Bu vatanı vatan yapan, bugünkü varlığımızı borçlu olduğumuz en büyük zaferimiz 30 Ağustos'un yıldönümü kutlamalarına, sebep ne olursa olsun kısıtlama getirilemez! Kanımızla, canımızla kazandığımız 30 Ağustos Zafer Bayramı ve diğer milli bayramlar; bugünümüze damga vuran, geçmişimizle duyduğumuz gururdur, şereftir, sevinçtir, renktir, cümbüştür, eğlencedir, mutluluktur... Bu vatan uğrunda hayatını veren şehitlere duyulan minnettir...  Geçmişe duyulan minnet, geleceğe duyulan güvendir...
Önümüze engeller konulsa da, yüreğinde Türklük sevdası taşıyan bizler, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün açtığı aydınlık ve medeniyet yolunda kararlılıkla yürümeye ve ömür boyu 30 Ağustos Zafer Bayramı'nı kutlamaya devam edeceğiz.

30 Ağustos Zafer Bayramı, yurdumuzun düşman işgalinden kurtuluşunun 98. yıldönümüdür. Milyonlarca Türk, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ve onun silah arkadaşlarının bizlere armağan ettiği bu önemli günü bir kez daha coşkuyla, gururla ve minnetle kutluyoruz. Ancak 23 Nisan ve 19 Mayıs'ta olduğu gibi, 30 Ağustos Zafer Bayramı etkinlikleri de, pandemi nedeniyle İçişleri Bakanlığı tarafından yasaklandı. Bizler de, bu vatanı vatan yapan en büyük zaferimiz 30 Ağustos'u gönüllerimizde coşkuyla kutlarız!..  

ATATÜRK NE DEMİŞ?
Atatürk'ün gece (29 Ağustos 1922), Afyon belediye binasının bir odasında  Fevzi ve İsmet paşalarla harp vaziyetini gözden geçirdikten sonra der ki: "Üçümüz vaziyeti bir defa daha gözden geçirdik ve kesinlikle anladık ki, Türk'ün hakiki kurtuluş güneşi 30 Ağustos sabahı bütün parlaklığıyla doğacaktır."

Büyük Taarruz, Kurtuluş Savaşı sırasında Türk ordusunun işgalci güçlere son ve kesin darbeyi vurmasını sağlamak ve Anadolu'dan atmak için düşünülüp planlanan gizli bir harekat idi. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 20 Temmuz 1922'deki oturumunda kendisine dördüncü kez olmak üzere Başkomutanlık yetkisi verilen Mustafa Kemal Paşa taarruz kararını haziran ayında almış ve hazırlıkları gizli olarak yürütmüştü. Büyük Taarruz Ağustos'un 26’sını 27'sine bağlayan gece Afyon'da başlamış, Aslıhan civarında kuşatılan düşman birliklerinin Mustafa Kemal Paşa'nın bizzat idare ettiği Dumlupınar Meydan Muharebesi'nde imha edilmesi ile Türk ordusunun zaferiyle sonuçlanmıştı.

Bugün neyimiz varsa, eğer bağımsız bir ülke kurmuşsak, hür vatandaşlar olmuşsak, şerefli insanlar gibi dolaşıyorsak, ülkemizi Batı'nın, vicdanımızı ve düşüncelerimizi Doğu'nun pençesinden kurtarmışsak, hepsini, her şeyi 30 Ağustos Zaferine borçluyuz. 30 Ağustos olmasaydı, Suriye, Libya, İran ve Irak olurduk. Sen ne büyüksün Atatürk, öyle bir cumhuriyet kurmuşsun ki, iç ve dış hainler var güçleriyle ne bu ülkeyi bölebildiler, ne de bu milleti parçalayabildiler. Asla emellerine ulaşamayacaklar! Büyük Taarruz, silahta ve parada tüm yoksulluğa rağmen yürekle, bilekte akılda zenginlikle zafere ulaşılmıştır. Bu vatan için ödenen bedeller ne yazık ki zaman zaman unutuluyor, ya da görmemezlikten geliniyor.

İŞTE ÖNGÖRÜRÜ
Atatürk, 30 Ağustos 1922'de kazanılan Büyük Zafer'in ikinci yıldönümünde yaptığı konuşmanın bir bölümünde şöyle diyordu:
"30 Ağustos Zaferi, Türk Tarihi’nin en önemli dönüm noktasıdır. Ulusal tarihimiz çok büyük, parlak zaferlerle doludur, ama Türk Ulusunun burada kazandığı zafer kadar kesin sonuçlu, yalnız bizim tarihimize değil, dünya tarihine yeni bir akım vermekte kesin etkili bir meydan savaşı hatırlamıyorum. Besbelli ki yeni Türk Devleti’nin, genç Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli burada sağlamlaştırıldı, ölümsüz yaşayışı burada taçlandırıldı. Bu alanda akan Türk kanları, bu göklerde uçuşan şehit ruhları, devletimizin, cumhuriyetimizin ölümsüz koruyucularıdır."

Öyle bir savaş yaşandı ki, öyle bir zafer kazanıldı ki, Türk milleti tek yürek olarak yedi düvele karşı savaştı. Namusundan, şerefinden, benliğinden, bağımsız ve hür yaşamaktan asla taviz vermedi.

Önce Atatürk inandı. Sonra bir millet inandı. Zafer işte o zaman kazanıldı. Türk milletini zafere taşıyan 30 Ağustos ruhunu, heyecanını bizlere yaşatan başta  Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, vatan için canlarını feda eden tüm şehit ve gazilerimizi bir kez daha rahmetle, minnetle ve saygıyla anıyoruz.