Çağdaş kent olma konusunda çok büyük mesafeler kat etmiş kentlerde, en başta alt yapı olmak üzere, tüm hizmet birimlerince düzenlemeler yapıldı ve yapılıyor. Ama Antalya’da kimsenin kılı kıpırdamıyor. Bugün bazı kentlerimiz çağdaş kent olma yolunda standardı yakalamış durumda. Hiç kimse kendi kafasına göre bir düzenleme yapmıyor yapamaz da. Yapılacak işler, ilgili komisyonlarda değerlendirilir, mühendislik ölçülerinde ve gözetiminde yapılır.   

Örneğin, ulaşım hizmetlerinden tutun da, kaldırım çalışmalarına, yeşil alan ve parkların oluşturulmasına, yolların asfaltlanmasına, şehir içi trafiğin düzenlenmesine, çöp konteynırı ve durak yerlerinin belirlenmesine, hız kesici kasis ve bantların nerelere ve ne kadar aralıkla konulmasına, taksi durak yerleri ile yaya geçitlerin belirlenmesine kadar mutlaka bir standart uygulanır. Bu standart uygulama; aynı zamanda çağdaş kent yaratmanın da bir gereği ve kuralıdır.

Gelelim yaşadığımız kent Antalya’ya... "Antalya çağdaş kent olabildi mi?" sorusu aklımızın bir köşesinde sürekli duruyor. Şöyle çevreme bakıyorum, standart dışı pek çok çarpıklık görüyorum Antalya’da… Bu çarpıklığın en başında imar hataları ve alt yapı yetersizliği geliyor. Diğer taraftan kaldırımların işgal edilmesi, görüntü ve gürültü kirliliğinin yaşanması, çöp konteynırların ve durak yerlerinin gelişigüzel tespit edilmesi, özel araçların toplu taşım duraklarına ve kaldırımlara park yapması, adım başı taksilere durak yeri verilmesi, caddelere gelişigüzel simitçi arabası ve büfelerin konulması, hız kesici kasis ve bantların standart dışı olması, çöplerin trafiğin yoğun olduğu saatlerde toplanması gibi daha pek çok standart dışı hizmetler göze çarpıyor.

Bu standart dışı hizmetler Antalya’da yaşayan herkesin dikkatini çekiyor da, nedendir bilinmez yöneticilerimizin dikkatini çekmiyor. Yapılan işlerde mühendislik ölçülerinden ve çağdaş kent anlayışından uzak, ilgili komisyonlara ya hiç uğramamış, ya da uğramışsa bile es geçilmiş, tam bir "Kaba" standart dışı hizmetler söz konusu Antalya’da… En basit bir kural olan yaya geçitlerinde bile, yayalar karşıdan karşıya rahatlıkla geçemiyor. Kaldı ki, bu kural çağdaş kent olmanın ve çağdaş kentlilik bilincinin de bir gereğidir. Ama yayaların karşıdan karşıya geçmelerinde, sürücülerin saygısızlığına da söylenecek bir söz bulamıyorum.

Çağdaş kent olma standardını yakalamış kentler, hizmeti standartlara ve mühendislik hesaplamalarına göre yaparlar. Çağdaş kent olmanın standartlarından biri de, engellilere kolaylık sağlayacak düzenlemeler yapmaktır. Bugün Antalya’da engellilere yönelik yapılan göstermelik tek bir parkın dışında hangi hizmet alanı vardır? Engelliler için yapılan kaldırımlardaki sarı bandı engellilerin çoğu zaman kullanma şansları ne yazık ki yok. Çünkü kaldırımlar işgal altında. Bu yüzden pek çok kentimiz gibi Antalya da engelliler açısından sınıfta kalmıştır.

Antalya’daki standart dışı hizmetlerden bir diğeri de, cadde ve sokaklardaki kaldırımların, yolların ve hız kesici kasislerin durumu, Antalya'yı çağdaş kent olmaya aday bile yapamaz. Yolların ve kaldırımların haline bakın.  Kaldırımlar yürünecek durumda değil. Yollar yamalı bohça ve köstebek yuvası gibi. Asfaltı düzgün cadde ve sokak neredeyse yok. Okul önlerine, ara sokaklara, caddelere konulan hız kesici kasis ve bantların mutlaka haklı gerekçeleri vardır. Ama konulan bu bantlar, hızı kesmek için kullanılan yöntem tamamen ilkel ve tamamen standart dışı işlerdir. Zaten hız kesici bantların pek çoğunun boyaları silinmiş ve sürücüler tarafından fark edilmiyor.  Çünkü hiçbir ölçüye uymayan ve çoğu zaman hatıra binaen yanlış yerlere ve sık aralıklarla konulan bu hız kesici kasisler araçlara gerçekten zarar veriyor. Bu kasislerin çoğunda ne bir uyarı var, ne de bir yükseklik standardı var. Bir anda kendinizi hız kesici kasistin üzerinde buluyorsunuz. Bu hız kesici kasisler çoğu zaman fark edilmiyor ve aracınız zarar görüyor. Özellikle pek çok cadde ve sokaklarda kaldırımlar bozulmuş durumda. Ne tamir eden vara, ne denetleyen var. Hiçbir şey yapamıyorsanız, en azından çiçekle böcekle kenti güzelleştirebilir, denetimli ve disiplinli bir Antalya yaratabilirsiniz.

Gelişmiş çağdaş kentlerde de hız kesici kasis ve bantlar vardır. Ama o illerin çalışan, görev yapan, denetleyen “İl Trafik Komisyonları da” vardır. O komisyon asla standart dışı işlere izin vermez, trafiği aksatacak, trafiği tehlikeye sokacak düzenlemenin derhal önüne geçer. Evet, bazı trafik magandalarına karşı özellikle okul önlerinde bu tür uygulamalar hiç kuşkusuz yerinde hizmetlerdir. Buna kimsenin bir diyeceği yok. Ama hizmette standart dışına çıktın mı birini koruyacağın yerde bir başkasına zarar vermiş olursun.

Antalya’daki yöneticilere buradan çağrıda bulunuyorum. Çıkıp Antalya’yı baştan aşağı dolaşsınlar ve başkalarının gözüyle değil, kendi gözleriyle standart dışı hizmetleri görsünler. Eminim şu kanaate varacaklardır: ‘Sorunların kendilerine yalan yanlış ulaştığını, denetimlerin de ne kadar yetersiz olduğunu fark edeceklerdir.’ Eskiden şehirlerde görev yapan valiler, belediye başkanları ve emniyet müdürleri yönettikleri kenti dolaşır ve sorunları yerinde tespit edelerdi. Ben bunu, bir dönem Antalya Valiliği Basın Müşavirliği görevinde bulunurken bizzat yaşadım. Hatta tebdili kıyafet yaparak dolaşan valiler bile vardı. Demek ki, yönetici profili de değişmiş. Bu durumda, 'nerede o eski yöneticilerimiz' demekten kendimi alamıyorum.

NEYSE Kİ FAYTONLAR KALKTI
Kale Kapısı'ndaki tramvay durağı, faytonların mekanı haline gelmişti. Çevreye yayılan pis koku ve görüntü kirliliği Antalya'ya hiç yakışmıyordu. Neyse ki faytonlar kaldırıldı ve Antalyalı rahat bir nefes almaya başladı. Bu konuda Başkan Muhittin Böcek'e ne kadar teşekkür etsek azdır. Demek ki istenince güzel hizmetlerde yapılabiliyor. Yeter ki halkın taleplerine kulak verilsin.