Korona sadece kendi hasta etmiyor aynı zamanda yaşam döngüsünü kırdığı insanları eve kapattığı için bir çok hastalığın tekrar hortlamasına veya artmasına da sebep oluyor. Bu yazımda biraz da ondan söz edeceğim.

Tabii evde kaldığımız, bol bol yediğimiz, kilo aldığımız, hareketsiz kalktığımız için buna bağlı kalp krizleri, diyabetler, böbrek yetmezlikleri, kas atrofileri, eklem iltihaplanmaları, felçler meydana geldi. Bu konuda bir çok insan bir çok şey yazdığı için bunların da üzerinde durmak istemiyorum. Benim söz etmek istediğim konu Korona yüzünden artan diğer bulaşıcı hastalıklar… Çünkü biz korona yüzünden dünyada aşılamayı aksattık, ilaçlamayı kestik, evlere gidip bulaşıcı diğer hastalığı olanların tedavisini ve karantinasını aksattık. Bu yüzden de diğer bulaşıcı hastalıklar da artmaya başladı. Bunların çoğu dünyanın çeşitli yerlerinde ülkemizde henüz salgın boyutunda değil ama ufak tefek de olsa artışları bazılarının görülüyor ama dikkat edilmezse ülkemizde de salgına dönüşebilir.

Bunlardan biri difteri… Ülkemizde bir zamanlar çok can yakan bir hastalık. Bilhassa Pakistan, Bangladeş ve Nepal'de artış göstermiş durumda… Ülkemizde biraz artış var ama salgın boyutunda değil. Bilhassa da aşılamaları aksayan göçmenlerde, sık ev değiştirenlerde ve aşı karşıtı ailelerin çocuklarında heran görülebilir. Salgın potansiyeli var, salgın olmaması için ülkenin % 95'inin aşılanmış olması gerekir. Bu orandan 1 puan düşerse 10000 çocuk, iki puan düşerse yüz bin çocuk hastalanır, o yüzden herkesi aşılamak zorundayız, bilhassa da yukarıda yazdıklarımı…

Bir diğeri Kolera… Sudan, Kamerun, Mozambik, Yemen, Bangladeş'te yaygın bazı göçmenlerde rastlansa da ülkemizde yaygın değil ama salgın yapma potansiyeli çok yüksek bir mikrop. Her zaman büyük can almış, mutlaka uyanık olmak zorundayız.

Polio yani çocuk felci, şu an 30 ülkede salgın halinde. Ülkemizde çok kısa zamana kadar büyük salgın yapmıştı. Hala Polio sekelli bir çok arkadaşımız içimizde, ülkemizde tek tük olsa da görülmeye başladı. Çok uyanık olmak zorundayız, yakalandıktan sonra tedavisi olmayan bu hastalıktan tek korunma yolu aşı, mutlaka ihmal etmemeliyiz. Her büyük bir salgını tekrar ülkemizde yaşayabiliriz. Bu da aşı karşıtları, göçmenler, sık yer değiştirenlerde görülebiliyor. Bu konuda yayınlar yapmalı, halkı uyarmalıyız, gerekirse kampanya yapıp tekrar tüm çocuklar aşılanmalı. % 100 aşılanmadan bu hastalıktan kurtuluş yok…

Bir diğer önemli hastalık da kızamık…  Bangladeş, Brezilya, Kamboçya, OrtaAfrika, Irak, Kazakistan, Nepal, Nijerya, Özbekistan'da çok yaygın salgın halinde… Ülkemizde son 10 yıldır 10 kat arttı. Halen salgın boyutunda değil ama artma potansiyeli çok yüksek.. Yıllarca bir çok çocuğumuzu bu yüzden kaybettik. Gene toplumun en az % 95'ini aşılamazsak bu hastalıktan kurtulamayız. Bir puanlık düşüş on bin çocuk, 2 puanlık düşüş yüz bin çocuğun hastalanmasına neden olur…

Bir diğer artan hastalık da Sıtma ve Zika… Bilhassa sıtma sineği ve normal sivrisinekle geçen bu hastalıklar haşere mücadelesinin aksadığı bu günlerde bir çok kişinin hastalanmasına sebep olmuştur. Ülkemizde bilhassa da Akdeniz bölgesinde aksayan haşere mücadelelerinin sonucu olarak bu hastalıklarda artış her an görülebilir. Çok kısa zamanda vakit geçirmeden mücadele edilmeli yoksa çok büyük bir salgınla karşılaşmamız içten bile değildir.

(OZANCA SAĞLIK MOBBİNG POLİTİKA KİTABIMDAN)