Geçmiş yıllarda orman yangınlarıyla ilgili mücadele planlamasında, bakanlık ve genel müdürlük orman yangınları için Şubat ve Mart aylarında olası orman yangınlarına karşı bir dizi önlem alırdı. Bölgelerin hassasiyeti dikkate alınarak, ekip ve ekipmanlar oluşturulur, hatta o bölgelere THK ait yangın söndürme uçağı tahsis edilirdi. Gazetecilik yaptığım yıllarda bunu bizzat yaşadım. Açıkçası bakanlık ve bağlı kuruluşları her an olası orman yangınlarına karşı hazır hale getirilirdi. Bu şekilde orman yangınları büyümeden söndürülürdü ve fazlaca can ve mal kaybı da olmazdı. Ayrıca işin içinde bugünkü gibi rant ve rantiyeciler ön planda değildi. Yanan orman alanlarına hiç kimse bina konduramazdı.

Bir de bugüne bakalım. Orman yangınlarıyla mücadele nasıl oluyor?

Şöyle oluyor. Türkiye tek adama bağlı partili Cumhurbaşkanı sistemiyle yönetildiği için, bütün yetki ve kararlar Cumhurbaşkanı tarafından veriliyor. Ne Orman Bakanlığı, ne Genel Müdürlük ne de Bölge müdürlükleri inisiyatif kullanamıyor. Yani zamanında orman yangınlarıyla ilgili mücadele planlamaları yapamıyorlar. Bakan Sarayın ağzına bakıyor, Genel Müdür Bakanın ağzına bakıyor, Bölge Müdürleri Genel Müdürün ağzına bakıyor. Ondan sonra da olası orman yangınları Allah'a emanet oluyor. Sonuçta iş gelip devlette liyakatin ne kadar önemli olduğuna dayanıyor. İşin özeti bu!