Bugun...


Aile Hekimi Dr. Ozan UZKUT

facebook-paylas
HERŞEY NORMAL Mİ?
Tarih: 02-06-2020 18:44:00 Güncelleme: 02-06-2020 18:44:00


Artık çeşitli sebeplerden -ki bunun büyük çoğunluğu ekonomik sebepler, asla sağlıkla ilgili değil- normalleşme sürecine girdik. Acaba her şey gerçekten normal mi, artık bu hastalıktan, yayılmasından kurtuluyor muyuz? Bu önlemler gerçekçi mi, bu konularda bazı düşüncelerimi paylaşmak istedim…

 

Biz bildiğiniz gibi Avrupa ülkelerinden Amerika'dan ortalama 2 ay sonra bu hastalığa yakalandık veya resmi ağızlardan o zaman ancak bu hastalığın olduğu söylenmeye başladı. Gerekli önlemleri diğer ülkelerden çok daha önce alma fırsatımız oldu bu sayede… Peki normalleşmemizin herkesten önce olması da normal mi o zaman?

 

Bulaşıcı hastalık belirli bir periyot izler, bunu çıkan hemen her hocamız anlatıyor. Hastalık önce yükselme döneminde oluyor, her gün vaka ve ölüm hızı artıyor, sonra uzun süren plato dediğimiz sabit dönem oluyor ve önlemlere kişilerin bağışıklı durumuna göre değişiyor. Sonra da düşüş dönemi bu dönemde önlemler devam ediyor. Ölüm sayısı sıfırlanınca önlemler gevşetiliyor. Yapılan testlerde vaka sayısı sıfırlandıktan on beş gün sonra hastalığın bittiği söylenebiliyor, ondan sonraki artış 2. dalga olarak değerlendiriliyor…

 

Almanya'da bu şekilde oldu, nerdeyse ölüm sıfır ve vaka sayısı da 100'ün altında, bu sayede maçlara seyircisiz izin verildi. Zaten doğal süreç olarak bizden 2 ay önce ilk vakaya rastlanmıştı. Doğal süreçte 2 ay önce iyileşme olması da büyük olasılıktı.

 

Biz şuan vaka sayısı olarak Avrupa'nın en riskli 5 ülkesinden biriyiz. Henüz hem doğal süreçte hem de vaka sayısı ile plato dönemindeyiz ki uzun zamandır 1000 civarı vaka sayımız var, ne kadar uğraşırsak uğraşalım hasta olmayanlara belirti olma olasılığı olmayanlara yaparsak yapalım 1000 civarındaki hastadan uzaklaşamıyoruz (mesela riskli olan sağlık personeline sayıyı yükseltir diye asla test yapmıyoruz )… Yani hala plato dönemi dediğimiz dönemdeyiz ve iyileşme süreci dediğimiz noktadan hem süre hem de vaka olarak oldukça uzaktayız. Sürenin en az 2 sonra vakanınsa 100'ün altında olması gerekiyordu.

 

Bu durumda bize düşen devletin almadığı önlemleri, vatandaş olarak bizim almamız gerektiği sonucu çıkıyor. Evet devlet hastalık mı, ekonomi mi kıskacı altında. Bazen bilim kurulu izin vermese de ekonomik sebeplerden ötürü önlemleri gevşetmek zorunda kalabiliyor. Zaten bu hükümet asla bizim sağlığımızı öncelik olarak görmedi, bunu şeker fabrikalarını kapatıp bizi kalgerin zehirli, kanserojen mısır şurubuna mahkum ederken veya ormanlarımız talan edip maden ocağı, taş ocağı açarken veya nehirlerimize su kaynaklarımıza inşaat yapıp, HES yapıp susuz havasız bırakırken, deniz kıyılarımızı ranta peşkeş çekerken görmüştük. Daha önce şeker olayında yaptığımız gibi önlem almak yine bize düşüyor. Devlet normalleştik dese de sağlığımız için biz mümkünse önlemleri gevşetmeyelim. Bu salgın henüz geçmedi, devam ediyor, her an tekrar yükselebilir.

 

Biz mümkün olduğunca evden çıkmayalım, maskesiz asla dolaşmayalım, kalabalık yerlere gitmeyelim, ellerimizi sık sık yıkayalım, dezenfektanlarımızı eksik etmeyelim. Bu hastalık, ülkemizde gördük ki sadece yaşlılar için değil gençler içinde çok tehlikeli… Ölenlerin çok büyük çoğunluğu ülkemizde 65 yaş altında, o yüzden bana bir şey olmaz dememeli, her türlü önlemi almalıyız. Bu hem kendi çevremizin hem de ülkemizin gerçek normale geçişi için büyük önem taşıyor. Devletin yapamadığını biz millet olarak sağ duyumuzla yapmak zorundayız. Bunun başkaca bir çözümünü göremiyorum…


(Ozanca sağlık mobbing politika kitabımdan)





FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
ÇOK OKUNAN HABERLER
HABER ARA
HABER ARŞİVİ

En sevdiğiniz sosyal medya platformu hangisidir?


SON YORUMLANANLAR
nöbetçi eczaneler
YUKARI