Bugun...


Eyyüp AYDIN

facebook-paylas
CAHİLLİK VE YOKSULLUK KADERİMİZ DEĞİLDİR
Tarih: 07-01-2023 19:54:00 Güncelleme: 07-01-2023 19:54:00


Dünyada kültür fukarası ülkeler sıralamasında sonlarda yer alıyoruz. Türkiye, cahillik endeksinde 40 ülke arasında 9'uncu sırada bulunuyor. Toplumun yaklaşık 1/3’ü hiç radyo dinlemiyor, gazete okumuyor, yaklaşık yarısı hiç kitap okumuyor, yürüyüş, koşma, jimnastik yapmıyor. Yüzde 96’sı hiç opera veya baleye gitmiyor, 4/5’i tiyatroya, 3/4’ü ise konsere gitmiyor…

 

Türkiye toplumunun yarısı içinde yaşadığı bölgeyi ve ülkeyi tanımıyor. “Cumhuriyet ne zaman kuruldu”, “Türkiye'de kaç coğrafi bölge var” diye sorulduğunda doğru cevap verenlerin oranı doğrusu insanı şaşırtıyor. Toplum olarak kendi dar çevresi dışında, farklı insanları ve kültürleri görebileceği tek ana kaynak sadece televizyon. Çünkü Türk insanı dizileri çok seviyor. Toplumun yüzde 84’ü her gün TV izliyor. Bir başka deyişle, insanların başlıca etkinliği TV izlemek!

 

Kültür fukarası bir ülke olduğumuz için, ne bilinçli ve duyarlı bir toplum olabildik, ne de kentlerimizde kent bilinci gelişebildi. Nerede anormal bir durum yaşansa, nerede bir kural ihlali olsa, nerede bir ihmal görülse, nerede bir iş kazası veya katliam gibi trafik kazası olsa, nerede şiddet, cinayet, tecavüz olayı yaşansa, iş dönüp dolaşıp cahilliğe gelip dayanıyor. İhmal ve cahillik yüzünden her gün trafik kazaları, cinayetler ve işçi ölümleri hız kesmeden devam ediyor.

 

Toplum olarak her gün terörden, yaşanan ekonomik sıkıntıdan ve olumsuz gelişmelerden, her türlü şiddet ve cinayetten, ihmalden, iş kazalarından, katliam gibi trafik kazalarından, haksızlıktan, hukuksuzluktan, yolsuzluktan, yoksulluktan, yasaklardan hep birlikte yakınıyoruz. Ama herkes hayatından memnun gözüküyor. Bu memnuniyet, herkesin kaderine razı olduğu izlenimi veriyor ama bu durum asla kaderimiz olmamalı…

 

Ne yaşanan olaylardan ders alıyoruz ne de uykudan uyanıyoruz. İnsanları yıpratma, itibarsızlaştırma, etkisizleştirme, sindirme, baskı ve korku girişimleri toplum üzerindeki etkisini öylesine hissettiriyor ki, herkes "bana değmeyen yılan bin yaşasın" diye düşünüyor. İsteniyor ki; halkı aydınlatacak yazılar yazılmasın, hiç kimse okumasın, hiç kimse aldatıldığının farkına varmasın, gerçekler su yüzüne çıkmasın, toplum hep cahil kalsın. Bugünkü eğitim sistemiyle de bunda başarılı olundu.

 

Ülke nüfusunun yüzde 28'ini ilkokul, yüzde 20'sini ilköğretim (ortaokul) mezunları oluşturuyor. Yüzde 7'si okuma yazama biliyor ama herhangi bir okulu bitirmiş değil. Yüzde 5'i ise hala okuma yazma bilmiyor. Düşünün, ülke nüfusunun yüzde 60'nı cahil kesimi oluşturuyorsa, geriye kalan yüzde 40'la neyi başarabilirsiniz, ya da bilinçli, duyarlı ve örgütlü bir toplum nasıl yaratabilirsiniz? Ancak bilinçli toplumlar geleceğe güven içinde uzanabilirler.

 

Yoksulluk ise toplumun ahlaken çökmesine neden olan faktörlerin başında geliyor. Zaten yoksul bir millettik. Ekonomik kriz nedeniyle yoksulların sayısı iyice arttı. Nüfusun yarısından fazlası yoksullukla boğuşuyor. Emeklilerin yüzde 80’ni asgari ücretin ve açlık sınırının altında yaşamaya çalışıyor. 10 milyona dayanan işsizliğin yanında, 17 milyon insan da açlıkla yaşam mücadelesi veriyor. Türkiye'nin cahillik ve yoksulluk tablosu bu! Ülkede yoksulluğun ve cahilliğin her geçen gün artması özellikle mi isteniyor. Acaba yoksulları ve cahilleri kandırmak daha mı kolay oluyor? Öyle ki, son yıllarda yoksul ve cahillerin sayısında önemli bir artış gözleniyor. Yoksulu ve cahili bu kadar çok olan bir milletin başı dertten kurtulmaz, nitekim de kurtulmuyor! Yıllardır devem eden cahillik ve yoksulluk kaderimiz değildir.





FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
HABER ARA
HABER ARŞİVİ

En sevdiğiniz sosyal medya platformu hangisidir?


SON YORUMLANANLAR
nöbetçi eczaneler
YUKARI