Bugun...


Eyyüp AYDIN

facebook-paylas
SABAH AKŞAM ŞÜKREDİN!..
Tarih: 24-09-2020 18:48:00 Güncelleme: 24-09-2020 18:48:00


Cumhuriyet kurulduğundan beri ve halen Atatürk ve Cumhuriyet dönemini karalamak için bazı kendini bilmezler elinden geleni yapıyor. Son zamanlarda Atatürk dönemini karalama yarışına girilmiş adeta. Ne istiyorsunuz Atatürk döneminden? Osmanlı dönemi de bizim, Atatürk dönemi de bizim. Elbette her dönemin kendine has günahları ve sevapları var. Ama Atatürk dönemini Osmanlı'nın son dönemiyle kıyaslamak için insanın aklından zoru olması lazım. Osmanlı dönemiyle ilgili yazılacak çok şey var. Amacım Osmanlı dönemini karalamak değil. Sonuçta Osmanlı da bizim atalarımız. Ancak son zamanlarda Osmanlı'ya dönüş planları yapılırken, Osmanlıca isimler konulurken, Abdülhamit ön plana çıkarılırken, Atatürk düşmanlığı niye..?  Atatürk'le alıp veremediğiniz nedir?

 

Osmanlı dönemine kısaca göz atacak olursak, bırakın hepsini bir kenara sadece limanlar, madenler, demiryolları yabancıya aitti. Toplam sermayenin sadece yüzde 15’i Türk’tü. Osmanlı’dan Cumhuriyet’e miras kalan sadece dört fabrika vardı. Hereke İpek, Feshane Yün, Bakırköy Bez, Beykoz Deri… Atatürk zamanında 46 fabrika yapıldı.

 

Veremle boğuşan halk, ahırda yatarken, kaldı ki bugünkü sağlık sistemimiz iyi bir noktadaysa, bunu Atatürk'e borçluyuz. Atatürk, sağlık sisteminin altyapısını savaş yıllarında attı. Bu yüzden sağlık sisteminde, gelişmiş pek çok ülkeden daha iyi durumdayız.

 

Bademlerin yere göğe sığdıramadığı Abdülhamid'in 16 tane eşi vardı. Yaş itibariyle, tamamı çocuktu. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın dedemiz dediği Abdülmecid'in 22 eşi vardı. Ahali ineğine verecek saman bulamazken, herifin sarayında iki futbol takımı kadar kadın vardı. Tiyatro yok, müzik yok, resim yok, heykel yok, spor yoktu. Arkeolojik eserler, öyle gizli saklı değil, padişahların hediyesi olarak, trenlerle çalınmıştı.

 

600 sene boyunca Türkçenin ırzına geçilmiş, Osmanlıca denilmişti. Arapça, Farsça, Fransızca, İtalyanca kelimeler, Levanten terimler dilimizi istila etmişti. Karşılıklı sesli-sessiz harfleri olmayan Arapçayla Türkçe yazmaya çalışıyorlardı. "köpekleştirildik" falan deniyor ya... İbrahim Müteferrika'dan itibaren 150 sene boyunca basılan kitap sayısı kaçtı biliyor musunuz? Sadece 417'ydi. Bunların da çoğu gayrimüslimlerin matbaasından çıkmıştı. Ki zaten, Müteferrika da devşirmeydi, Macar’dı. Bu topraklara kitap gelene kadar, o zaman Avrupa’da 2.5 milyon farklı kitap basılmış, beş milyar adet satılmıştı. Voltaire, bir kitabında şu ağır tespiti yapmıştı: "İstanbul'da bir yılda yazılanlar, Paris'te bir günde yazılanlardan azdır!"

 

Ve neymiş efendim, Osmanlıca öğrenilirse, mezar taşı okuyacaklarmış… Yahu sen önce Kur'an-ı oku dinini iyice öğren, sonra Nutuk'u oku dünyayı ve yaşadığın ülkeyi tanı ve bugünlere nasıl gelindiğini gör! Her vesileyle Atatürk dönemini karalayacağınıza, Atatürk düşmanlığı yapacağınıza, bugün laik, demokratik ve bağımsız bir ülkede yaşadığınıza sabah akşam şükredin..!





FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
HABER ARA
HABER ARŞİVİ

En sevdiğiniz sosyal medya platformu hangisidir?


SON YORUMLANANLAR
nöbetçi eczaneler
YUKARI