Ne zaman afet, sel, deprem, akıl almaz trafik kazası olsa, ne zaman terör saldırısı gibi ihmal ve insan hayatına yönelik bir olay yaşansa, cevap hemen hazır "burası Türkiye" deyip geçiyoruz. Neden mi? Çünkü sorunlara çözüm üretemediğimiz için, suni gündemlerle ülkeyi yönetmeye devam ediyoruz. Bir ara gündem 15 Temmuz oldu. Darbe hikayeleriyle yatıp kalktık. Hala "kim FETÖ'cü, kim değil" bunu tartışıyoruz. Bu ülkede kimin FETÖ'cü olduğu, kimin olmadığı bilinmiyor mu? Koronavirüs bile FETÖ'yü gündemden düşüremedi. Çünkü her gün yeni bir FETÖ operasyonu geliyor gündeme. Ayrık otu gibi devleti sarmışlar. Hala gündemde FETÖ var. Bu kez de Koronavirüs salgını nedeniyle, halkın gerçek gündemi unutuldu. "Ayasofya cami olsun mu, olmasın mı" tartışmasıdır gidiyor. O yana bu yana bükmeye gerek yok. Yüreğiniz yetiyorsa, bir kararnameyle bu işi çözersiniz olur biter. Tabi gündem bu tip konular olunca, halkın gündemi unutuluyor. Ne gelen şehit haberlerini konuşan var, ne halkın geçim sıkıntısını konuşan var, ne işsizliğe çare arayan var! Pembe tablolar çizilip duruluyor.
Şöyle bakıyorum. ülkemizde yaşanan pek çok olayın temelinde; ihmal, adam sendecilik, denetimsizlik ve sorumsuzluk yatmaktadır. Buna rağmen bu konular çok ciddiye alınmıyor. Madem ülke yeniden inşa edilecekse, doğabilecek bir takım olayların önüne geçilmek isteniyorsa, adalet, hukuk, sorumluluk ve denetim gibi kavramları laf olsun diye değil, gereği yapılsın diye hem kurumlara yerleştirilmeli, hem ülkeyi yönetenlerin ve yöneticilerin kafalarına iyice kazınmalıdır. Bugüne kadar yaşanan olaylarda; hep gördük ki, sorumluluğu yüklenen ne bir başbakan, ne bir bakan ne de bir yönetici çıkmadı. Çıksa istifa etmek durumu hasıl olacak.
"FETÖ'nün siyasi ayağı neden ortaya çıkarılmıyor, bu ülkede neden her gün fakirleşiyorum, neden iş bulamıyorum, neden vergi yükü altında eziliyorum, neden geçim sıkıntısı çekiyorum, neden ülkenin doğası talan ediliyor" diye sorgulayan yok? Sorgulayan 3-5 gazeteci veya siyasetçi de susturuluyor.
Şimdi siyasi iktidara ve muhalefete düşen en önemli görev; "burası Türkiye" dedirtmeyen her şeyin insan odaklı olduğu, kadınların yüzünün güldüğü, gençlerin iş ve aş derdinin olmadığı, demokrasinin tam olduğu, vurgun ve talanın önüne geçildiği, insanların daha çağdaş, refah düzeyinin daha yüksek olduğu bir Türkiye için, neden çaba göstermiyoruz? Kavga yerine, neden uzlaşmayı denemiyoruz?
Bir ülkenin hastaneleri doluysa, hapishaneleri doluysa, hukuk güvenliği yoksa, yarım yamalak bir demokrasi varsa, gençleri işsiz ve geleceğe güvenle bakmıyorsa, yalan-dolan itibar kazanmışsa, kadınları cinayete kurban gidiyorsa, nüfusun yarısından fazlası yoksullukla boğuşuyorsa, o ülke toplumunun nasıl geleceği olur? Bunu hiç mi düşünmüyorsunuz?
slot siteleri canlı bahis siteleri http://www.tedxmadrid.com/ casino siteleri
canlı bahis siteleri casino siteleri
gaziantep escortgaziantep rus escort gaziantep escortseks hikayeleri