Dünyada 'adaletsizlik, hukuksuzluk en çok nerede oluyor? Terör, yoksulluk, yolsuzluk, rüşvet, ihmal, işsizlik, kadın-erkek cinayetleri, hırsızlık, işçi ölümleri, trafik kazaları, gelir dağılımı bozukluğu, bir yanda saltanat, diğer yanda açlık sınırının altında yaşamaya çalışan milyonlar en çok nerede yaşanıyor?' diye düşündüğümde aklıma gelen ilk ülke Türkiye oluyor. Başta terör, şiddet, doğal felaketler ve acılar yakamızı hiç bırakmadı. Biri bittiğinde diğeri başladı. Hep zengin ülkenin yoksul insanı, hep adalet varmış gibi haksızlıkların ve acıların ülkesi olduk. İşte "neden mutlu değiliz" sorusunun cevabı bence burada yatıyor. Böyle bir ülkede gelin de siz mutlu olun! "Neden mutlu değiliz" sorusuna bir göz atacak olursak;

- 36 yıldır devam eden terör yüzünden 40 binden fazla insan hayatını kaybetmişse, her gün şehit haberleri gelmeye devem ediyorsa, analar bu acıyı yaşıyorsa, hainler her fırsatta ülkeyi yakıp yıkmaya devam ediyorsa,  kadın cinayetleri hız kesmeden sürüyorsa, toplum mutsuz demektir.

 - Gelir dağılımındaki bozukluk yüzünden alt gelir gruplarıyla üst gelir grupları arasındaki fark uçurum denecek kadar artmışsa, ardı arkası kesilmeyen zamlar karşısında insanlar çaresiz kalmışsa, sosyal devlet ilkesi rafa kaldırılmışsa, toplum mutsuz demektir.

- İşsiz sayısı 8 milyonu bulmuş ve her ailede bir işsiz bulunuyorsa, açlık ve yoksulluk sınırının altında yaşayan insanların sayısı 60 milyona dayanmışsa, kredi kartlarının toplam borcu milyarları aşmışsa, gençlerin yüzde 9’u uyuşturucu bağımlısı, yüzde 25.3'ü işsiz durumdaysa, olmayanı da geleceğinden kaygı duyuyorsa, toplum mutsuz demektir.

- Eğitim sisteminin çarpıklığından veli, öğrenci ve öğretmen de şikayet ediyorsa, işveren ekonominin gidişatından endişe duyuyorsa, esnaf, çiftçi, memur, işçi, emekli geçim sıkıntısı yüzünden kan ağlıyorsa, toplum mutsuz demektir.

- Medyada rüşvet, yolsuzluk ve organize suçlarla ilgili haberler her gün sıkça yer alıyorsa, telefon dinlenmesinden endişe duyuluyorsa, adalette yıllarca süren yargılamadan sonra adalet geç geliyorsa veya mahkeme kararları etkilerini yitiriyorsa, toplum mutsuz demektir.

- Meydana gelen katliam gibi trafik kazalarında her gün onlarca insan hayatını kaybediyor ve ocaklar sönüyorsa, işyerleri ölüm tehlikesi saçıyor ve her yıl binlerce işçi hayatını kaybediyorsa, çalışanın iş güvenliği yoksa, toplum mutsuz demektir...

- Bütün bunlar yetmiyormuş bir de başımıza korovirüs belası çıktı. Koronadan her gün onlarca insanımız hayatını kaybediyorsa, pandemi sürecinde bütün yaşamımız alt üst olmuşsa, ekonomimiz çökmüşse, toplum mutsuz demektir.

Bu mutsuz tablodan olsa gerek, toplumda sevgi, saygı, hoşgörü ne yazık ki kalmadı. Bunun yerini saygısız kural tanımayan bir toplum aldı. Kimsenin kimseye en küçük bir tahammülü kalmamış, Toplumu ayrıştırma ve kutuplaştırma kanımıza kadar işlemiş. Oturduğu aparman veya sitedeki komşusunu tanımayan, öldüğü komşusundan haberi olmayan, en küçük bir tartışmada silaha sarılan kavgacı, şiddet yanlısı toplum olmuşuz. Bu yüzden Türkiye'de mutsuzluk tablosu yüzde 59.4'e kadar düştü. Toplumun yarısından fazlası mutsuz!

Eğer bir insan mutsuzsa, onu hiçbir şeyle mutlu edemezsiniz çünkü mutluluk bir yaşam tarzıdır. Köşkler, yatlar, katlar, hatta makam, başarı ve sevgi bile bazen insanı mutlu edemez. Aniden bir şey olsun ve ben mutlu olayım diye beklerseniz, ama o bekleyiş ömür boyu sürer.

Yaşananlar her ne kadar bizi mutsuz etse de, yine her yerde mutluluğu aramaya devam etmeliyiz.  Mutluluğu bazen  bir çiçekte, böcekte, resimde kitapta, havada suda, bazen de eşte  ve dostta, kiminin göz yaşında, kiminin içten bir gülüşünde bulabiliriz...