Ölümcül koronaya rağmen toplum olarak düğün-dernek gibi her türlü eğlenceden geri kalmıyoruz. Kurallara uymuyor, dilediğimiz gibi yaşamaya devam ediyoruz. Bakın, Adana'da anestezi doktoru Figen Demirkardeş bizleri ciddi bir şekilde uyarıyor. Doktor Demirkardeş'in yazısını dikkatlice okumanızı tavsiye ediyorum.
Gidiyormuş gibi algılanan corona gümbür gümbür geliyor... Dikkatinizi koruyun. İşin kötüsü, hastalığınızda naz yapabileceğiniz, bir yudum su verecek, eşiniz, çocuğunuz yanınızda olamayacak.
DAHA NASIL ANLATILIR, BİLEMEDİM?!..
Gözlerinizi kapatın, ağır bir hastalık anınızı düşünün, hani tüm kaslarınızın ağrıyıp, kemiklerinizin sızladığı bir hastalığınızı.
İnsanın saçının ucu ağrır mı, saçlarınızın ucu bile sanki ağrıyor; saçlı derinizin, başınızın ağrısından bahsetmiyorum bile!!
Sırtınıza onlarca kiloluk yük binmiş gibi, elinizi kaldırıp bir bardağa uzanmak ne kadar zor olabilir ki ama olmuyor işte çok zor, hiçbir şey için enerjiniz yok!
Adım atacak haliniz yokken karın ağrısıyla tuvalete taşınmak boğazınızdan su dahil bir lokma zor geçerken ishalle devamlı kayıp ve halsizliğinizin gün geçtikçe artışı. Hayatınızda hiç bu kadar yalnız hissetmediniz, gördüğünüz sadece doktorlar, hemşireler...
Size verilen ilaçların yan etkilerini söylemiyorum bile. Ve en önemli şey, lütfen şimdi ağzınızı burnunuzu kapayıp nefesinizi tutun, kaç dakika böyle kalabildiniz 1, 1.5, 2 dakika, o kadar mı demeyin o kadar kısacık bir süre...
Nefes açlığınız gitgide artıyor, aldığınız nefesi dokulara taşımak için kalbiniz iki katı hızda çarpıyor ama nafile yetmiyor, doktorlar size nefes olmak için ağzınızdan bir tüpü soluk borunuza yerleştirdi.
Hani son aylarda haber bültenlerinde sıkça duyduğunuz olay var ya o gerçekleşti: 'entübe oldunuz', artık akciğerlerinizin işlev görür hale gelmesi için insan gücüne mekanik cihazların gücü de eklendi, ama yok, olmuyor; bu virüs pıhtılaşma sisteminiz dahil tüm sistemlerinizi öyle programlı ve sinsice ele geçiriyor ki ne akciğeriniz ne kalbiniz artık mücadele edemiyor.
Sonsuzluğa göç ederken geride gözyaşları içinde eşiniz, dostunuz, anneniz, babanız belki de küçücük yavrularınız kalıyor, haber bültenlerindeki vefat sayısını yükseltmek dışında artık bu dünyada başka bir hesabınız, geçireceğiniz tek bir dakikanız dahi kalmadı!
'Moralinizi bozmak istemezdim' diyemeyeceğim, evet lütfen artık moraliniz bozulsun!
Şunu düşünün diye size çizdiğim senaryo her gün yüzlerce, binlerce kişinin hayatının trajik senaryosu. Lütfen artık bir silkinin, kendinize gelin!! Siz tatil yapıyorsunuz, cafelerde barlarda üst üste tepinip açılışlarda binlerce insan naralar atarak yerlerde yuvarlanıyor ve virüsü yayıyorsunuz ya; sizin yüzünüzden bugün 3 meslektaşım daha hakkın rahmetine kavuştu. Onlarca doktor, sağlık çalışanı ölüyorken vicdanınız sızlasın desem, vicdanınız yok, endişe duyun, biraz üzülün desem çoğunuz da yürek bile yok, ben onu anladım.
Daha bu tatilcilerin yurdun her yanındaki evlerine dönüşü var, okulların açılışı, havaların soğuyup enfektivite artışı var...
Pek çok ilde yoğun bakım yatağı şu an yok, kalmadı, büyük illerde valilik hastanelere haber gönderiyor, yoğun bakımlarınızda gelecek hasta piki için yer ayırın, elektif vakaları almayın diye...
Bunları söyleyen odaları, hekimleri, 'halkı galeyana getirmekten' susturuyorlar. Ben bir anestezi hekimi ve Adana Tabip Odası yönetim kurulu üyesi olarak halkımı hastalığa karşı korunmaları, kurallara uymaları, pandeminin ciddiyeti hakkında bilgilenmeleri için uğraşıyorum, bu galeyana getirmekse varsın öyle desinler!
Tüm ülke bu savaşı yenebilmek, daha çok canlar vermemek için bunları söylemek zorundayım, çünkü ben ülkemi, insanları, ömrümü verdiğim mesleğimi çok seviyorum.
Daha nasıl anlatabilirim ki, nasıl? Olayın ciddiyetini anlamanız, kurallara uymanız için illa ki yakınlarınızdan birileri mi ölmeli, ölen binlerce kişi size yetmez mi??
slot siteleri canlı bahis siteleri http://www.tedxmadrid.com/ casino siteleri
canlı bahis siteleri casino siteleri
gaziantep escortgaziantep rus escort gaziantep escortseks hikayeleri