yıl boyunca sahip olduğu vizyonla, beceri, samimiyet ve adaletle yöneten Angela Merkel, Saraylarda, altın varaklı koltuklarda oturmadı, onlarca araç ve korumayla gezmedi. Onlarca özel uçak filosuna sahip değildi. Akrabalarını hiçbir devlet görevine atamadı. Almanya'yı ve Alman halkını dünyanın en saygın en gelişmiş ülkesi haline getirdi.

Öyle saraylarda ve altın varaklı koltuklarda oturup halktan kopuk lüks içinde yaşan biri asla halkının nezdinde ne iyi ve güçlü bir lider olur ne de ülkesine itibar kazandırır. Lider olmak bir koltuğa hapsolmak demek değildir. İyi ve güçlü bir lider her şeyden önce vizyon sahibi olmalı. Rekabetçi işbirliği içinde olabilmeli, bilime ve eğitime yatırım yapmalı, özgür iradeye saygılı olmalı, en önemlisi bütünün iyiliği için çalışmalıdır. Halkını adaletle yönetmeli, saltanat ve şatafattan kaçınmalıdır. Hoşgörü ve sevecen olmalı...

Her gün TV'lerde yüzü öfkeden gerilmiş, kararmış, sürekli tehditler savuran,  hakaret içeren bir dil kullanan, bağırarak konuşan, toplumu ötekileştiren, kutuplaştıran bir lider görmek istemiyoruz. Bugün bizi yöneten liderleri; bir türkü, bir şarkı söylerken, bir müzik aleti çalarken, halay çekerken, zeybek oynarken, keyif dolu bir kahkaha atarken, sevecen ve kucaklayıcı bir tavır içinde olmalarını görmek istiyoruz. Liderleri; bir sanat eserini yorumlarken veya operada, tiyatroda, sinemada görmek istiyoruz. Bisiklete binerken, evinde bir aleti tamir ederken, torunlarını ya da başka çocuklara masal anlatırken, onların başını okşarken, yaşlı evlerini, çocuk yuvalarını ziyaret ederken görmek istiyoruz. Bir kitap okurken, müzik dinlerken görmek istiyoruz. Eşiyle birlikte bir parkta gezerken, AVM'lerde alışveriş yaparken, sevimli hayvanları kucaklarına alıp onları severken, okşarken görmek istiyoruz. Böyle bir lider profilini gelişmiş, demokratik ve çağdaş ülkelerin hemen hepsinde görüyoruz da bizde neden görmüyoruz?

Bakın  57 yıl yaşamış kısacık hayatında Atatürk'ün onca mücadeleye, savaş yıllarına rağmen kalan zamanlarında binlerce kitap okurken, türkü söylerken, zeybek oynarken, dans ederken, yüzerken, kürek çekerken, salıncakta sallanırken, çocukları severken, öğretirken, traktörün başında tarla sürerken sayısız video ve fotoğraflarını görüyoruz. Neden bugün bizi yöneten liderlerin yok? Kaldı ki Atatürk'ü, bütün zorluklara, ağır koşullara rağmen küfürlü konuşmasına ve nefret dili söylemlerine dair hiçbir kaydı da yok. İşte lider olmak böyle bi şey!..