Kendimi bildim bileli, Türkiye'de kritik süreçler hiç bitmedi, bitmiyor. Bugüne kadar hep zor süreçleri yaşayarak bugünlere geldik. 60 ihtilali sürecini yaşadık, sağ-sol çatışması sürecini yaşadık, 71 muhtırası sürecini yaşadık, 12 Eylül sürecini yaşadık, 28 Şubat sürecini yaşadık, Türkiye AB ilişkilerinde kritik süreci yaşadık, kritik seçim süreçleri yaşadık, 36 yıldır terör sürecini yaşadık ve yaşamaya devam ediyoruz. Ekonomik kriz sürecini yaşadık, depremler ve maden ocağı kazaları sürecini yaşadık, Suriye sürecini yaşadık ve yaşamaya devam ediyoruz.

Şimdi de çağımıza damgasını vuran beklentileri ve hayalleri yıkan Koronavirüs ve ekonomik kriz sürecini yaşıyoruz. Koronavirüs süreci hepsinin tuzu biberi oldu. Öyle bir süreç ki dünyamızı, kimyamızı değiştirdi. Her şeyi alt üst etti. Asıl Koronavirüs sonrası kendimize nasıl bir rota çizeceğiz? Bu demektir ki bir süre daha Koronavirüs süreciyle yaşamaya devam edeceğiz. Bu sürecin ne zaman biteceğine dair bilim adamları kesin bir bulgu ortaya koyamıyorlar.

Kutuplaştırılmış ve ayrıştırılmış bir millet, şiddet yanlısı bir siyaset üslubuyla bu kritik sürecin altından nasıl kalkabiliriz? Ahlak bitmiş, sevgi ve hoşgörü yok olmuş, Koronavirüs günlerinde bile soygunu, vurgunu, fırsatçılığı kendisine bir gelecek olarak planlayan zihniyetlerle bu sürecin altından nasıl kalkabiliriz? İşsizlik ve yoksulluk en büyük sorun haline geldi, eğitimimiz allak bullak oldu, çiftçiliğimiz ve hayvancılığımız tamamen yok oldu. Bütün bu sorunların altından nasıl kalkabiliriz?  Artık yeter! Millet olarak kritik süreçler yaşamak istemiyoruz...